CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Bursa‘da temaslarda bulunurken, Ankara‘da bambaşka bir toplantı yapıldı.
Toplantıyı Deniz Baykal’a yakın isimlerin olduğu bir grup CHP’linin yaptığı söyleniyor.
Ancak, geçmiş yıllarda rüyanızda görseniz Baykal’la yan yana geleceğine inanmayacağınız, eski SHP’li kimliğiyle bilinen, hatta potansiyel genel başkan adayı olarak gösterilen isimler de toplantıda yer aldı.
Farklı kanatların biraraya geldiği toplantının gündemi, olağanüstü kongre ve genel başkan adaylığıydı.
Toplantıdan sızan bilgiye göre, vakit kaybetmeden olağanüstü kongreye gidilmesi ve genel başkan adayı olarak da Deniz Baykal’a teklif götürülmesi kararı alındı.
İddiaya göre Deniz Baykal’ın ikna edilmesi için çaba sarf edilecek.
Baykal‘a teklif giderse, yanıtı ne olur?
Bu konuda kesin ifadeler kullanmak hayli güç.
Nitekim Baykal, uzun zamandan bu yana sessiz.
Ayrıca 15 Temmuz’dan bu yana bir açıklaması olduğunu da hatırlamıyoruz.
Yine de siyasetin her türlü gelişmeye gebe olacağını hatırlatalım.
Kılıçdaroğlu’nun başarısızlık kriteri
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün ve dün Bursa‘daydı.
Önceki gün Mudanyalılara seslenen ve esnafla biraraya gelen Kılıçdaroğlu, dün de örgütüyle, iş adamlarıyla, hemşeri dernekleriyle, sivil toplum örgütü temsilcileriyle ve FETÖ soruşturmalarında mağdur olduklarını iddia eden bir grupla buluştu.
Kılıçdaroğlu’nun Mudanya’daki programına esnaf temsilcileri hatırı sayılır oranda katılım göstermiş.
Öyle ki 106 oda başkanınından 93’ü katılmış.
Ancak ben, Kılıçdaroğlu‘nun örgüte dönük toplantısı üzerinde duracağım.
Toplantıya, eski PM üyeleri, milletvekilleri ve il başkanları da katılmış.
İl Başkanı Şadi Özdemir, Kılıçdaroğlu‘na yaptığı sunumda “Bursa’da 30 bin üye sayımızı 100 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Sandık çalışmalarımız da var. Tüm bunları yaparsak, Bursa’da 8-9 belediyeyi alabiliriz” demiş.
Kılıçdaroğlu, Özdemir’in işaret ettiği modeli beğendiğini söylemekle beraber, CHP’lilerin sandıklara sahip çıkmadığından, bazı sandık sorumlularının bile görevini yapmadığından şikayet etmiş.
En sarsıcı sözleriyse, “Bir belediye başkanı, geçmiş seçimden daha fazla oy almamışsa, ben o belediye başkanını başarılı görmem” olmuş.
Kılıçdaroğlu‘nun ağzından bu sözler çıkarken, toplantıda tek bir belediye başkanı varmış.
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yurt dışında olduğu için, sadece Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz oradaymış.
Aslında Kılıçdaroğlu, nokta atışı yapmadığı için sözlerini genel bir değerlendirme olarak yorumlayabiliriz.
Evet ama, Kılıçdaroğlu da genel başkan seçildikten sonra partisinin oylarını arttıramadı.
O zaman bu sözleriyle dolaylı yoldan kendisinin de başarsız olduğunu mu itiraf ediyor?
Başkanlık sistemi ve Topçu’nun yanıtı
Devlet Bahçeli’nin başkanlık sistemiyle ilgili sözlerine değinmiş ve MHP liderinin yeşil ışık yaktığını öne sürmüştüm, birçokları gibi.
Başbakan Binali Yıldırım vakit kaybetmeden Bahçeli‘nin pasını alarak, “Bahçeli’nin açıklamaları umut vericidir, bu yolda adım atacağız” dedi.
Yani Yıldırım, Bahçeli‘nin sözlerinden sonra oluşan algıyı teyit etti.
Ancak bu algıya, MHP İl Başkanı Tevfik Topçu‘nun itirazı var.
Topçu, Bahçeli‘nin başkanlık sistemiyle ilgili duruşunun net olduğunu, Alpaslan Türkeş‘ten örnek vererek açıklamaya çalıştı.
Evet, zaten biz de böyle düşünüyorduk.
Ancak burada kafa karıştırıcı olan durum, Bahçeli‘nin dün, “Başkanlık sistemi Meclis’e gelirse, tavrımız olumlu veya olumsuz olur” dememesi.
Nitekim, başkanlık sistemi için gerekli olan en az 330 oy (referandum) ancak MHP‘nin desteğiyle hayata geçebilir.
Konunun özü budur.