Aylardır, müdürlük isteyen, muhtemelen pskolojisi bozuk zabıta memurunun, Gürsu Belediye Başkanı Cüneyt Yıldız ve şoförü Yener Şimşek‘in üzerine kurşun yağdırması, meğer ilk vukuatı değilmiş.
Daha önce de defalarca tartıştığı Başkan Yıldız‘a, silah gösterdiğine dair iddialar var.
Ancak temiz siyaset iddiasıyla yola çıkan Cüneyt Yıldız, tehditlerine boyun eğmez ve teklifi, ısrarla reddeder.
Reddeder ama bedeli de çok ağır olur.
***
Saldırganın, silah taşıdığını herkes biliyor.
Başkan Yıldız‘la ihtilaflı olduğunu da…
Ve üstelik Başkan Yıldız‘ı tehdit ettiği ve silah gösterdiği de, özellikle belediye çevresinde bir sır değildir.
Ancak buna rağmen, potansiyel saldırgan, güpegündüz, elini kolunu sallaya sallaya, önce belindeki silahla belediye kapısından, ardından Başkan Yıldız’ın kapısız makam odasından içeri giriyor.
Başkan Yıldız’ın son sözleriyse, “Güvenliği çağırın ve bu adamı çıkarın odamdan” olduğu konuşuluyor.
Ancak güvenlik gelmeden önce, saldırgan belindeki silahı çıkarıp, önce Yıldız’a, ardınan şoförü ve koruması Yener Şimşek‘e kurşun yağdırıyor.
***
Serseri mayın misali, Başkan Yıldız’ın çevresinde dolaşan saldırgan için neden hiçbir önlem alınmaz, nasıl olur da belediyeye böylesine rahat girebilir, makam odasına evine girer gibi dalmasına neden izin verilir?
Özel kalem, sekreter, belediye başkan yardımcıları ve o an belediyede bulunan onca personel neden olaya müdahale edemez?
Tüm bunlar, ağır ihmalle izah edilecektir, şüphesiz.
Ancak şu kapı meselesini, artık gözden geçirme vakti gelmedi mi?
***
İlk olarak Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, konuyu siyaset gündemine taşımış ve henüz adayken, “Belediye başkanı olursam, ilk işim menteşesiyle birlikte makam odamın kapısını sökmek olacak” demişti.
Sözünü tuttu Edebali…
Edebali’yi, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ile siz bu yazıyı okurken kendisi Azrail‘e direnen Gürsu Belediye Başkanı Cüneyt Yıldız takip etti ve makam odalarının kapılarını söktüler.
***
Doğrusu bu davranışları, hepimizin hoşuna gitti.
Başkanları tanıdığımız için, popülizm yaptıklarını da hiç düşünmedik.
Ancak, işin güvenlik kısmı da kimsenin aklına gelmemişti.
Belediyelerde, yüzlerce personel çalışıyor.
Onlarca firmanın katıldığı ihaleler dönüyor.
Binlerce kişi iş başvurusuyla belediye kapılarını aşındırıyor.
Başkanlar, ihale alamayan, müdür olamayan, yer değişikliği talebi reddedilen, iş başvurusu olumlu sonuçlanmayan kişilerle karşı karşıya geliyor.
Ve bunların içinde gözünü karartanlar, belediye başkanları için potansiyel tehdit oluyor.
***
Hayri Türkyılmaz da İsmail Hakkı Edebali de, göreve geldiği ilk günden bu yana, kamu menfaati gereği, radikal kararlar almaktan geri durmadılar.
Ve daha 1 yılda, onlarca düşman yarattıkları su götürmez bir gerçek.
Ve ikisinin de odalarında kapı yok.
Türkyılmaz’a ve Edebali’yi, söktükleri kapıyı yeniden takmaları için çağrı yapıyorum.
Şeffaf olmanız önemli ancak can güvenliğiniz çok daha önemli…
Taş, seçmenden sabır istiyor
Büyükorhan da, diğer dağ ilçelerinden farklı değil.
Gün geçtikçe nüfusu azalıyor, göçe direnemiyor.
Özellikle, hayvancılık temel geçim kaynağı Büyükorhan‘ın.
Peki 1 yılda neler değişti Büyükorhan‘da?
Aslında değişen pek birşey yok…
Çünkü Büyükorhan Belediye Başkanı Hasan Taş, ilçede hasat zamanının bundan başladığını söylüyor.
“1 yıl sonra, projelerimizi bir bir hayata geçireceğiz” diyen Taş, ilçe halkından biraz daha sabırlı olmalarını istiyor.
Böyle açık sözlü bir belediye başkanı, siyasette ender rastlanır.