Gemlik Gübre Fabrikası…
2004 yılına kadar, devletin KİT‘lerinden biriydi.
Yaklaşık bin dönüm arazi, denizden yüksekliği 4 metre, uzunluğu 300 metre olan muazzam bir liman, yüzlerce lojman, misafirhaneler, sosyal tesisler, deposunda 20 milyon liralık stok (Amonyak, CAN, Nitrik Asit) ve başta amonyak olmak üzere çok değerli üretim tesislerine sahip olan, Körfez manzaralı KİT, 2004 yılında özelleştirilerek, Sivaslı iş adamlarının sahip olduğu Yıldırım Holding’e satıldı.
***
Devletin diğer KİT‘leri gibi Gemlik Gübre‘nin de zarar ettiği öne sürülüyordu.
O yüzden derhal elden çıkarılmalıydı.
O dönem, bu özelleştirme tartışmalara yol açmıştı.
Nitekim, sadece denize nazır bin dönüm arazisi bile paha biçilemeyen tesis, sadece 83 milyon dolara satılmıştı.
Burada bir hatırlatma yapayım:
Holding, limanı kiraya vermekte ve limandan da para kazanmakta.
***
İşin bu boyutunu geçelim ve asıl meseleye gelelim.
Malum, cumartesiyi pazara bağlayan gece, çevre ilçelerden de hissedilen bir patlamayla sarsıldı Gemlikliler.
Fabrikanın buhar kazanında meydana gelen patlama, 1 emekçinin canına mal olurken, bir işçi de yaralandı.
***
Dört başı mamur, klasik bir Türkiye kazası!
Oysa bu kaza, yıllardan bu yana, bağıra bağıra geliyorum diyordu.
Çünkü tesiste, gübrenin hammadesi olan patlayıcı ve boğucu özelliklere sahip amonyak kullanılmakta.
Yani çok sıkı tedbirler alınması gerekir bu tesiste.
Ayrıca Gemlik Gübre, 1999’daki iki büyük Marmara depreminden olumsuz etkilenmişti.
Yani çevresinde yaşayan binlerce insan için, tahrip gücü yüksek bomba gibi Gemlik Gübre.
Ancak koca tesisin, ruhsatının dahi olmadığını biliyor musunuz?
Evet, işletme ruhsatları yok.
Çünkü Büyükşehir Belediyesi, gerekli tedbirleri almadıkları için, tesis yetkililerinin ruhsat taleplerini reddediyor.
***
Şirket yetkilileri, tesisi ruhsatsız çalıştırmalarını dert etmeden, 2 girişimde bulunmuşlardı.
Birincisi, kimyasal depolama alanı kurmak…
Diğeri de kapasite artışına gitmek…
2 talep de Gemliklilerin ölüm fermanı anlamına geliyordu.
Ancak 2 tehlikeli girişim de meslek odaları, sivil toplum örgütleri, duyarlı Gemliklilerin karşı çıkışları, Gemlik Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi ve Çevre Bakanlığı‘nın vetosuyla sonuçsuz kaldı.
Çünkü kimyasal depolama ve kapasite arttırımı, mevcut durumda bile büyük bir bombayı andıran tesisin, çok daha büyük riskler taşımasına yol açacaktı.
***
İşte tüm bunlar ortadayken, önceki gece büyük bir patlama oldu.
“Ucuz atlattık” demek, hiç insani değil.
Çünkü bir işçi, ekmek parasını çıkarırken, can verdi.
Ancak, patlamanın amonyak üretim tesisinde meydana gelmemesi, çok daha büyük bir felaketin eşiğinden dönmemizi sağlamış.
Tedbir alınması için, bir değil bin kişinin ölmesi mi bekleniyor?
Gemlik Gübre kamulaştırılsın, depreme dayanıklı konutlar yükselsin
Gemlik Gübre‘nin, ilçe halkı için çok büyük bir tehlike olduğu, cumartesi gecesi yaşanan patlamayla ortaya çıktı.
2004 yılındaki özelleşmenin tartışmalı olduğu malum.
Yani, Gemlik Gübre’nin ekonomiye katkısı koca bir soru işareti.
Hem, hiçbir ekonomik çıkar, insan hayatıyla ölçülemez.
Bu nedenle, bir öneri getiriyorum bu köşeden:
Gemlikliler, Gemlik Gübre dışında, ciddi bir deprem tehlikesiyle daha karşı karşıya.
Ve üstelik, Gemlik‘in yamaçlara taşınma projesi hala hayata geçmedi.
Gemlik Gübre tesislerinin bulunduğu bin dönümlük arazi, mükemmel bir konut alanı olabilir.
Deniz manzaralı bin dönümlük arazide neden depreme dayanıklı konutlar yükselmesin?
2004 yılında, Gemlik Gübre nasıl özelleştirildiyse, bugün kamu menfaati gereği kamulaştırılabilir.
Tesis de, insan hayatını riske atmayacak başka bir bölgeye taşınabilir.
Holding yetkilileri pes etmiyor
Gemlik Gübre yetkilileri, yasal engellere rağmen, kapasite üretim artışına gitmek için tüm yolları deniyor.
Nitekim, Gemlik Belediye Meclisi, ilçede yanıcı, yıkıcı ve parlayıcı toksit madde üreten tesislerin kapasite artışını engelleyen maddeyi planlara işliyor.
Ancak, tesis yetkilileri plan maddesinin değişmesi için yargıya gidiyor.
Patlamadan sonra, hala ısrarcı olacaklar mı doğrusu merak ediyoruz?