Geçen yıl patlak veren krizin nedenleri?
Ekonomide en kötü günler geride kaldı mı?
Döviz yükselecek mi?
Faizler daha da düşecek mi?
Ekonomi nasıl toparlanır?
Bu soruların yanıtlarını merak etmeyeniniz var mı?
O halde Artvinli Sanayici İş İnsanları Serbest Meslek ve Yöneticiler Derneği‘nin gecesinde konuşan ekonomist Mert Yılmaz‘ın öngörülerini paylaşalım pazar yazımızda.
***
‘Bugünlere nasıl geldik?‘ sorusunun yanıtı aslında çok karmaşık değil.
Dünyada likitide bolluğunun yaşandığı 2002’den bu yana düşük kur, düşük faizin kaçınılmaz sonu.
Ne yaptık o günden bu güne?
Döviz düşük fiyatta seyrettiği için deyim yerindeyse sudan ucuz olan ithal ürünlere hücum ettik.
Çünkü üretim daha maliyetli ve daha zordu.
Sanayici fabrikalarını kapatıp, inşaat ve hizmet sektörüne yöneldi.
Yıllar sonra dünya ekonomik konjonktürü değişti, bol paranın olduğu günler geride kaldı ve üzerine içteki yeni sistemin doğum sancıları da tüy dikince ekonomik krizi kaçınılmaz oldu.
Ve bugün gelinen noktada milli gelir, tam 3 bin 500 dolar geriledi.
Yani kişi başı 3 bin 500 dolar fakirleştik.
***
O halde Mert Yılmaz’ın sözlerinden benim anladığım şudur:
Koşullar ne olursa olsun üretimden vazgeçmeyeceksin.
***
Peki toparlanıyor muyuz?
Evet ama yavaş, çok yavaş.
Çünkü bu kriz, 2001 krizine hiç benzemiyor ve krizden çıkış da öyle kısa sürede olmayacak.
Evet faizler bir miktar düştü ancak enflasyon tek hanelere henüz inmedi ve bundan sonra ciddi bir faiz düşüşü de beklenmiyor.
Ayrıca, vatandaşın önemli bölümü doları 6,5 liranın üzerinde aldığı için, zarar etmemek için dövizini bu seviyeye gelmeden Türk lirasına çevirmek istemiyor.
Vatandaşın mevduatının yüzde 55’inin hala dövizde olduğunu hatırlatalım.
Üstelik, faizler de düşük seyrettiği için, parası olan vatandaş, yatırım amaçlı olarak döviz bürolarının yolunu tutmaya devam edecek.
Tam da bu noktada Yılmaz, döviz borcu olanlara uyarıyor:
Döviz açık borcu olanlar, ne yapıp edip borcunu kapatsın. Yarın ne olacağı belli olmaz.
Tabii Yılmaz, geçen yıl olduğu gibi dövizde ani fırlayışlar olmayacağını düşünüyor.
***
Tüm bunların ardından gelelim meselenin can alıcı noktasına.
Yani ‘ekonomi ne zaman düzelir?’ sorusunun yanıtına?
Ancak konjonktürel gelişmelere bağlı geçici iyileşme değil, köklü ve sağlam bir iyileşmeden söz ediyoruz.
Yılmaz’a göre enflasyon yüzde 2’lere, 2,5 lere düşmeden, işimiz zor.
Fiyat istikrasının yakalanması için de yapısal reformlar şart.
Ekonomide yapısal reform, eğitimde yapısal reform, hukuk alanında yapısal reform şart.
Hasılı son aylarda dinlediğimiz tüm ekonomistler gibi Mert Yılmaz da, köklü çözüm için yapısal reformları işaret etti.
Bunu yapacak olan da siyasi iktidardan başkası değil.
Gecenin detayları
Gecede siyasetçilerin yanı sıra sivil toplum örgütü temsilcileri de oradaydı.
CHP’yi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık ile Erkan Aydın temsil ederken, AK Parti’den Milletvekili Zafer Işık ile Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık oradaydı.
Geçmiş dönem milletvekillerinden Artvinli CHP’li İlhan Demiröz ile AK Partili Av. İsmet Su da gecede yerlerini almışlardı.
Karabıyık ile Işık kısa bir konuşma yaptı.
Ancak iki isim de siyasi mesaj vermediler, dilek ve temenni kıvamında bir konuşmanın altına imza attılar.
Gece, tulum gösterisiyle son buldu.
Hedef 4 mevsim turizm ama nasıl?
TÜRSAB Güney Marmara Yöre Temsil Kurulu Başkanı Murat Saraçoğlu, ‘hedef 4 mevsim turizm’ demiş.
Kulağa hoş geliyor elbette ama nasıl?
Yaz mevsiminde Arap turist geliyor ama Avrupalı turist yok.
Kışın da Avrupalı turist Uludağ’a çıkıyor ama yetersiz.
Oysa yeni tesisler ve etkinlik alanlarıyla Uludağ yerli turistlerin de akınına uğrayabilir, bir dönem kaplıca kenti Bursa, sağlık turizminde yapacağı ataklarla Kütahya’ya ve Afyon’a kaptırdığı ünvanını geri alabilir.
İşte o zaman 4 mevsim turizm hedefi gerçekçi olabilir.
Acımız büyük
Dün sabah erken saatlerde acı haberle sarsıldık.
Gazetemizin yıllarca haber müdürlüğünü yapan Bülent Sezgin ve değerli meslektaşımız Elif Sezgin‘in biricik oğulları Deniz hayatını kaybetti.
Tarifi zor, çok zor bir acı.
Sezgin ailesine başsağlığı diliyorum, Allah sabır versin.