CHP Genel Merkezi ana baba gününü andırıyor, genel başkan yardımcılarının bulunduğu koridorlarda aday adayları cirit atıyormuş.
Bursalı aday adayları da elbette.
Amaç, 21 Mayıs’a 5 gün kala listeye girebilmek için kulis yapmak.
Bu arada CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş ile aday adayları arasındaki gerginlik sürüyor.
Tepkilerin 2 gerekçesi var:
-Akkuş’un ilçe başkanlarının eğilimini Ankara’ya yansıtmadığı iddiası.
-Akkuş’un mevcut milletvekillerini ve özellikle Yüksel Özkan’ı desteklediği iddiası.
Dünkü yazımda aday adaylarından Güner Aklan ve İsmet Karaca’nın söylediklerini paylaşmıştım.
Şimdi gelelim son gelişmeye…
CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın uzun zamandır İsmet Karaca ve Gürel Yılmaz’ın aday olmaması için defans yapıyor.
İddia o ki Aydın, genel merkez yöneticilerinin birçoğuyla konuşup, ve Yılmaz’ı listeye almamalarını, hiç olmazsa ilk 10’a yazmamaları için yoğun bir şekilde kulis yapıyormuş.
Aydın’ın Grup Başkanvekili Özgür Özel’e yakın olduğu için, bu isim üzerinden daha çok kulis yaptığı da gelen haberler arasında.
Karaca: “Akkuş’un davranışı hatalı”
İsmet Karaca aradı dün ve Hüseyin Akkuş ile ilgili sözlerine açıklık getirmek istediğini söyledi.
Karaca der ki, “Benim özel olarak Erkan Aydın ve Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun yeniden aday yapılmasına karşı bir duruşum yok. Bu tamamen Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun tasarrufudur. Benim eleştirdiğim konu, İl Başkanı Hüseyin Akkuş’un mevcut 4 milletvekiliyle birlikte Yüksel Özkan’ın listeye yazılacağını söylemesidir. Akkuş’un bu açıklaması, aday adayı sayısının düşük olmasına neden oldu.”
AKParti’deki o anket
Temayül, alt komisyon ve ara komisyonun raporları derken son noktayı AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belirleyeceği üst komisyon koyacak.
20 kişilik liste, 60’a inen aday aday havuzundan belirlenecek.
Yani 244 aday adayı elendi.
Tüm bu gelişmelerin yanında AK Parti kulislerinde, genel merkezin mevcut Bursa milletvekillerinin tanınırlılığını ölçen bir anket konuşuluyor.
Ankette, seçmenlere Bursa milletvekillerini tanıyıp, tanımadıkları sorulmuş.
Sonuçlar, milletvekillerinin tanınırlık oranlarının düşük olduğunu gösteriyor.
Tabii anket sonuçlarına bakıp, milletvekillerinin halktan kopuk siyaset yaptığını tam olarak söyleyemeyiz.
Nitekim diğer metropol kentlerde de durum çok farklı değilmiş.
Çünkü Bursa gibi nüfusu 3 milyona dayanan büyük kentlerle, nüfusu 200 bin olan Bartın gibi küçük kentleri aynı kefeye koymamak gerekir.
Nüfusu düşük olan kentlerdeki milletvekillerinin tanınırlığının yüksek olması doğal bir durum.
Yine de bu dönemki milletvekillerinin kendilerini toplumla buluşturcak en kestirme yol olan basın yayın organlarından uzak bir görüntü vermesinin de sözünü ettiğim anket sonucunu kaçınılmaz kılmasında payı var.
Zaten Ankara’nın da, milletvekillerinden basınla daha iyi ilişki kurmalarını istediği belirtiliyor.
Arı’dan yanıt var
Telefondaki ses Prof. Dr. Tayyar Arı’ya aitti.
Meslektaşı Prof. Dr. Lale Karabıyık’ın kendisiyle ilgili sözlerini köşeme taşıdığım için arıyordu Arı.
Ne demişti Karabıyık?
“Bir bilim insanı olan Tayyar Arı, ‘Yüzde 51’den çok daha fazla oy alacağız’ diyerek siyasetçi gibi davranıyor. İstifa etsin.”
Tayyar Arı’ya, “Hocam varsa yanıtınız bugün de sizin sözlerinizi yazayım” dedim.
Hay hay dedi ve şunları söyledi:
“Herkesin olduğu gibi benim de siyasi bir kimliğim, politik bir duruşum var. Hayatım boyunca hep şeffaf, samimi ve dürüst olmaya çalıştım. 30 yıl önce neysem, bugün de oyum. Çift karekterli olmadığım için katıldığım televizyon programlarında siyasi görüşümü saklamadım.
‘Yüzde 51 oydan çok daha fazlasını alacağız’ sözlerim canlı yayında ağzımdan çıkmış sözlerdir. Zaten sonradan durumu ben de fark ettim. Televizyon programlarında görüşümü yansıtıyorum.
Ama dekanlığımda ideolojimi bir kenara bırakarak, tarafsız görev yaparım. Hem bölüm başkanlığımda, hem de bugün görev yaptığım dekanlığımda tek bir şikayet gelmemiştir.
Bölüm kararlarını, kurul kararlarını harfiyen yerine getirir, doçentliğin verilmesi gibi işlemlerde hiç kimsenin siyasi görüşüne bakmam.”
Okuyucu görüşü
Mustafa Kuyu isimli Mustafakemalpaşalı bir okuyucunun görüşü:
“Bugünkü yazınızda CHP’li olduğunu iddia eden birinin CHP adayına oy vermeyeceğini yazmışsınız. Kendi tercihidir. Ben emekli öğretmenim ve CHP üyesi değilim. Sayın Akşener’e de Mustafakemalpaşa İlçe Seçim Kurulu’na bizzat giderek imza verenlerden biriyim.
Ama ömrüm boyunca Atatürk sevgisiyle CHP’ye oy veren ve bundan sonra da verecek olan biri olarak o vatandaşa sözde değil özde CHP’li olmanın farklı bir duygu olduğunu söylemek isterim.”