Bayram değil, seyran değil, yerel seçimlere de en az 1,5 yıl var ancak Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in, büyükşehir adaylığı gündeme geliveriyor.

Bozbey’in, büyükşehir adaylığı kulağa hoş geliyor gerçi.

Öyle ya tanınırlığı, popülerliği ve sahip olduğu seçmen potansiyeli Nilüfer’le sınırlı olmayan, 18 yıllık belediyecilik deneyimi bulunan Bozbey, CHP’nin arayıp da bulamayacağı bir adaydır.

Daha da açık bir ifadeyle CHP’nin büyükşehiri kazanma olasılığını arttıracak tek isim var o da Mustafa Bozbey.

Ancak  Bozbey’i büyükşehir adaylığına ittirmeye çalışan bazı CHP’lilerin niyeti böylesine safiyane, böylesine hesapsız değil.

Bazı milletvekillerinin de aralarında olduğu CHP’li bir grubun amacı, Ankara’nın da baskısıyla Mustafa Bozbey’e büyükşehir adaylığını ilan ettirip, Nilüfer’i boşaltmak, Bozbey’den arınmış Nilüfer Belediye Başkanlığı koltuğuna da istedikleri adayı oturtmak.

Bu hesabı yapanlar bir taşla iki kuş vurmayı planlıyorlar.

Büyükşehire aday olacak Bozbey, kazanamayacak ve siyasi yaşamı bitecek.

Daha açık bir ifadeyle harcanacak.

Ayrıca Nilüfer’de de kendilerine yakın bir ismi belediye başkanı yapıp, Bursa’nın en  gözde belediyesini ellerinde tutacaklar.

Bunları neden bugün yazıyorum?

Malum delege seçimleri sürüyor.

Delege seçimlerinden sonra da kongreler yapılacak.

Delege seçimlerinde yapılanlara ve kongrelerdeki hesaplara dikkat edin, Bozbey’i Nilüfer’de tasfiye etmeye yönelik hamlelerin izlerini göreceksiniz.

Peki bu hesap tutar mı?

Daha önce de yazdım Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımı, “Bozbey’i büyükşehir adayı görmek isteriz. Ancak buna kendisi karar verecek. İsterse büyükşehire aday olur, isterse Nilüfer’e” şeklinde.

Ayrıca Bozbey de siyasi hayatını bitirmeye yönelik girişimin farkında olduğu için, büyükşehir adaylığıyla ilgili  bugüne kadar hiç olmadığı kadar

temkinli sözler sarf ediyor.

Yani Bozbey, intiharına neden olacak girişime geçit vermeyeceğini dolaylı yoldan zaten söylüyor.

Önümüzdeki günlerde, Bozbey’i tasfiye etmeye yönelik girişimin daha da somutlaşacağına tanık olabiliriz.

 

Kaza geliyorum diyor!

 

Bazen bir fotoğraf herşeyi anlatır.

Ben ise 2 fotoğraf paylaşıyorum.

İlk fotoğraf bir vinç kazasını gösteriyor.

Nilüfer’in Barış Mahallesi’nde inşaat alanına düşen vinç, bir işçinin ağır yaralanmasına yol açıyor.

Eğer vinç inşaat alanına değil de apartmanların üzerine düşseydi büyük bir facia kaçınılmaz olacaktı.

Ya da inşaat alanında işçiler çalışıyor olsaydı…

Bu kazanın dumanı tüterken, dün Yıldırım Eğitimciler Caddesi’nde bir vincin, hiçbir tedbir almadan çalıştırıldığına tanık oldum.

Vinç çalıştırıldığı için caddenin bir şeridi kullanılamaz durumda.

Yani trafiği allak bullak etmiş.

Ancak daha önemlisi Allah korusun o vinç, tıpkı Barış Mahallesi’ndeki 

kazada olduğu gibi düşse, kaç kişinin canı yanacak bilen var mı? 

 

Vergi artışları iptal edilir mi?

 

Bu kez gerçekten ölçü kaçmış…

Hem gelirden kesilen vergiyi daha yüksek ödeyeceksiniz…

Hem oturduğunuz ev için daha fazla vergi cebinizden çıkacak.

Hem aracınıza yüzde 40 daha yüksek bir vergiyle karşı karşıya kalacaksınız.

Yani aracınız varsa, oturduğunuz ev kendinizinse, bir de çalışıyorsanız üç kalemde daha fazla para çıkacak cebinizden.

İnsaf…

Ancak bu vergi artışları Külliye’den geri döner.

İşareti geldi bile.

“Vergi oranlarında telaşa neden olacak bir bütçemiz yok.”

Kim söyledi bunları?

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem!