Geçen cumartesi yine sallandık.
Depremin merkezi Silivri açıklarında, yani Marmara Denizi’nde, yani Bursa’dan yüzlerce km uzaktaydı.
Üstelik karada değil denizde meydana geldi deprem ama Bursa’dan da hissedildi.
Aynı gün Şarköy açıklarında yaklaşık 60 deprem daha oldu.
Cumartesi günkü deprem tam da beklenen büyük Marmara depreminin olduğu bölgede meydana geldi.
Ancak o bölgede 7,5 büyüklüğünde deprem bekleniyor.
4,8’i bile hissettiysek 7,5 büyüklüğündeki deprem bizi nasıl etkiler, düşünmek bile istemiyor insan.
Ancak Bursa’yı bekleyen tehlike sadece büyük Marmara depremiyle sınırlı değil.
Çünkü Bursa, Kuzey Anadolu Fayı’nın 3 kolundan da etkileniyor.
Fay hattının kuzey kolu Marmara Denizi’nden geçerken, orta ve güney kolu ise yerleşim yerlerinin içinden geçiyor.
Ne dedik üst satırlarda?
Marmara depremi, denizin içinde meydana geleceği için etkisi sınırlı olacak ama Bursa merkezde meydana gelecek deprem daha büyük felaketlere yol açacak.
Çünkü İstanbul’da yerleşim birimlerin altından geçen tek bir diri ve aktif fay tespit edilememişken, Bursa’da yerleşim bölgelerinin altı fay segmentleriyle dolu.
Yani, sürekli İstanbul depreminden söz ediliyor ama Bursa çok daha büyük bir tehdit altında.
Bunu da ben değil deprem uzmanları söylüyor.
İşte onlardan biri Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er.
Engin Er’i, dün olay.com.tr’de konuk ettik.
Programı web sitesinden izleyebilirsiniz.
Er, elinde Bursa’nın deprem haritasıyla geldi programa.
Fotoğrafını paylaştığım deprem haritası, Bursa’nın yerleşim birimlerinin altında geçen diri ve aktif fay segmentlerini gösteriyor.
Kırmızı çizgi, fay segmentlerini gösteriyor.
Ve haritaya göre kent merkezindeki yüzlerce, binlerce binanın altından geçiyor bu fay segmentleri.
Haritada dikkat çeken önemli detay, bir fay segmendinin yıkılan Bursa Atatürk Stadyumu’nun tam ortasından geçmesi.
Engin Er, “Bu fay segmentlerinin üzerinde kesinlikle yapılaşma olmaması gerekirdi. Ancak devletin resmi kurumunun haritasına göre, fay segmentleri yerleşim birimlerinin altında geçiyor” diyor.
Er, şu sarsıcı bilgiyi vererek devam ediyor:
“Maalesef, bu fay hatları imar planlarımızda da dikkate alınmamış. Oysa imar planlarında ilk dikkat edilmesi gereken, haritada gördüğümüz bu fay segmentleridir. İdarecilerimiz mutlaka fay segmentlerini dikkate almalı. Ancak maalesef Bursa olarak depremi ciddiye almıyoruz.”
Evet Er’in bu son cümlesinin altını çizelim.
Çünkü, ne binalarımız deprem dikkate alınarak inşa edilmiş ne de imar planlarımız fay segmentleri hesap edilerek yerel meclislerden geçmiş.
Hal böyle olunca Bursa, ne yazık ki büyük bir depreme hazırlıksız!
Deprem kapıda, ne yapmalıyız?
Ama Marmara Denizi merkezli, ama Bursa merkezli, uzmanlar büyük bir depremin kapıda olduğunu söylüyor.
Bursa’daki binlerce yapının depremselliği ortada.
Peki fay segmentleri bakımından ne yapılmalı?
Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, “Yerleşim birimlerinin altında geçen fay segmentlerini paleosismolojik çalışmalarla ölçeklendirip, imar planlarına işlememiz gerekir” diyor.
Bursa’da her 150 yılda bir deprem oluyor mu?
Hep söylenir, tarihsel süreçte Bursa’da her 150 yılda bir büyük bir deprem olur.
Bunu söyleyenler son 1855 depremini hatırlatıyor.
Peki 1855’ten önce hangi büyük deprem olmuş Bursa’da bilen var mı?
Var mı elimizde veri?
Yok.
Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er de, Bursa’da her 150 yılda büyük bir deprem olduğunu söylemek için paleosismolojik çalışmaların yapılmış olması gerektiğini belirtiyor.
Böyle bir çalışma var mı?
O da yok.
Olmadığına göre 150 yılda büyük bir depremin olduğunu söylemek de bilimsel değil.
Şahsi görüşünü açıklayan Karabıyık’ın kafasındaki il başkan adayı
CHP il kongresi öncesi parti kulislerinde Genel Başkn Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık ile ilgili iddiaya yer vermiştim.
Karabıyık dün aradı ve il kongresiyle ilgili tutumunu açıkladı:
“Hiçbir adayla ilgili, hiçbir ortamda ‘şu kişiyi destekliyorum’ şeklinde bir cümlem olmamıştır. Kaldı ki sadece bir oyum var ve milletvekillerinin, hatta genel başkan yardımcıları olsalar da delege, aday çıkarma, aday destek açıklaması gibi girişimlere karşıyım. Benim oyum örgütün önünde değil veya bir üyenin oyundan daha değerli değil, olamaz da, olmamalı. Hiç kimseyle ‘sen beni burada destekle, ben seni şurada destekleyeceğim’ şeklinde bir pazarlığa hiçbir zaman girmedim ve girmeyeceğim de. Kendi kişisel fikrim ise aynen Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da her ortamda belirttiği gibi, “Ben ne olacağım değil, partim nasıl iktidar olacak?” düşüncesi ve hedefiyle hareket etmektir. Şahsi düşüncem, Bursa’da herkesi bir arada tutacak, birleştirecek, sadece parti çıkarı için çalışacak, yaşanan tramvalardan uzak, olayların dışında kalmış bir il başkan adayıdır. Bunun tercihini de örgüt yapar. Ben de seçim günü gelince giderim, tüm adayları gözlemlerim, değerlendiririm ve 1 oyumu da hiç kimseyi etkilemeden kullanırım.”
NOT: BU BÖLÜM FOTOĞRAFLI