Bursa’nın geçen yıl toplam ihracatı 16 milyar dolardı.
Kentteki ihracatçı firma sayısı 6 bin.
6 bin firmanın bin 500’ü 16 milyar dolarlık ihracatın yüzde 90’ını yaptı.
1500 firma ise toplam ihracatın yüzde 10’unu gerçekleştirdi.
Bu şu demek:
Bursa’dan yapılan ihracat KOBİ’lere yayılmamış.
Neden?
Sorunun yanıtını önceki gün gazetede ağırladığım BTSO Dış Ticaret Konseyi Başkanı Murat Bayizit ile Konsey Üyesi Hakan Hacızade anlattı.
Efendim, malum dış ticaret bilgi ister, maliyet ister, uzman ister, ayrı bir departman ister.
Tüm bunları büyük şirketler biraraya getirebiliyorken, KOBİ’ler başta mali nedenlerden dolayı ihracat yapmakta zorlanıyor.
BTSO Dış Ticaret Konseyi, Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğiyle KOBİ’lerin ihracat yababilmeleri için 2 proje geliştirdi.
Biri Ticaret Elçileri projesi…
Üniversitelerin dış ticaret bölümlerinde okuyan son sınıf öğrencileri, firmalarla eşleştiriliyor.
Önce 3 aylık bir dış ticaret eğitiminden geçiriliyor gençler.
Daha sonra eşleştirildikleri firmalarda staj görüyorlar.
Ve son aşamada yurt dışına gönderilerek hem dil öğreniyorlar, hem de temsil ettikleri firmanın ürünlerini pazarlıyorlar.
İkinci projenin ismi ise İhracat Kuluçka Merkezi.
İhracatçı firma bu merkeze gidiyor ve pazarlamak istediği ürünle ilgili danışmanlık alıyor.
İhracat yapacağı ürünün maliyetinden yurt dışındaki pazar payına ve katılacağı fuarlara kadar, izlemesi gereken tüm yolları öğreniyorlar.
Tüm bu bilgiler İhracat Kuluçka Merkezi’nin bilgi deposunda hazırdır nitekim.
Böylece firma bu merkez aracılığıyla ihracatla ilgili A’dan Z’ye ne yapması gerektiğini öğrenmiş oluyor.
Peki bu iki projenin maliyetini kim karşılıyor?
Tamamı AB değişim programı Erasmus fonlarından karşılanıyor.
Yani ne ihracatçı firmanın kasasından ne de BTSO’dan çıkıyor para.
Bayizit, Erasmus fonundan 1 milyon lira aldıklarını ve almaya devam edeceklerini söyledi.
Böylece…
Hem Bursalı KOBİ’lerin daha fazla ihracat yapmaları sağlanacak.
Hem ihracat deneyimi olmayan firmalar dış ticaret alanında kalifiye personel kazanacak.
Hem üniversite mezunu gençler istihdam edilecek.
Hem de kentin ve ülkenin ihracatı artacak.
Ben bu iki projeyi de son derece faydalı görüyorum.
Nitekim ikisi de tam bir kazan kazan projesi.
Projelere esin kaynağı olan yaşam öyküsü
BTSO Dış İlişkiler Konsey Başkanı Murat Bayizit’in ilginç bir yaşam öyküsü varmış.
20’li yaşlarında hem dil öğrenmek hem de şartlar uygun olursa yerleşmek için İngiltere’ye gidiyor Bayizit.
Dil öğrenirken, bir yandan da bir Türk kebapçısında harçlığını çıkarıyor.
Birkaç yıl sonra, “Ben burada ne uzar, ne de kısalır” diyerek yurda dönüyor.
Ve Bursa’da dondurulumuş gıda işine girip, kendi şirketini kuruyor.
Aradan yıllar geçiyor ve BTSO Dış İlişkiler Konseyi’nin başkanı olunca, İngiltere’de kebapçıda çalıştığı yıllardan esinlenerek, Ticaret Elçileri projesini hayata geçiriyor.
Bayizit’in sözleriyle yazıyı noktalayalım:
“Ben İngiltere’de kebapçıda çalıştım ama bugünkü gençler yurt dışına gidip kendi alanlarında çalışsınlar istedim. Hem kendilerini geliştirsinler, hem de çalıştıkları firmalara katkıları olsun, hem de ülke kazansın.”
Anadolu ve fen lisesi kıtlığı
CHP İl Başkanı İsmet Karaca, kent sorunları, çevre meseleleri derken eğitime de el alttı.
Dün bir açıklama yaparak, hayli ilginç bir bilgiyi paylaştı Karaca.
“Bursa’nın 5 ilçesinde sınavla öğrenci alan bir tane bile lise yok. 13 ilçemizde Anadolu lisesi, 12 ilçemizde fen lisesi bulunmuyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın derhal gerekli düzenlemeleri yaparak Bursa’daki Anadolu ve fen lisesi açığını kapatmasını talep ediyoruz.”
Bir diğer ifadeyle Bursa’da sadece Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım ve Mudanya’da Anadolu lisesi var.
O okulların sayısı da sınırlı.
Nitekim Nilüfer ilçesi kadar nüfusu olan Çorum’daki fen lisesi sayısı Bursa ile eşit.
Evet, Bursa bir sanayi kenti ve meslek lisesi mezunlarına büyük ihtiyaç var.
Ancak öğrenciler meslek liselerini değil, Anadolu ve fen liselerini tercih ediyorlar.
Böylece 10 binlerce öğrenci gönülsüz bir şekilde, yani zorunluluktan meslek liselerinde okumak zorunda kalıyor.