Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı, İnegöl’den
ılımlı, diyaloga açık, uzlaşmacı ve polemiklerden uzak duran bir belediye başkanı olarak tanıdık.
Büyükşehir Belediye başkanlığına atanana kadar da aynı çizgisini sürdürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart yerel seçimleri öncesi adayımız Alinur Aktaş dedikten sonra da, siyaset yapış biçiminde bir değişiklik olmadı.
Hatta adaylığı belli olduktan sonra rakibi Mustafa Bozbey’i ilk tebrik eden kişilerden biri de Alinur Aktaş idi.
Ancak ne zaman ki seçimin çantada keklik olmadığını gösteren anketler masasının önüne geldi, Aktaş işte o zaman strateji değiştirerek, günaşırı Bozbey’in üzerine yürüdü.
Tabanını konsolide etmek isteyen Aktaş, sert bir üslupla propaganda dönemini tamamladı.
Ve 31 Mart akşamı sandıklar açıldığında, Aktaş’ın ne kadar isabetli bir strateji izlediği ortaya çıktı.
Bozbey ise danışmanlarının önüne koyduğu, doğru olmadığı seçimden sonra ortaya çıkan anketlerle rehavete girmesinin, belki de rakibini küçümsemesinin bedelini çok ağır ödemişti.
Kılıçdaroğlu, bugün bile Bursa seçimimin sonucunu aday ile örgüt arasındaki sorunlarla açıklıyor ama 3 milyonu aşkın büyük bir kentte bu son derece basit bir gerekçe.
AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan’ı da il yöneticiliği döneminde ılımlı bir siyasetçi olarak tanıdık.
İl başkanı olduktan sonra ise Millet İttifakı’nın sahadaki temsilcileriyle kora kora mücadele eden, yeri geldiğinde eleştiren, yeri geldiğinde eleştirilere yanıt veren bir siyasetçiye dönüştü.
Öyle ki Bursa’da ana muhalefet partisi liderine yanıt, kürsüden indikten dakikalar sonra iktidar partisinin il başkanından geliyor artık.
Gürkan’a önceki gün hayırlı olsun ziyaretinde bulundum.
İl yöneticilerinden Cemile Yiğit’in de eşlik ettiği görüşmemizde, Gürkan’ın masasında dosyalar vardı.
O dosyalardan biri de Nilüfer ile ilgiliydi.
Nilüfer’de, yap-işlet-devret adıyla yeşil alanların talan edilişini gösteren dosyaymış.
“Ne yapacaksınız bu dosyalarla?” diye sordum Gürkan’a.
Sadece Nilüfer değil, tüm ilçelerin fotoğrafını ortaya koyan dosyalar hazırlıyorlarmış.
Zamanı geldiğinde kamuoyuna açıklayacaklarmış.
Ancak Nilüfer ile ilgili şunları söyledi:
“Yıldırım Belediye Başkanımız Oktay Yılmaz’ın basın toplantısını siz de izlediniz. Belediye başkanımız 2 yılda 1,5 milyon yeşil alan yarattıklarını açıkladı. Üstelik Yıldırım gibi, çarpık yapılaşmanın olduğu bir ilçede bu kadar büyük yeşil alan yaratılıyor. Nilüfer’de ise belediye başkanının kendi ifadesiyle söylüyorum, 22 yılda 1 milyon 316 bin metrekare yeşil alan yaratılmış.”
Gürkan, AK Partili belediyelerin kısa zamanda büyük hizmetler, önemli yatırımlar yaptığını düşünüyor.
Seçime kadar yapılanları etkin bir şekilde anlatacaklarmış.
Bu işin öncülüğünü de Gürkan yapacak.
AK Parti Bursa’da tanıtım seferberliği
AK Parti Genel Merkezi ve Bursa teşkilatı, düzenli olarak anket yapıyor.
İl Başkanı Gürkan’a anketlerdeki oy oranlarını sordum.
Sonuçları kamuoyuyla paylaşmadıkları için, ‘Bursa’da durumumuz kötü değil’ demekle yetendi.
Ancak anketlerde merkezi hükümetin ve belediyelerin yaptıkları işlerin halka daha iyi anlatılması gerektiği sonucu çıkmış.
Yani AK Parti, Bursa’da yerel yönetimlerle koordineli şekilde hizmetleri tanıtma seferberliğine başlıyor.
Bayramdan sonra çalıştay var
31 Mart seçimlerinin üzerinden 2 yıl geçti.
Yani bir sonraki seçime 3 yıl gibi uzun bir zaman var.
AK Parti Bursa İl Başkanlığı, yerel yönetimlerin yaptıklarını ve yapamadıklarını ölçmek için çalıştay düzenleme kararı aldı.
AK Parti İl Başkanlığı’nın ev sahipliğinden büyükşehir ve 17 ilçe belediye başkanının katılacağı çalıştayda şu 4 sorunun yanıtı aranacak:
Seçim beyannamesinde yer alan projelerin ne kadar hayata geçmiş?
Hayata geçmeyen projeler hangi sebeplerden dolayı tamamlanamadı?
Seçim dönemine kadar kaç proje hayata geçecek?
Seçim beyannamesinde yer almamasına rağmen, hayata geçen projeler hangileri?
Bu 4 sorunun yanıtının aranacağı çalıştayda AK Partili belediyelerin performansı ölçülecek.
Yani bir bakıma iç denetim geliyor.
200 milyon borç nasıl eridi?
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, 2 yıl önce göreve geldiğinde belediyenin borcu 550 milyon liraydı.
Bugün ise 350 milyon liraya düşmüş.
Nasıl olmuş?
Önce tasarruf yapılmış. Yani gereksiz harcamalara son verilmiş.
Daha sonra gelir getirici projeler geliştirilmiş. Yani kasaya para girmiş.
Sonuç ortada….
Kuşkusuz aslı görevi hizmet üretmek ve yatırım yapmak olan belediyelerin, bankalar gibi kasalarında para tutması veya borçları olmaması övünülecek şeyler değil.
Ancak yüksek ve sürdürülemez borç da, yerel yönetimleri iş yapamaz duruma getirir.
Bu anlamda Yıldırım Belediyesi’nin son 2 yılda hem hizmetlerini ve yatırımlarını aksatmaması hem de borçlarını eritmesi kayda değer.