DSİ’nin, OSB’lerle ilgili sarsıcı su yanıtı

Köşe Yazısını Dinle

TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, DSİ 1. Bölge Müdürlüğü’ne yazıyla soruyor:

TOSAB ve TEKNOSAB’da kullanılacak suyun kaynağı neresi olacak ve yıllık tahsis miktarı ne olacak?

DSİ’den gelen yanıt:

“TOSAB Sanayi Bölgesi’nin ihtiyacı olarak kullanılacak proses suyu için Çınarcık Barajı-Uluabat HES projesi kapsamındaki HES Kuyruksuyu Kanalı’ndan ve HES’in çalışma sürecince 14,40 hm3/yıl, TEKNOSAB Sanayi Bölgesi’nin ihtiyacı olarak kullanılacak proses suyu içinse aynı yerden HES’in çalışması süresince 18,45 hm3/yıl ölçeğinde, geçici olarak su kullanım izni verilmiştir.”

DSİ’nin yanıtı ne anlama geliyor?

Yazışmaları gönderen TMMOB İKK Genel Sekreteri Feridun Tetik ile konuştum.

Şunları söyledi:

“DSİ 1. Bölge Müdürlüğü’ne yazdığımız yazının yanıtı 11 Mayıs tarihinde elimize ulaştı. Buna göre Çınarcık Barajı’ndan, Tekstil OSB’ye yılda 14,40 hektometre küp/yıl, TEKNOSAB için yılda 18,45 hektometre küp/yıl olmak üzere toplam, 32,85 hektometre küp/yıl su tahsisi öngörülmüştür. Şimdi bu rakamları günlük yaşamımıza uygulayalım. Evimize gelen su faturaları gibi hektometre küpe altı sıfır koyarsak ton karşılığını buluruz. Bu ise iki OSB’ye (TOSAB ve TEKNOSAB) yıllık 32 milyon 850 bin ton tahsis yapılacağı anlamına geliyor. Bu büyüklüğü Nilüfer Barajı ile karşılaştıralım. BUSKİ’nin sitesindeki rakamlara bakarsak sadece yeni kurulan 2 OSB için tahsis edilecek su miktarı Nilüfer Barajı kapasitesinin yarısı kadardır. Halen Bursa’da faal 12 OSB vardır. Bu sayı 2040 Çevre Düzeni Planı’nda 23 olarak öngörülmektedir. OSB sayısındaki artışa Bursa’nın su kaynakları yeterli gelmeyecektir.”

Peki çözüm ne?

Tetik, OSB sayısını arttırmak yerine OSB’lerdeki katma değeri yükseltip, teknolojiyi geliştirmemiz gerektiğini savunuyor ve ekliyor:

“Bu değişim ve dönüşümün de Valilik, Bursa Büyükşehir Belediyesi, akademik odalar ve BTSO işbirliğiyle sağlanması gerekir.”

Hani şampiyonluk kutlamasına izin verilmeyecekti?

Sokağa çıkma yasağı 17 Mayıs’ta bitti mi?

Bitti.

Buna göre 15 Mayıs Cumartesi akşamı sokağa çıkmak yasak mıydı?

Yasaktı.

Yürürlükteki yasağa rağmen İçişleri Bakanlığı, 81 ilin valiliklerine, şampiyonluk kutlamasına izin verilmemesi talimatını verdi mi?

Verdi.

Peki cumartesi akşamı binlerce insanın araçlarıyla ve yaya olarak ne işi vardı sokaklarda?

Esnaf, kısıtlamalardan dolayı aylardır kan ağlıyor, çok sayıda şirket battı, sağlık çalışanları kelle koltukta fedakarca görev yaptı/yapıyor, milyonlarca insanın geliri düştü, işsiz kaldı, binlerce insan öldü, hastalandı, psikolojileri bozuldu.

Hükümet, tüm bunların bir daha yaşanmaması, sağlık sisteminin çökmemesi için, yaklaşan turizm sektörünü de dikkate alarak tam kapanma kararı aldı ancak bir gecede tüm bu fedakarlıklar, sorumsuz taraftarlar nedeniyle heba olabilir.

Yani cumartesi akşamı Türkiye’de halkın sağlığı tehlikeye atıldı.

Neden?

Beşiktaş şampiyon olunca saat 22,30 sularında, yasağı takmayan taraftarları kendilerini sokağa attılar diye.

Bilmem Bursa’daki o görüntüleri izlediniz mi?

Ne maske ne de mesafe kuralına dikkat eden vardı.

Evet polis kalabalığı dağıtmak için yoğun çaba sarf etti ancak merak ediyorum, o akşam kaç kişi ceza yedi, plakaları MOBESE ile çok rahat tespit edilebilecek araçların kaçına ceza kesildi, yasağa direnen kaç taraftar gözaltına alındı?

Bursa’daki kutlamaların bir başka boyutu daha vardı.

Başta İnegöl olmak üzere kentin belli noktalarında Beşiktaşlı taraftarlarla ile Bursaspor taraftarları karşı karşıya geldi.

Neyse ki polisin çabası ve Bursaspor taraftarlarının sağduyusuyla, gerginlik kavgaya dönüşmeden sona erdi.

Yani ucuz atlattık.

Ya gerginlik büyüyüp, kavgaya dönseydi?

Esnaf kapalı AVM’ler neden açık?

17 günlük tam kapanmanın ardından kademeli normale geçtik.

Ancak o da ne.

Süreçten en çok mağdur olanlar yine rahatlayamadı.

Mesela kıraathane, kafe ve restoran sahipleri, düğün salonu işletmecileri ve valeler filan…

Birkaç aylık kapanma dışında yasaklardan hiç etkilenmeyen AVM’ler ise yine açık.

Tam tersi olması gerekmiyor muydu?