17 Ağustos depreminin üzerinden tam 20 yıl geçti ve tüm yurtta etkinlikler düzenleniyor.
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi de, Şehreküstü Metro İstasyonu’nda ‘deprem’ sergisi açtı.
Şube Başkanı Mehmet Albayrak‘ın davetiyle son gününde sergiyi ben de gezdim.
İşte izlenimlerim:
-Son derece faydalı, bir o kadar ufuk açıcı.
-Yepyeni bilgiler ediniyor, ezberiniz bozuluyor.
-Depremden değil, mühendislik biliminden nasibini almamış binalardan korkmamız gerektiği gerçeği, fotoğraflar eşliğinde ve en yalın notlarla zihninizde yer ediyor.
-Gözünü para hırsı bürümüş müteahhitlerin kulaklarını çınlatıyorsunuz.
Evet sergi eğitici, faydalı ve mutlaka gezilmeli.
Peki amacına ulaştı mı?
Orada bulunduğum sürede, sadece bir kişinin sergiyi gezdiğine tanık oldum.
İlk gün biraz ilgi varmış ama insan sirkülasyonunun hayli fazla olduğu noktada serginin amacına ulaştığını söyleyemem.
20 koca yılda bir arpa yol alamadığımızın resmidir aslında bu sergiye olan ilgisizlik boyu.
—————————–
Çarpışma hasarı
Deprem sergisinde onlarca fotoğraf yok.
Az ve öz fotoğraflara gelin birlikte göz atalım.
‘Çarpışma hasarı’ başlıklı ilk fotoğrafta bitişik nizam iki bina görüyorsunuz.
Depremde ilk yıkılmaya aday işte bu tip binalardır.
Çünkü iki binanın kat yükseliği aynı olmalı.
Eğer kat yükseklikleri aynı olmazsa, kısa bina uzun binaya yaslanıyor, yani çarpışma hasarı verip yıkılmasına yol açıyor.
İkinci fotoğraf, kat seviyeleri aynı olmayan binaların hasarını gözler önüne seriyor.
Böyle çok sayıda bina var.
Çevrenizdeki binalara bakınca göreceksiniz.
———————-
Zemin iyileştirmesi hayat kurtarır
Bu fotoğraf da 1999 Adapazarı depreminden.
Sıvılaşmanın depremdeki ağır tahribatını gösteren ibretlik 2 fotoğraf karesi…
Sıvılaşma bakımından yanlış zemin üzerinde yükselen bina nasıl da yan yatmış görüyorsunuz.
İkinci fotoğraf daha ibret verici.
İki binadan biri sapasağlam, diğeri ise yan yatmış.
Çünkü, yan yatan binanın müteahhidi bozuk zemini dikkate almamışken, sağlam binanın müteahhidi zemin iyileştirmesi yapmış.
Sonuç ortada.
—————————
Yumuşak kat
Yumuşak kat nedeniyle hasar gören 4 bina görüyorsunuz bu 4 fotoğrafta.
Nedir yumuşak kat?
Yapıların genellikle zemin katına, bazen de üst katlarından bazılarına, otopark veya ticari amaçla cam vitrin yapılıyor, diğer katlar ise dolgu duvar ile örülüyor. Duvarsız vitrin katlar da zayıf kalıyor. Yani özetle, yumuşak kat düzensizliği, çok katlı yapıların yıkılmasına davetiye çıkarıyor.
1993 Erzincan, 1995 Dinar, 1999 Gölcük, 2002 Bingöl depreminde onlarca, yüzlerce binanın yıkılmasına neden olan da işte bu yumuşak kat denilen uygulamadır.
——————-
Perdesiz binalar mezarınız olabilir
Depremde binaların yıkılması veya hasar görmesinin bir diğer nedeni kirişlerin güçlü ama kolonlarının zayıf olması.
Bir diğer ifadeyle perdeler deprem yüklerini alarak binanın sağlam kalmasını sağlar.
Van depreminde, çok sayıda bina perdesiz olduğu için yıkıldı.
—————-
Kullanıcı hatası hayatınızı karartabilir
Binayı mühendislik biliminin emrettiği şekilde yaptınız.
Yetmez.
Bir de kullanıcıların doğru iş yapması lazım.
Yani mesela tesisatçı, pis su giderlerini binaların kirişlerini delerek monte ederse, yapıya hasar verir, dahası binayı güçsüzleştir.
Bu fotoğrafta da taşıyıcı sisteme zarar veren tesisatçıların marifetini görüyorsunuz.
————————-
Deprem öldürmez
Son olarak, deprem sırasında ne yapmamız gerektiğine dair görseli de paylaşalım.
Yani deprem sırasında nerede durmamız, nerede durmamamız gerektiğini bilmeliyiz.
Efendim deprem sırasında kapı eşiğinde, masa altında asla durmamalıyız.
Çamaşır makinesi, fırın, bulaşık makinesi gibi devrilmeyecek nesnelerin yanında cenin pozizyonunda durmamız gerekir.
Çünkü bu bu nesneler, bina yıkılırsa üzerine düşen döşeme ve kirişler arasında üçgen (hayat üçgeni) bir boşluk bırakır.
İşte siz bu boşlukta durursanız, bina yıkılsa dahi hayatta kalabilirsiniz.
Bina yıkılıp, doğru yerde durduğu için çok sayıda insan hayatta kalmış, geçmiş depremlerde.
Sonuç: Gerçekten deprem öldürmez ama insan, yaptığı ‘katil binalarla’ insanı öldürür.