Dün Çarşamba’da Suriyeli sığınmacılarla söyleşi yaptım.
Söyleşinin tamamını ve izlenimlerimi pazartesi okuyacaksınız.
Bugün, farklı bilgiler paylaşayım.
Çarşamba, 8 mahalleden oluşuyor ve onlardan biri de Çırpan.
Söyleşi öncesi Çırpan Mahallesi Muhtarı Yusuf Demir’e uğradım.
Ben oradayken muhtarlığa bir Suriyeli genç girdi ve ikametgah işlerini halletmeye çalıştı.
Çırpan Mahallesi’nde çok sayıda Suriyeli yaşasa da Muhtar Demir, sığınmacıların sayılarıyla ilgili net bilgi veremedi.
Yalnız önemli bir gelişmeden söz etti.
Çırpan Mahallesi’ndeki okullarda öğrenim gören çocukların yarısı Suriyelilerden oluşuyormuş.
Yetkililer, bu gelişme üzerine Suriyeli çocukların kayıtlarını durdurmuşlar.
Çünkü, çok kısa zamanda Suriyeli öğrencilerin sayısının Türk öğrencilerin sayısını geçmesi kaçınılmaz olacakmış.
Demir’e, 10 yılda Türk vatandaşılığına geçen Suriyelilerin sayısını da sordum.
50 civarında olduğunu söyledi.
Ancak bu çok sağlıklı bir bilgi değil.
Nitekim Demir’in elinde kayıt olmadığı için, bildiklerine dayanarak 50 sayısını verdi.
Yine de sadece Bursa’nın bir mahallesinde en az 50 Suriyelinin, Türk vatandaşı olması kayda değer bir gelişme.
Dahası Suriyelilerin, Türkiye’de yerleşik bir düzene geçtiklerinin önemli bir işareti.
Mahallenin gizli hayırseverleri
Çırpan Mahallesi Muhtarı Yusuf Demir, 13 yıldan bu yana görevini sürdürüyor.
O, mahalle sakinlerini tanıyor, mahalle sakinleri de onu çok iyi tanıyor.
Böylece, Merinos Parkı içindeki huzurlu muhtarlık binası boş kalmıyor.
Sadece ikametgah, kayıt ve benzeri bürokratik işlemler için değil, farklı işler için de muhtarın kapısını çalıyor mahalle halkı.
Muhtar Demir ile sohbet ederken, dolabın içinde stoklanmış yağlar dikkatimi çekti.
Zeytinyağları dar gelirli mahalle sakinleri için ayrılmış.
Hayırseverlerden biri satın aldığı yağları Demir’e, dar gelirlilere vermesi için teslim etmiş.
Muhtar da dar gelirlilere dağıtıyormuş.
Öyle çakma da değil halis muhlis zeytinyağıymış.
Hayırseverler bu mahallede sadece gıda yardımı yapmıyor.
Nakdi yardım yapanlar da varmış.
Mesela hayırseverin biri 5 muhtaç aileye dağıtılmak üzere 5’er bin liradan 25 bin lirayı Demir’e teslim etmiş.
Yani 5 hayırsever bu mahallede düzenli olarak yoksullar için yardım yapıyor.
Tabii isimlerinin bilinmesini istemiyorlarmış.
Çırpan Mahallesi notlarım devam edecek.
İnşaattaki fiyat artışları çok insanın canını yakabilir
Türkiye İstatistik Kurumu mart ayına ilişkin maliyet endeksini açıkladı.
Buna göre inşaat malzemelerindeki fiyat artışları aylık bazda yüzde 9,58, yıllık bazda ise yüzde 101,57’ye ulaştı.
Bu veri, konut fiyatlarının 1 yılda geldiği noktayı gösterse de, farklı bir detay daha var.
O da topraktan konut satışının taşıdığı riskler.
Diyelim geçen yıl, henüz temeli atılmamış 750 bin liralık bir daire için 500 bin lira peşinat verdiniz ve geriye kalan 250 bin lirasını aylık taksitlerle ödemeyi taahhüt ettiniz.
TÜİK’in açıkladığı veriye göre satın aldığınız konutun maliyeti 1 kat artmış durumda.
Yani müteahhitin, 1 kat artan maliyetler nedeniyle zarar etmesi kaçınılmaz.
Çünkü topladığı peşinatların inşaatın maliyetini kurtarması bile mümkün değil artık.
Bu durumda müteahhitin önünde iki yol var.
Eğer mali gücü varsa zararı cebinden karşılayıp, evinizi teslim edecek.
Eğer sermayesi yetersizse evlerinizi teslim edemeyecek ve kendisiyle birlikte sizi de batıracak.
Ülkemizde topraktan konut satışı çok yaygın olduğu için, önümüzdeki günlerde bu tür haberleri sıkça okuyabiliriz!
Maske kuralı
Önceki gün Bursa’daki bir özel halk otobüsünde çekilen görüntülerde, yolcunun maske takmayan şoföre tepkisini izledik.
Olay kısa sürede büyüyor ve diğer yolcuların da karıştığı bir sözlü kavgaya dönüşüyor.
Böyle giderse bu tür görüntülere daha çok tanık olacağız.
Çünkü toplu taşıma araçlarında ciddi bir kuralsızlık var.
Toplu taşıma araçlarında kağıt üzerinde maske kuralı devam ediyor.
Ancak kimi yolcular kurala uyuyor, kimisi uymuyor.
Bu da maske konusunda hassas olan vatandaş ile kurala uymayan yolcuları karşı karşıya getiriyor.
Maske hassasiyeti olan yolcu, haklı.
Çünkü maske kuralı devam ediyor.
Ancak pratikte bir karşılığı yok.
O halde pratikte karşılığı olmayan kural kaldırılmalı.
Yoksa yolcuların kavgasını izlemeye devam edeceğiz.