Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Erdem’in seçim ofisi açılışı notları

Çok büyük kalabalık yoktu ama coşku ve kadınların ilgisi vardı.

Turgay ErdemFSM Bulvarı’ndan  sonra Özlücü 29 Ekim’de de seçim ofisi açtı.

İl Başkanı Hüseyin Akkuş, İlçe Başkanı Özer Anaç, meclis üyesi listesinin kafa adamları Zafer Yıldız, Osman Ayradilli, İYİ Partili Yüksel Yılmaz ve Osman Uçar da Erdem’i yalnız bırakmamıştı.

Ve tabii Mustafa Bozbey…

Turgay Erdem kısa konuştu.

Daha çok yeşil, daha çok park, daha çok sanat, daha çok müzik ve daha yaşanılabilir bir Nilüfer vaat ediyordu.

Şu vurgusu da Büyükşehir Belediyesi seçimine yönelikti:

1-151.jpgTüm Bursa Nilüfer gibi gülümseyecek.

Bozbey ise ‘kardeşim’‘arkadaşım’ diye bahsettiği Turgay Erdem’den sonra söz aldı.

Konuşmasında ilk kez Osmanlı’ya vurgu yaptı.

Bursa’nın Osmanlı’ya başkentlik yaptığını hatırlattı ancak aynı zamanda  Cumhuriyet aydınlanmasının örnek kentleri arasında saydı Bursa’yı.

Yani Bozbey, “Osmanlı da bizim Cumhuriyet de bizim” diyerek, tüm kesimlere göz kırpıyor, kucaklayıcı ve birleştirici bir belediye başkanı olacağının sözünü veriyordu.

Konuşmaların ardından kurdele kesildi ve ofis açıldı.

Bozbey soluk alıp, çayını yudumladığı, ikramlardan tattığı açılış sonrası konuştuk.

Daha moralliydi sanki diğer günlere kıyasla.

Nedenini sordum.

O gün Kapalıçarşı‘yı gezmişler.

Öyle ki, günün yarısını geçirdiği Kapalıçarşı’nın bir bölümünü vakit darlığından gezemedikleri için başka bir gün yeniden gideceklerini söyledi.

Ana muhalefet partisinin Büyükşehir Belediye başkan adayına ilgi gösterilmesi doğal.

Ancak Bozbey, Kapalıçarşı esnafının muhafazakar-milliyetçi yapısını bildiği için, gördüğü ilgiye anlam yüklüyordu.

Bozbey’e şunu da sordum:

Polemiklerden uzak duruyorsunuz? Bu böyle mi devam edecek?

“Evet” dedi.

Benim işim Bursa’yla. Tek amacım Bursalılara hizmet etmek” diye de ekledi.

Bu arada Bozbey, proje tanıtım toplantısını bir hafta ötelemiş.

Projelerini pazartesi örgüte ve belediye meclis üyelerine açıklayıp, bir sonraki hafta sonu da kamuoyuna ilan edecekmiş.

 

————————-

 

Kadın isterse yapar

 

2-119.jpgBilmem Doğancı Köyü‘ne hiç yolunuz düştü mü?

Otantik köy evleri, kartpostallık dağ manzarası, yemyeşil doğası ve tertemiz havasıyla şirin mi şirin bir köy.

Bir grup meslektaşın davetiyle 22 kadının başarı öyküsünü yerinde gördük.

Bundan yaklaşık 4 yıl önce dönemin Valisi Münir Karaloğlu,  Köy Kadınları Platformu kuruyor.

Karaloğlu’ndan sonra göreve gelen İzzettin Küçük, platformu geliştiriyor ve Köy Kadınları Federasyonu‘na dönüştürüyor.

Doğancı Köyü Kadınlar Derneği de bu federasyon içinde faaliyet gösteriyor.

Önceleri kuskus pilavı yapan köy kadınları, bu lezzetli ürünün rağbet görmesiyle, bir kahvaltı salonu açmaya karar veriyorlar.

Osmangazi Belediyesi, köydeki bir okulu ve okul müdürünün lojmanını restore ediyor.

Kadınlar da BEBKA’ya projelerini sunuyorlar.

Proje, BEBKA’dan vize alıyor ve kadınlar bilgisayar, servis, hijyen, aşçılık, muhasebe gibi alanlarda eğitim alıyor.

Artık dağ manzaralı kahvaltı salonunun misafir ağırlaması için her şey hazırdır.

8 ay tamamen gönüllü olarak gece gündüz her aşamasında alın terleri olan mekanı ayakta tutmak ve geliştirmek için gönüllü çalışıyorlar.

Daha sonra mekan tanınıyor, tanındıkça yeni misafirler ağırlıyor, yeni misafiler de derneğe para kazandırıyor.

Projenin öncüsü Dernek Başkanı Hatice Şahan.

Çalışma sistemi kooperatifçiliği andırıyor.

Hafta içi 3 kadından oluşan 2 grup işleri döndürüyor, işlerin yoğun olduğu hafta sonu ise 11 kadın cumartesi, 11 kadın pazar günü mesai yapıyor.

Ücret sistemi ise eşitlik esasına göre kurgulandığı için sosyalizmi andırıyor.

Kadınlar çalıştıkları saat kadar ücret alıyorlar.

Ay sonunda gelirler, giderlerden çıkarılıyor, bir miktar para sermaye arttırımı için ayrılıyor, geriye kalan para da kim ne kadar saat çalışmışsa kadınlar arasında bölüştürülüyor.

Tadına baktığımız kahvaltılıklar, birkaçı dışında tamamen doğaldı.

Zeytin, reçel, bal, tereyağı, mekanın mutfağında yapılıyor, domates, biber, salatalık köyün tarlasından sofraya konuluyor.

10 yıl önce çiftçiliğin para kazanmadığı köyde, erkekler kent merkezinde çalışıp, kadınlar günlerde vakitlerini geçirip, üç otuz parayla kıt kanaat geçiniyormuş.

Bugün ise Bursa’nın dört bir yanından misafir ağırlayan bu huzurlu mekanı emekleriyle yaratan kadınlar, hem girişimciliğin hazzını yaşıyor, hem de ev ekonomilerine katkı yapıp daha iyi standartlarda yaşıyorlar.

Yani kendileri üretip, kendileri tüketiyorlar.

Bu başarı öyküsü 22 kadının azmini, çalışkanlığını, özgüvenini ve cesaretini ortaya koyuyor.

 

——————–

 

Tiyatroya ilgi

 

3-071.jpgHatice Şahan, Habibe Algın, Meral Yılmaz, Rahime Bulut, Zehra Kurnaz…

Doğancı Köy Sofrası’nda çalışan 5 kadının ismi.

Kadınlar, sadece mekanı çevirip üretime katkı yapmıyor, okuyor hayatı anlamaya çalışıyor, geziyor, yeni yerler keşfetmek istiyor, sanata ilgi duyuyor, iç dünyalarını zenginleştirmeyi amaçlıyor.

En kısa zamanda bir kütüphane de kuracaklarmış.

2 de güzel haber.

Bursa Devlet Tiyatrosu, Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali’nden sonra, bir oyunu izlettirecek kadınlara.

Nilüfer Belediyesi’nden Feza Soysal da Nilüfer’deki bir tiyatroda yer alan bir oyunu Doğancı Köyü kadınlarına izlettirmiş ve kitap hediye etmiş.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X