Uzun zamandır DEVA Partisi İl Başkanı Serkan Özgöz’e verdiğim iade-i ziyaret sözünü, nihayet önceki gün gerçekleştirdim.
Hem zaten açılışına katılamadığım il binasını görmek istiyordum.
***
Gittim, gördüm.
O nasıl bir il binası?
Büyük maddi imkanları elinde bulunduran iktidar partisinin bile bu kadar geniş, modern, ferah ve işlevsel bir il binası yok.
550 metrekarelik 3 ofisin birleşimiyle oluşturulmuş il binasında, yok yok.
Büyük ve küçük toplantı salonları, il başkanı ve başkan yardımcılarının geniş odaları, eğitim salonları…
İzmir Yolu manzaralı bina, her türlü siyasi organizasyonu yapmaya müsait.
***
İl başkanlığında beni il yönetim kurulunun genç üyeleri Merve Çubukçu ve Hakan Çavuş karşıladı.
Daha sonra diğer genç yönetim kurulu üyesi Yağmur Barmanbay Koç’un da katılacağı sohbet için genç il başkanı Serkan Özgöz’ün (Deva Partisi’nde herkes genç sanırım) odasına geçtik.
Oda diye yazdığıma bakmayın, 3+1 ev genişliğinde büyük bir mekan.
***
Özgöz’ün odasında iki fotoğraf asılıydı.
Biri il başkanı masasının arkasında asılı duran Cumhuriyet’in 6. ayında Atatürk’ün fotoğrafçısı Ali Rıza Tunca’nın çektiği, Mustafa Kemal ve devlet erkanının 1. TBMM’den çıkarken görüntülendiği o meşhur fotoğraf.
Bu fotoğrafı, parlamenter sisteminin önemini vurgulamak için özellikle astıklarını söyledi Özgöz.
Diğeri de Ali Babacan’ın fotoğrafıydı.
Ancak Babacan’ın fotoğrafı hem küçük hem de Atatürk ile yan yana değildi.
Yani, partide liderin bir tane fotoğrafı olsun düşüncesiyle asılmış sanki.
***
Özgöz’e, böylesine büyük bir il binasının masraflarını nasıl karşıladıklarını sordum.
İmece usulüyle karşılıyorlarmış.
Yani her yönetim kurulu üyesi, imkanları ölçüsünde katkı koyuyormuş.
Ancak nakdi katkı yapmak şart değilmiş.
Kimi üye sosyal sermayesini koyuyor, kimi malzeme yardımı yapıyor, kimi emeğiyle veya bilgisiyle katkıda bulunuyor.
***
Peki neden bu kadar büyük bir il binasına ihtiyaç duyulmuş?
“Aslında hedeflerimiz için küçük bile kalabilir. Çünkü biz siyaseti her alana yayıp, toplumun tüm kesimleriyle siyaseti zenginleştirmek istiyoruz” dedi Özgöz.
İl binasına da fiziki mekan olarak bakmıyorlar sadece.
Eğitimler, sunumlar, geniş katılımlı toplantılar da yapılıyor bu binada.
Yani tam bir politika üretme merkezi.
Zaten üye kabülleri de diğer siyasi partilerden farklı.
Üye olmak isteyenlere gönüllü diyorlar.
Gönüllü aday üye, parti programı ve tüzüğün anlatıldığı bir eğitimden geçiyor önce.
Daha sonra üyelik işlemi yapılıyor.
Üyelerin yeteneklerine, mesleklerine ve hedeflerine göre nerede görev almak istedikleri soruluyor.
Daha sonra uygun bir pozisyonda çalışmaya başlıyorlar.
Üyelerin büyük bölümü aktif.
***
İl yönetim kurulu 50 asil, 25 yedek üyeden oluşuyor.
21 il başkan yardımcısı var.
Bunların 8’i parti içi konularda görev üstlenmiş, 13’ü de toplumsal sorunlar konusunda iş bölümü yapmış.
***
Gördüğüm parti binası ve Özgöz’ün anlattıkları, DEVA Partisi’nin Bursa’daki iddiasını ortaya koyuyor.
Kuşkusuz ihtişamlı bina demek daha fazla oy almak demek değil.
Ancak DEVA Partililer, başarıyı yakalamak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar.
Türkiye’de seçim sonuçlarını Ankara’dan esen rüzgar belirlese de örgütlerin etkileri de küçümsenemez.
Kongre ağustos ayında
DEVA Partisi Bursa’da 10 ilçede örgütlü.
Orhaneli, Harmancık, Gemlik, Mudanya, Karacabey, Kestel, İnegöl, Yenişehir, Osmangazi ve Büyükorhan.
İl kongresinin ağustos ayında yapılması planlanıyor.
Kendi sistemlerinde 3 bin üyeye ulaşmışlar.
Kongrelerden sonra üye yazımı hızlanacakmış.
Özgöz’e oy oranlarını sordum.
Anket yapmıyorlarmış.
Ancak önümüzdeki seçimlerde seçmenin yüzde 10’unun ilk kez oy kullanacağını ve kararsız seçmenlerin oy oranının da yüzde 18 olduğunu hatırlattı Özgöz.
Bu tablonun çok şey anlattığını düşünen Özgöz, seçimler için umutlu.
Sıra yerel sorunlara geliyor
DEVA Partisi İl Başkanlığı, yerel muhalefetin hazırlığını yapıyor.
Ancak bunun için ciddi bir veri oluşturuyorlar önce.
3 öncelikli konu belirlemişler:
Trafik, yaşam kalitesi ve riskler.
İl başkan yardımcıları, farklı başlıklar altında raporlar hazırlıyormuş.
Mesela Bursa tarımının sorunlarıyla ilgili kapsamlı bir çalışma yapılıyor.
Veya Bursa sanayisi…
Raporlar il yönetiminde değerlendirildikten sonra kamuoyuna sunulacak.
Diğer bir çalışma da anket.
Trafik, yaşam kalitesi ve risk başlıkları farklı meslek gruplarına sorulacak.
Bursa’daki gazeteciler trafik sorununa nasıl bakıyor?
Ya da Bursa’daki öğretmenler kentin yaşam kalitesi hakkında ne düşünüyor?
Bu da yerel muhalefetin önemli donelerinden biri olacak.
Topyekün zihniyet değişimi
DEVA Partisi İl Başkanı Serkan Özgöz’e son olarak, “Seçmen Neden DEVA Partisi’ni tercih etsin?” sorusunu yönelttim.
Yanıtı şöyle oldu:
“Türkiye’yi bu noktaya keyfi yönetimler getirdi. İhtiyacımız olan şey kurumların gelişmesidir. Bunun için topyekün bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. İşinin ehli, çalışkan, dürüst kadroların iş başına gelmesi gerekir.”