Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kadir Demirel, damadı tarafından bıçaklanarak öldürüldü önceki gün.
Sosyal medyadaki kimi yorumlar, akılla bağdaşır cinsten değil.
“Oh olsun” kıvamındaki yorum ve tepkiler, söz konusu gazetenin yayın politikasına yönelik aslında.
Ancak cinayetin siyasi bir yönü yok.
İyi ki yok.
Bir de siyasi bir cinayet olduğunu düşünmek dahi istemiyorum.
***
Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya‘nın hadisesi, ibretlik.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki bir klik, Sarıkaya‘nın görevden alınması için çalışma yürütüyordu bir süreden bu yana ve nihayetinde Milli Eğitim Bakanı’nı da ikna etmişlerdi.
Ancak ne AK Parti milletvekillerinin ne de il teşkilatının görevden alma girişiminden haberi vardı.
Girişim diyorum çünkü görevden alma, ‘girişim’ düzeyinde kaldı.
Hal böyle olunca siyasi irade ağırlığını koydu ve görevden alma işlemini durdurdu.
Neticede Sarıkaya görevine devam ediyor.
Sarıkaya’nın, 2014-2017 yıllarını değerlendiren basın açıklaması da, görevine devam ettiğinin belgesi.
***
Sarıkaya‘nın önceki gün elektronik posta kutumuza yolladığı 3 yıllık faaliyet raporunda şu ifade dikkatimi çekti:
Vitrinde gözükmek yerine, mutfakta çalışmayı tercih eden bir kurum olduk. Bu süreçte, kayıkçı kavgalarına alet olmadan, imajdan ziyade eğitimi herşeyin önünde tutarak, çalışmalarımızı sürdürdük.
Sayın Sarıkaya, biraz fazla mutfakta kalmadınız mı?
Biraz vitrine çıkmanın hiçbir sakıncası yoktur.
***
Notlarım arasına aldım ama dünkü yazımda atlamışım.
Orhaneli Belediyesi‘nin 12. yıl basın toplantısında bir detay vardı:
Orhaneli Belediyesi modern bir hayvan barınağı kuruyor.
İrfan Tatlıoğlu, “Biz hayvanları gerçekten çok seviyoruz. Onlar da bizim gibi canlı” diyordu hayvan barınağını anlatırken.
Maalesef, her ilçede olması gereken hayvan barınağı bizde haber oluyor.
Oysa, hayvan sevgisi yerleşik bir toplumda, bırakın hayvan barınağının haber olmasını, hayvan barınağına gerek bile kalmaz.
Çünkü hayvanlar ya doğal ortamlarında ya da sıcak ev ortamlarında yaşamaları gerekir.
Yine de birçok belediyenin yapmadığı bir işe giriştiği için Orhaneli Belediyesi‘ne teşekkür etmek gerekir.
***
Mayıs bitti haziran geldi ancak hava ilkbaharı bile aratacak cinsten.
Evet yaz mevsimini çok özledik, ‘şöyle bir güneş çıksa da kemiklerimiz ısınsa’ diyeli çok oldu, havuz sefası, deniz, kum, güneş gibi yaz mevsimine özgü hasletleri hayal edemez olduk, kısa kollu giysiler de elbise dolaplarında ağaç oldu.
Ancak bardağın dolu tarafından bakalım hadiseye.
Yazın kavurucu sıcağında oruç tutmak mı, yoksa yaz mevsimini özlemle beklemek mi yeğdir?
***
Günlük yazılar, günlük televizyon programları, haftalık söyleşiler derken yoğun bir dönemi daha geride bıraktık.
Şimdi izin zamanı.
Bir süre yazmayacağım.
Dönünce görüşmek üzere.