EYT teklifine karşı çıkanlar diyor ki:
38 yaşında emeklilik dünyanın neresinde var? Siz erken emekli olacaksınız diye devlet batacak.
EYT’liler der ki:
Maç oynanırken kuralın değiştiği dünyanın neresinde görülmüştür? Biz işe başlarken, kaç yaşında emekli olacağımız yasayla güvence altına alınmıştı. Kazanılmış haklarımızı alamazsınız.
***
EYT teklifine karşı çıkanlar diyor ki:
1992 yılında çıkan yasayla 38 yaşında erken emekli olunduğunda, maç oynanırken kural değişikliğine ses çıkarmadınız da, 1999’da getirilen yasayla kural değişikliği olunca neden itiraz ediyorsunuz?
EYT’liler der ki:
Yasa değişikliği vatandaşın avantajına olabilir ancak yasa değişikliği dezavantaj yaratırsa anayasaya aykırıdır.
***
EYT teklifine karşı çıkanlar diyor ki:
Arkadaş, hangi Avrupa ülkesinin vatandaşı 38 yaşında, 45, 50 hatta 60 yaşında emekli oluyor da bizde insanlar genç yaşta emekli oluyor?
EYT’liler der ki:
Arkadaş, Avrupa’daki emeklililerin maaşı, bizim emeklilerimizin maaşından katbekat fazla. Onlar emekli maaşıyla bizim sahillerimizde aylarca tatil yapabiliyorken, bizim emekliler aldıkları üçotuz maaşla karınlarını doyuramıyorlar. Sen neden bahsediyorsun?
***
EYT teklifine karşı çıkanlar diyor ki: Bütçesinin yüzde otuzu, Sosyal Güvenlik Kurumu ödeneğinin üçte ikisi emekli maaşına gidiyor. Bir de 100 binlerce emekli gelirse, SGK sistemi çöker.
EYT’liler der ki: Biz lütuf değil yasal hakkımızı istiyoruz. Dünyadaki hiçbir sosyal güvenlik sistemi, emekli maaşlarıyla çökmez.
***
Yani değerli okurlar EYT, siyah ve beyazla izah edilemeyecek kadar gri bir mevzudur.
Bir diğer ifadeyle dört başı mamur bir sakal-bıyık ilişkisidir.
Krizi fırsat bilip sinekten yağ çıkaranlar
Türkiye Otobüsçüler Derneği Başkanı Birol Özcan açıklama yapmış:
“Şehirler arası otobüs yolcularına sunduğumuz yiyecek-içecek ikramları ve ücretsiz servis hizmeti sürüyor. Belki ikramları kaldıran birkaç firma olabilir ama bizim böyle bir kararımız yok. Ayrıca federasyonumuza üye kara yolcu taşımacılığı firmaları ve derneklerin aldığı karar sonucu bilet fiyatlarını yüzde 10 indiriyoruz. Şehir içi ücretsiz servis hizmetine dair bazı düzenlemeler yapmayı düşünüyoruz ancak bu düzenleme, servisleri kaldırmak şeklinde olmayacak.”
Özcan, sosyal medyada şehirler arası otobüs yolcularına ikramların kesildiğine dönük yorumlar nedeniyle, bu açıklamayı yapmış.
Ancak bu açıklamayla, sahadaki durum çok farklı.
Bir kere bilet fiyatlarının ucuzlaması söz konusu değil.
Aksine az da olsa zam yapılmış.
Ayrıca ikramların kesildiğine ve servislerin kaldırıldığına bizzat ben tanık oldum geçen hafta.
Aktarayım…
İstanbul’a otobüsle yolculuk yapıyorum.
Seyahat ettiğim firma da, Türkiye’nin en kaliteli hizmetini sunan marka şirketlerden biri.
İkramların yarısını kesmişler.
İkram dediğim, en fazla 50 veya 75 kuruşluk bir kek, bisküvi, kraker gibi ucuz yiyecekler…
Şehir içi servisleri de 1 saate indirmişler ama konuştuğum otobüs şirketi yetkilileri, diğer firmaların servisleri kaldırdığını, kendilerinin de 1 ay sonra kaldıracaklarını söyledi.
Tekrar ediyorum, yolculuk yaptığım firma, sayılı şehirler arası seyahat firmalarından biri ama ikramı kaldırıp, servis uygulamasını sonlandırmaya hazırlanıyorlar.
Otobüs şirketleri, yıllardır çok ciddi karlar elde ettiler.
Evet maliyetler artmış olabilir ama ekonomi biraz kötüye gitti diye, ‘3 kuruşluk’ ikramı kesmek, maliyeti en fazla 20 lira olan servisleri kaldırıp krizin faturasını yıllardır kendilerine çok ciddi paralar kazandıran müşterilerden çıkarmak adil mi?
Yarın kriz sona erer, ekonomi şahlanır…
O zaman müşteriye ne denilecek merak ediyorum.
Sayıştay raporu
Rapor Sayıştay’ın…
Uludağ Üniversitesi yönetimi eliyle ağır usulsüzlükler yapıldığı ve mevzuata aykırı yanlış kararlar tespit etmiş Sayıştay.
Raporda çok sayıda madde yer alıyor.
En can alıcı bölümleriyse, kütüphaneci, memur ve antrenör olarak işe alınan personelin, önce fakülte, yüksekokul ve enstitü sekreterliği kadrolarına atandıkları ve birkaç ay sonra üniversite bünyesinde değişik şube müdürlüğü kadrolarına naklen atamalar yapıldığı, öğretim üyelerinin yürüttüğü bilimsel araştırma projelerine aktarılan kaynakların amacına uygun kullanılmadığı.
Diğer belli başlı maddelere gelince:
-İdare mülkiyetindeki varlıkların arazi ve arsalar hesabını ilgilendirenlerin envanter ve kayda alma işlemlerinin alınmaması.
-Kamu idaresine tahsisli varlıkların envanter ve kayda alma işlemlerinin tamamlanmamış olması.
-Kamu idaresinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlardan tahsis edilenlerin kayıtlarda yer almaması.
-Taşınmaz kira gelirlerinin hatalı muhasebeleştirilmesi.
-Yurtdışından öğrenci kabulü sınav ücretin gelirlerinin ve sınav harcamalarının Uludağ Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi İşletmesi bünyesinde gerçekleştirilmesi.
-İç kontrol sistemi yapılandırma çalışmalarının durdurulması.
Rapor açıklandıktan sonra Uludağ Üniversitesi Rektörü Yusuf Ulcay’ın sessiz kalması dikkat çekici.