Önce şunu belirteyim:
Bu kavganın sandığa etkisi olmaz.
Birkaç gün sonra sular durulur ve herşey unutulur.
***
Ayrıca seçmen, kendisine dokunmadığı sürece, yolsuzluk iddialarıyla ilgilenmiyor.
Bu nedenle, ne Arınç-Gökçek kavgasının AKP‘yi böleceğini, ne de “Ankara’yı parsel parsel sattı” iddiasının sandığa olumsuz yansıyacağını düşünüyorum.
İktidar denilen gücü ellerinde tuttukları sürece, AKP’de bu tip kavgaların ömrünün uzun olmadığı, geçmiş yıllardaki onlarca örnekten belli değil mi?
***
Bugünkü kavganın büyümesi çok doğal.
Milletvekili listeleri şekillendi, şekillenecek.
Saray ve hükümet arasında düşük yoğunluklu çatışma çıkması kaçınılmaz değil miydi?
***
Gelelim Arınç‘a yönelik ‘paralelci’ iddiasına.
Arınç‘ın seçim öncesi, paralel yapının televizyon kanallarında, günlerce hedef alınması bir yana, 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra, paralel yapıyı eleştiren yüzlerce konuşmasına tanık olmuştuk.
Bu süreçte, paralel yapıyla ilgili tek satır açıklama yapmayan AKP’lilerden biri de Melih Gökçek değil miydi?
Hatta Gökçek, paralel yapıyla mücadelede Tayyip Erdoğan‘ı yalnız bıraktığı için, 30 Mart seçimlerinden hemen sonra özür dilememiş miydi?
***
Ancak benim asıl değinmek istediğim konu, önceki gün Gökçek‘in twıtter hesabından Bursalı 3 aday adayını paralelci ilan etmesi.
Gökçek, M.E, M.T ve kadın aday adayı S.Y‘nin üst kurula taşınması için Arınç‘ın yetkisini kullandığını söylüyor.
Gökçek‘in paralelci diye deşifre ettiği aday adayları Dr. Mustafa Esgin, Mahmut Turunç ve Setenay Yüksel Olguner’den başkası değil.
Şimdi kim bunlar, bir bakalım.
***
Mustafa Esgin, AKP’nin 30 Mart yerel seçimlerinde Nilüfer belediye başkan adayıydı.
Madem Esgin paralelci, haftalarca belediye başkan aday adaylarının cemaat bağlantısını didik didik eden Genel Merkez, Esgin‘i gözünden mi kaçırdı?
***
Mahmut Turunç kim?
Arınç’ın danışmanı.
Dahası Başbakanlık danışmanı…
Ve daha ötesi AKP’nin 2011 yılındaki milletvekili adayı.
Turunç’un paralel yapıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığını bütün Bursa bilir.
Ayrıca, Başbakanlık‘a defalarca girip çıkmış, detaylı bir güvenlik soruşturmasından geçmiş bir ismin, paralel yapıyla ilişkisi olabilir mi?
***
Setenay Yüksel Olguner’e gelince…
Birkaç ay öncesine kadar AKP‘nin il yönetim kurulu üyesi olan Olguner‘in de bırakın paralel yapıyla, cemaatle de zerre kadar ilgisi olmadığı biliniyor.
***
Anlaşılıyor ki, bu 3 ismi Gökçek’e üfürenler, fırsat bu fırsat, hem Arınç‘ı yıpratmak hem de üst kurula seçilen Esgin, Olguner ve Turunç‘un önünü kesmeye çalışmışlar.
Yani, bir taşla iki kuş misali.
Ancak baltayı taşa vurdular bu kez.
Nitekim, siyaseti kıyısından, köşesinden takip edenler bile, bu iddiaya bıyık altından tebessüm ettiler.
Adalet isteniyor
“Yargı hiçbir zaman tarafsız ve bağımsız olamamıştı. Ancak hiçbir zaman da bu kadar itibarsızlaşmamış ve güven yitirmemiştir” demiş Bursa Barosu…
Bursa Barosu Başkanı Av. Ekrem Demiröz, “5 Nisan’da alanlardayız. Son yılların en büyük mitingini yapmak istiyoruz” diyor.
Miting, yargının bağımsızlığını elde etmesi, itibarını geri kazanması için düzenleniyor.
Siyasi parti ayırımı yok, ideolojik farklılıklar gözetilmemiş.
Yani yargının içinde bulunduğu durumdan rahatsız olan herkes mitinge davet ediliyor.
Yargı camiası da değil sadece.
Sade yurttaş, esnaf, iş insanı, işçi, memur…
Yoğun siyasi gündem arasında, ıskalanacak bir konu değil galiba.
Mitinge olan katılım, toplumun bağımsız yargıya olan talebini de ortaya koyacak.