Geçen hafta, bazı belediyelerin Bursa İzmir Otoyolu’na bıraktıkları köpekleri yazmıştım.
Kuş uçmaz kervan geçmez bir noktaya bırakılan köpekler açlığa ve ölüme mahkum edilmişti.
Ancak hangi belediyelerin can dostları yol kenarına attıkları belli değildi.
Önceki gün biri belli oldu.
HEPAD kurucusu Emre Demir, aracıyla bölgeye giderken Karacabey Belediyesi’nin ekibine suçüstü yaptı.
Uyanık belediye personeli kendilerini kamufle etmek için 35 plakalı araçla köpekleri taşıyorlar.
Ancak Demir, onları tanıdığı için can dostlarının Karacabey Belediyesi eliyle ölüme mahkum edildiğini deşifre ediyor.
Bu durumdan Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan’ın haberi olmadığını hiç düşünmüyorum.
O halde Özkan’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayvanlara şefkat gösterilmesi talimatına uymadığı çok açık.
Ancak daha önemlisi Karacabey Belediyesi, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırı hareket ediyor.
Yasanın 2. maddesi çok net:
“Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlar ve eğitim çalışmaları yapar. Ayrıca yerel yönetimler, ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurar.”
Oysa Karacabey Belediyesi sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanları korumuyor, bakımevleri kurmuyor ve tedavilerini sağlamıyor.
Aksine onları açlığa ve ölüme mahkum ederek, yasayı çiğniyor.
Diğer yandan Emre Demir, görüntüleri sosyal medyadan yayınladıktan sonra hayvanseverler Karacabey Belediyesi’ne tepki yağdırmışlar.
Tepkilerden bunalan belediye yetkilileri, ‘köpekleri biz bırakmadık’ diyormuş.
Ancak Emre Demir, araçtaki Cem isimli kişinin Karacabey Belediyesi personeli olduğunu, hiçbir kuşku duymaksızın söylüyor.
Yani hem hayvanlara karşı suç işliyorlar hem de doğru söylemiyorlar!
Uludağ Üniversitesi’nde kim haklı?
Uludağ Üniversitesi Senatosu geçen hafta 10 binlerce öğrenciyi, binlerce öğretim üyesini ve personeli ilgilendiren bir karar aldı.
Artan vakalara rağmen öğrenim online değil yüz yüze devam edecek.
Derslerin ve sınavların online devam etmesini isteyen öğrenciler yüz yüze öğrenim kararına tepki gösteriyorlar.
Özellikle sosyal medyada örgütlenen öğrenciler bana da mektup yazarak düşüncelerini paylaştılar.
Öğrencilerin iletilerini köşemde paylaşmıştım.
Ancak derslerin ve sınavların online olmasını isteyen öğrencilerin haksız olduklarını belirtmem gerekir.
Nedenine gelince…
Öncelikle öğrencilerin bir bölümünün online öğrenimden, bir bölümünün de yüz yüze öğrenimden yana olduğunu belirteyim.
Hele Uludağ Üniversitesi’nin mühendislik bölümleri başta olmak üzere sayısal bölümlerinde okuyan öğrenciler, hiçbir şekilde online öğrenimden yana değil.
Çünkü geçen sene online yapılan sınavlarda başarı oranları yüzde 30 düştü.
Sözel dersler için online sınavlarda kopya çekme şansı sayısal derslere göre daha yüksek.
Yine geçen yılki rakamlara göre sözel bölümü öğrencilerinin sınavlarda başarı oranı yüzde 20 arttı.
Yani online sınav, sözel bölümde okuyan öğrencilerin başarı oranını arttırırken sayısal bölümdeki öğrencileri zorluyor.
İşte bu yüzden sayısalcıların çoğu yüz yüze öğrenim isterken, çoğu sözel bölüm öğrencisi online sınavdan yana.
Senato da tercihini, yüz yüze sınavdan ve örgün öğrenimden yana kullandı.
Bir de YÖK faktörü söz konusu.
YÖK, üniversite rektörlüklerinden olağanüstü durumlar hariç örgün öğrenime devam edilmesini istiyor.
Yani Uludağ Üniversitesi Senatosu aslında YÖK’ün isteği doğrultusunda karar verdi.
Zaten Türkiye genelinde sadece Mimar Sinan ve Koç Üniversitesi uzaktan öğrenime geçti.
Uludağ Üniversitesi’nde aşılama oranı
Üniversite öğrenimini online yapmak yerine, aşılı olanların derslere girebileceği yüz yüze öğrenim en doğru tercih.
Zaten Uludağ Üniversitesi’nde de aşısı olmayan öğrenciler derslere ve sınavlara giremiyor.
Peki öğrencilerin aşılama oranı ne durumda?
Uludağ Üniversitesi’nde aşısını olan ve HES kodu alan öğrencilerin oranı yüzde 84.
Yüksek bir oran gibi görünse de hala binlerce öğrenci aşısız!
Tanır’dan kaçak yapı kararlılığı
Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır’ın göreve geldiği 2019 Nisan ayından 2021 Aralık ayına kadar 101 kaçak yapı yerle bir edilmiş.
Bu istatistik, diğer ilçe belediyelerine kıyasla anlamlı.
Ancak daha da önemlisi tespit edilen ve yıkım kararı alınan 420 kaçak yapının olması.
Başkan Tanır, bu 420 yapının da yıkılacağını söyledi.
Yıkılır mı?
Tanır’ı kararlı gördük.
Ayrıca daha önce yıkılan yapılar, Tanır’ın sözünü tutacağını işaret ediyor.
Memleket Partisi’nde İnegöl depremi
Dün Bursa siyasetinde bir istifa haberi geldi.
Memleket Partisi İnegöl İlçe Başkanı Yasemin Soydan ve yönetimi, görevlerinden istifa ettiler.
Soydan, Memleket Partisi’ne CHP’den geçmişti.