Konuyu biliyorsunuz.
Meral-Muammer Ağım Ortaokulu‘nun düzenlediği 18 Mart Çanakkale Zaferi etkinliğinde, Eğitim-İş‘in çiçeği krize yol açmış ve Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, salonu terk etmişti.
Dün Meral-Muammer Ağım Ortaokul Müdürü Alper Taşçı aradı.
Bugün de onun söylediklerini paylaşalım:
“Çiçeğin yönünü sahneye doğru çeviren benim. Çünkü, yeri uygun değildi. Ancak, bunun çiçeğin Eğitim-İş‘e ait olmasıyla bir ilgisi yok. Hiçbir sendikanın çiçeğinin, o şekilde konulmasına izin veremezdik. Ben çiçeği sahnenin başka tarafına koymamızı teklif ettiğimde, Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona kabul etmedi. Rona, ‘yukarısı kaynıyor’ dediğimi ifade etmiş. Ben böyle bir ifade kullanmadım. ‘Yukarıda çok sayıda misafir var, çiçeğin orada olması doğru değil. Kaymakam gelecek, devlet temsilcileri gelecek, bu çiçeğin orada olması toplantının ruhuna aykırı olur’ dedim. Ancak kendisi beni dinlemedi bile ve sonunda salonu terk etti” dedi.
Taşçı, sendika ayırımı yapmadığını, işini iyi yapan, dürüst öğretmenleri kolladığını da belirterek, şöyle devam etti:
“Ortak sınavda, sınıfları başarılı olan 2 öğretmeni tebrik ettim. O öğretmenlerden biri Eğitim-Sen, diğeri de Eğitim-İş üyesiydi. Sendika ayrımcılığı yapsam, onları tebrik eder miyim? Ben alnımın teriyle, müdür oldum. Puanlamanın yapılmadığı yıllarda okul müdürü oldum. Eğitim-Bir-Sen‘e de son yıllarda değil 2010’da üye oldum.”
————————
Şeker’den Rona’ya salvolar
Dün arayan sendika başkanlarından biri de Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker‘di.
Önce çiçek krizine değindi Şeker ve Rona’yı eleştirdi:
“Ben 12 yıllık şube başkanıyım ve ilk kez bir çiçeğin, insanların gözünün içine sokarcasına, protokol masasına konulmak istendiğini gördüm. Çiçek, sevginin, muhabbetin simgesidir. Özkan Rona‘ya sormak lazım, senin derdin çiçekle muhabbetlerini mi sunmak, yoksa reklamını mı yapmak? Burada bir art niyet var. Bir çiçek üzerinden bile kriz çıkaran sendikal anlayışı kabul etmiyoruz.”
Şeker, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından korunduklarına dönük iddia veya algıya da yanıt verdi:
“Eğitim-Bir-Sen‘in, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından korunmaya ihtiyacı yok. Biz, kamu çalışanlarının gönlünde taht kurmuş bir sendikayız. ‘Etkili sendikayız’ derken, ‘taraf tutmayız, yanlış yapan kendi üyelerimiz olsa da cezalandırılması için çaba gösteririz’, demek istiyoruz. Mesela, İl Disiplin Kurulu‘nda sendikamıza üye 8 okul müdürünin ceza alması için el kaldırdık. Diğer sendikaların bunu yaptıklarını gördünüz mü?”
——————
Rona, iddialarının arkasında
Çiçek kriziyle ilgili bir açıklama da Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona‘dan geldi.
Rona, Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Muharrem Tüfekçi‘nin konuyla ilgili açıklamalarına tepki gösterdi:
– Biz girdiğimizde çiçek sehpa üzerine koyulmuş ve üzerindeki sendikamızın adı yazılı olan etiket görülmesin diye ters çevrilmişti.
– Salonda diğer eğitim sendikalarının çiçeği yoktu.
– Yaşananları öğrenmek için o esnada müdürün yanında oturan ve arada da sufle veren şube müdürü Selahattin Erdoğmuş’la konuşmak sizin için daha kolay olurdu, onun salonda olduğundan da mı haberiniz yok.
– Olaylardan haberiniz yokmuş gibi beyan vermişsiniz. O halde yukarısı kaynıyor diye sizi kasdetmiyorsa ne acıdır ki okul müdürleri “yukarısı” olarak sizi görmüyorlardır.
– Yanlışın sözcüsü olmayın sonra ‘kandırıldık’ demek zorunda kalmayın.