Büyükşehir Belediyesi ve Emniyet Müdürlüğü’nün yıllar önce imzaladıkları protokolü hayata geçirecek Elektronik Denetim Sistemi ihalesiyle ilgili haberi dün duyurmuştuk.
Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım şirketi BURULAŞ’ın yaptığı ihalede en düşük teklifi 720 milyon ile CABA Grup vermişti.
Peki böylesine büyük bir trafik sistemi neden kuruluyor?
Önce mevcut duruma bakalım.
Bugün kentin birçok noktasında şehir kameraları var değil mi?
Peki bu kameraların işlevi var mı?
Veya kameralar, sürücü ihlallerini tespit edebiliyorlar mı?
Hayır, kameralar sürücü ihlallerini tespit edemiyor.
Çünkü Emniyet’te sistemi işletecek sayıda personel yok.
Yani ortada bir sistem var ama işlevi yok.
Ana arterler başta olmak üzere Bursa’nın birçok noktasında trafik polisi de olmadığına göre Elektronik Denetim Sistemi’nin kurulması kaçınılmazdı.
Zaten sistem, yaklaşık 10 yıl önce gündeme geldi ve Büyükşehir Belediyesi ile Bursa Emniyet Müdürlüğü arasında protokol imzalandı.
Ancak maliyeti çok yüksek olan sistem, kaynak sorunu nedeniyle yıllardır kurulamıyordu.
Son tahlilde o kaynak sorunu da aşıldı.
Bugün trafik sıkışıklığının ve kazaların temel sebebi ne?
Sürücü hataları değil mi?
EDS de sürücü hatalarını denetleyebilecek kapasitede olduğuna göre bu sistem kamu yararınadır.
Karaca’ya kendi belediyesinden hatırlatmalar
CHP İl Başkanı İsmet Karaca, dünkü EDS ihalesi haberimi, kendine göre yorumlayıp, Büyükşehir Belediyesi’ni bilgi hatalarıyla dolu bir açıklamayla eleştirmiş.
Mesela yazımda, “10 yıl içinde 14 milyon 400 bin adet ceza kesilmesi öngörülüyor” diye belirtmişken, Karaca bu ifademi “ihaleyi kazanan firmaya 15 milyon ceza garantisi verilmiş. Bursalıları soyacaklar” şeklinde çarpıtmış.
Oysa ortada bir garanti olmadığı gibi, 14 milyon 400 bin adet ceza sadece bir öngörüden ibaret.
Karaca’nın eleştirdiği yap-işlet-devret modeli, kendi belediyelerinde sistem haline dönüşmüşse, önce çuvaldızı kendisine batırması gerekir.
Sadece birkaç örnek…
CHP’li Nilüfer Belediyesi’nin çok sayıda projesi yap-işlet-devret modeliyle hayata geçti.
Üstelik yeşil alan üzerine inşa edilen birçok projenin, kamu çıkarıyla açıklanacak hiçbir tarafı yok.
Mesela Nilüfer’de bir kebapçı, yap-işlet-devret modeliyle neden yapılır?
Konu ulaşım-trafik olduğu için o alandan da bir örnek vereyim.
Kamulaştırılmadan önce Nilüfer Belediyesi binasının altındaki otopark, yap-işlet-devret modeliyle inşa edilmiş, otoparkın işletmesi otoparkı yapan kişiye verilmişti.
Otopark fiyatı da cep yakacak kadar yüksekti.
Yine geçen aylarda kamulaştırılan ancak düne kadar nikah fiyatları el yakan Ekrem Pamuk’un işlettiği Plaza 16 içindeki nikah salonu da Nilüfer Belediyesi’nin yap-işlet-devretle hayata geçirdiği projelerden sadece biriydi.
Yani CHP’li belediyeler yap-işlet-devret modeli konusunda doktora yapacak kadar uzmanlaşmışken, İsmet Karaca’nın trafik ihlallerini sıfıra indirmek gibi bir kamu çıkarı olan Elektronik Denetim Sistemi üzerinden Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirmesi ne kadar samimi, takdir kamuoyunun.
İhaleyi BURULAŞ yaptı
Elektronik Denetim Sistemi ihalesiyle ilgili yazımda küçük bir hata yapmışım.
İhaleyi yapan firma BURFAŞ değil, BURULAŞ idi.
Şirketlerin isim benzerliğinden dolayı yaptığım bir hata bu.
İnternette düzeltme şansımız oldu ama basılmış gazeteye müdahale etmek mümkün değil.
Bu küçük isim yanlışlığını bugün buradan düzeltelim.
DEVA’da istifa
DEVA Partisi Bursa’dan bir istifa haberi geldi.
Kurucu Heyet ve İl Yönetim Kurulu Üyesi Av. Serdar Gönen.
Gönen, sosyal medya hesabından sert bir açıklama yaparak istifasını duyurdu.
Gönen’in istifa duyurusundan bir bölüm:
“Partinin kurucu üyesiyim, yönetim kurulundan istifa ediyorum. Kestelliyim. Genel merkezin bayraklarını yapan aile dostumuz şirketten Kestel’in bayraklarını dahi kendim temin ettim. Kadro yenilenmesinde cemiyetçilik yapmış, siyasetle uğraşmış, bilgi ve tecrübesi olan, insanlar tarafından sevilen, medyada yüzü eskimemiş, il başkanı ve ilçe başkanların gelmesi gerekmektedir.”