Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Faruk Çelik `kral çıplak` demiş

“`Siz işi daha ucuza yaptırmak için insanları köleleştirerek bir uygulama içine girerseniz, bu anlayış ister istemez güvenliği ikinci derecede bırakmaktadır. Burada, şunu sormamız gerekiyor, önce can mı mal mı? Türkiye, bu kararı vermek durumundadır”.

 

Bu sözlerin sahibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik`ten başkası değil.
Bir başka ifadeyle bu açıklamayı yapan siyasetçi, ölümcül iş kazalarındaAvrupa`da 1`inci, dünyada 3`üncü olan bir ülkenin Çalışma Bakanlığı koltuğunda oturuyor.

İş Güvenliği Yasası`yla ilgili, konunun uzmanlarıyla birkaç televizyon programı yapmıştım.

Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliği birimi açmak isteyenlerin çok katı prosedürlere katlanmak zorunda olduklarının yakın tanığıyım.

Yani, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu`nu küçümsemeyin.

Tek bir personel çalıştıran iş yerlerini bile kapsamına alan, iş yeri sahiplerine ve personeline onlarca yükümlülük getiren ciddi bir yasadan söz ediyoruz nitekim.

Peki madem yasa böylesine kapsamlı, neden patır patır ölüyor işçilerimiz, iş kazalarında?

Aslında bu sorunun yanıtı, Bakan Çelik`in üst satırlardaki sözlerinde açıkça verilmiş.

Daha fazla kar elde etmek, işi daha ucuza mal etmek için insanları köleleştirmek…

Yani işletmelerin altın kuralı  olan, en az maliyetle en fazla kar elde etmeyi hedeflemek…

Hal böyle olunca, Bakan Çelik`in de söylediği gibi, daha fazla kar hırsıyla `önce mal` diyenlerin iş yerlerinde ölümcül kazalar oluyor.

Oysa Avrupa`nın herhangi bir gelişmiş ülkesinde, iş kazalarındaki ölüm oranları Türkiye`yle mukayese bile edilemez.

Yani, tedbir alınırsa ve iş güvenliğinin getirdiği maliyetlere katlanılırsa, iş kazalarına bağlı öümler de engellenebiliyor veya en az indirilebiliyor.

Yeter ki işletme sahipleri, `önce can` diyebilsin.

Önce can diyebilmek için de, azıcık vicdan yeterli.

  

Termik santrale karşı imza kampanyası…

 

 

DOSAB yönetimi, bilim insanlarının ve halkın tepkilerine rağmen, termik santralden vazgeçmiş değil.

Yani ÇED sürecini devam ettiriyorlar.

Ancak termik santralle mücadele alanı gün geçtikçe genişliyor.

İmza kampanyaları başladı bile…

Kampanyanın başladığı internet adresi `change.orf`.

Kısa süre önce başlayan kampanyada, DOSAB yönetimine şu çağrı yapılıyor:

Kurmayı düşündüğünüz termik santral projesinden vazgeçin!

Bursa`ya ölüm kusacak kömür santrali istemeyenler, kampanyaya imza verebilir.

 

MHP`den sarsıcı rapor

 

MHP Osmangazi Meclis Grubu, kentle ilgili kritik konularda dersini her zaman çok iyi çalışan bir ekipten oluşuyor.

Son meclis oturumunda da Demirtaş`ta kurulmak istenen termik santralle ilgili dört başı mamur bir sunum yaptılar.

Mehmet Hasanoğlu`nun okuduğu rapor oldukça uzun ve kapsamlı olduğu için sadece bir bölümünü  paylaşacağım…

Termik santralin asit yağmurlarına neden olduğu vurgulanan raporda, “DOSAB TermikSantrali’nin kurulacağı bölge göz önüne alındığında filtreleme sistemi ile ilgili oluşabilecek en ufak bir sıkıntıdaBursa’mıza nasıl bir olumsuz tablo yaratacağı aşikardır. Çünkü santralin kurulacağı Bursa Ovası, şeftali üretiminin kalbi, kuş uçuşu 7-8 km mesafedeki Gündoğdu – Çağlayan bölgesi dünya siyah incir üretiminin merkezi, yine kuş uçuşu 7-8 km mesafede Gürsu Ovası, neredeyse tamamı ihracata giden ve ciddi bir katma değer sağlayan Deveci armut üretiminin merkezidir. Ayrıca 20 km mesafede  dünyanın en lezzetli zeytinin üretim yeri olan Gemlik bölgesindeki ağaçların nasıl etkileneceğinin değerlendirmesini sizlere bırakıyorum” deniliyor.

Ve son olarak MHP Grubu,termikçilere şunu sormuş:

Bu santral neden kurulmak isteniyor? Önemli olan 3 milyon Bursalının geleceği mi yoksa DOSAB`daki sanayicinin yüzde 10 veya yüzde 20`lere varan karı mı?”.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X