Bir 4 Ekim Hayvan Hakları Korumu Günü’nü daha geride bıraktık.
Bilmem siyasetçilerin 4 Ekim’e dair sosyal medya paylaşımlarını gördünüz mü?
İktidarıyla, muhalefetiyle tümü, kedi-köpek fotoğrafı paylaşarak, hayvan haklarından dem vurdular oturdukları yerden.
Oysa sosyal medyadan 4 Ekim’i hatırlatarak, hayvanlar daha iyi yaşam koşullarına kavuşmuyor, tecavüze uğramalarının, öldürülmelerinin, aç ve susuz kalmalarının önüne geçilmiyor.
Bunların önüne geçmek, belediye başkanlarının ve milletvekillerinin elinde.
Yerel yönetimler gerçekten bu işe samimi bir şekilde eğilecekler ve dostlar alışverişte görsün kıvamında uygulamalardan vazgeçecekler.
Mesela, her belediye mutlaka bir hayvan barınağı inşa edecek.
Örneğin, hiçbir belediye, sınırlarındaki hayvanları kamyonetlere doldurup, dağlık ve kırsal alanlara nakletmeyecek.
Ve elbette her mahalleyi mama ve su kaplarıyla donatacaklar.
Yani sokak hayvanlarına gerçekten sahip çıkacaklar.
Milletvekilleri ise hiçbir işlevi olmayan, hayvanları ‘mal’ olarak gören, hayvan öldürmeye neredeyse hiçbir bir yaptırım getirmeyen mevcut yasa yerine, can dostlarının canını yakan, tecavüz eden, işkence yapan canilere hak ettiği cezayı veren, petshop’ları yasaklayan, yerel yönetimlere yükümlülükler getiren yepyeni bir yasa çıkarmak için artık harekete geçmeli.
24 Haziran öncesi tüm siyasi partilerin temsilcileri, ilk iş olarak yeni yasa sözü verdiler.
Peki nerde o yasa bilen var mı?
Sıla yasağı nasıl kalktı?
Bu köşenin sıkı takipçileri, ünlü şarkıcı Sıla‘nın, Bursa’da konser vermek için vize alamadığını biliyorlar.
O yazımı okumayanlar için, hadise neydi kısaca hatırlatayım.
Sıla’nın menajeri, Açıkhava Tiyatrosu’nun işletmesini elinde bulunduran Bursa Kültür ve Sanat Vakfı’na başvuru yapıp, konser vermek istediklerini söylüyor.
Ancak BKSTV Müdürü Hacer Özbek, gerekçe belirtmeden, sözlü bir şekilde olumsuz yanıt veriyor.
Sıla cephesi, ret yanıtını yazılı olarak istese de Hacer Özbek, buna yanaşmıyor.
Oysa Sıla, AK Partili belediyelere ait bir çok mekanda konsere çıkmaktadır.
Sıla’nın menajeri, birkaç defa teklifini yineliyor ve sonunda Açıkhava, Sıla konseri için kiraya veriliyor.
Yani Sıla 17 Ekim Çarşamba akşamı Bursa’da konser verecek.
Peki BKSTV Müdürü Hacer Özbek, nasıl geri adım attı?
İşin perde arkası şöyleymiş:
Sıla’nın Bursa’da konser vermesine izin verilmemesinden Milli Eğitim eski Bakanı Nimet Baş‘ın haberi oluyor.
Nimet Baş da, BKSTV’ yetkililerine, Sıla’nın geçmişte bir hata yaptığını (Yenikapı Mitingi’ne dair sözleri) ancak o hadisenin üzerinden zaman geçtiğini ve hoşgörüyü elden bırakmamak gerektiğini belirten bir mesaj yolluyor.
İşte bu mesaj, Sıla’nın Bursa’ya gelmesinin önünü açıyor.
Bu arada, Sıla’nın biletleri satışa çıktığı ilk gün büyük ilgi görmüş.
Yani öyle anlaşılıyor ki Sıla, uzun bir aradan sonra binlerce Bursalı hayranıyla hasret giderecek.
Öğütçü’den protokole sitem
Bursa Devlet Tiyatrosu’nun bu yılki prömiyerine ilgi göstermeyen protokol üyelerini eleştirdiğim yazıma, İstanbul‘dan ses geldi.
O gece tanıştığım Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, bakın neler söylüyor:
“Protokolün gelmeyişi gerçekten üzücü. Ben 3 saatlik yoldan geldim ve o gece de İstanbul’a döndüm. Sanatçılarımızın ve sanatımızın desteklenmesi için hepimize görev düşüyor. Bir eserin sahneye çıkmasının ne kadar emekle olduğunu siz ve ben çok iyi biliyoruz. Umarım bu yazınızdan sonra protokol tüm ilk gösterimlere katılır ve topluma örnek olurlar.”
Öğütçü’ye ben de teşekkür ediyorum.
“Umarım bu yazınızdan sonra protokol tüm ilk gösterimlere katılır ve topluma örnek olurlar” diyor Öğütçü.
Oysa ben yıllardır yazıyorum bu durumu.
Ancak ben yazmaktan bıkmadım, protokol üyeleri prömiyere katılmamaktan bıkmadı.
Minibüsçülerin negatif algısını değiştirecek örnek çalışma
Minibüsçülerle ilgili görüşümü biliyorsunuz.
Nitekim onları, trafik sıkışıklığının ana nedenlerinden biri olarak görürüm.
Ayrıca yolculara yaklaşımları da ortada.
Tabii tüm bu eleştirilerimin yanı sıra, minibüsçü esnafının imajını düzeltmek için çaba sarf eden ve işini düzgün yapan minibüsçüler de yok değil.
Onlardan biri de Ertuğrulgazi Durak Başkanı Abdülkadir Üslü…
Geçen gün bir aşure programı yapmışlar ve 600 kişiye aşure dağıtmışlar.
Belediyelerin yetkilileri ve siyasi partilerin temsilcilerinin de katıldığı programın amacı, minibüsçü esnafıyla, yerel yöneticiler ve siyasetçiler arasındaki duvarları yıkmak, minibüsçülerle vatandaş arasındaki soğukluğu gidermek.
Çok da verimli geçmiş etkinlik.
Abdülkadir Üslü, “Bu etkinlikle amacımız, sosyal minibüsçülük anlayışını sergilemek ve toplumdaki negatif minibüsçü imajını silmek” diyor.
Bu arada Üslü ile Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş Danışmanı Mehmet Akif Durmuşlar arasında da bir görüşme olmuş.
Üslü bu görüşmede, minibüsçülerin eğitilmesine karar verildiğini söylüyor.
Bu eğitimle, minibüsçü esnafı, toplu taşıma kültürünün önemine varacak, yolcularla sağlıklı diyalog kurmasını öğrenecek, trafik kurallarının daha fazla bilincine varacak.
Ne güzel…
‘Eğitim şart’ diye boşuna dememişler.