AK Parti‘nin ardından CHP de seçim beyannamesini açıkladı.
Beklendiği gibi, ekonomi ağırlıklı bir beyanname hazırlanmış.
Ancak, bu kadar bol vaadi benim gibi kimse beklemiyordu şüphesiz.
Toplumun neredeyse tüm katmanlarını kucaklayan ve refah seviyesini yükseltmeyi vadeden bir beyanname şeklinde özetleyebiliriz Kılıçdaroğlu‘nun açıkladıklarını.
Bin lirayla geçinmeye mahkum edilmiş asgari ücretlinin yüzünü güldürecek, sefalet ücretiyle kaliteli bir yaşlılıktan mahrum edilmiş emekliyi sevindirecek, geleceği, sistemin vicdanına hapsedilmiş taşeron işçiye iş garantisi sağlayacak, faiz sarmalında hayatı karartılmış milyonlarca kredi ve kredi kartı mağduruna nefes aldıracak, milletin efendiliğinden bankaların eline düşmüş köylüyü yeniden tarlasına döndürecek, elle tutulur, gözle görülür, somut ve buram buram refah ve sosyal adalet kokan bir seçim taahhüdü de diyebiliriz beyanname için.
Kuşkusuz, bu vaatlerin gerçekleştirilmesine dair tartışmaları ekonomi uzmanları yapacak.
Halk ise, inandırıcı bulursa zaten gereğini yapacak, popülist bulanlar da tercihini farklı partilerden kullanacak.
Ancak, geniş halk kesimlerine hitap eden, ağırlıklı olarak da yoksulları ve orta sınıfın refah seviyesini yükseltmeyi temel hedef olarak önüne koyan CHP’nin, dünden bugüne geldiği nokta kayda değer.
İktidar partisi liderinin yarattığı gündemin peşinden koşan ve polemik tuzağına düşen CHP‘den eser yok.
Eski CHP gitmiş, doğal tabanına hitap eden, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini merkezine alan, politik kulvarını laiklik ve rejim tarışmalarından, iş, aş ve ekmek kulvarına doğru değiştiren ‘yeni CHP‘ gelmiş.
CHP iktidara gelemez ve bu vaatler de boşa giderse ne olacak?
Hiç kuşkunuz olmasın, yarından itibaren iktidar partisi de, karşı hamle yapacak ve müjdeleri peyderpey açıklayacak.
Yani bu seçim, farklı bir seçim…
Polemikler ve hakaretler değil, vaatler havada uçuşacak gibi görünüyor.
Doğru olan da bu değil miydi?
Yani, siyaset nihayet gerçek mecrasına kavuşuyor.
CHP beyannamesinde demokrasi vurgusu
CHP’nin ekonomi ağırlıklı beyannamesinde, demokratikleşme, siyasette şeffalık ve eğitimde reform sayılabilecek önemli adımlar da var.
Siyasi Partiler Kanunu‘nun değiştirilmesiyle birlikte lider sultasının sona ermesi ve yüzde 10 barajının indirilmesi…
Bunlar küçümsenecek reformlar değil.
Bu iki konuda da, ciddi bir toplumsal talepten söz edemeyiz.
Ancak, lider sultasınının önünü açan Siyasi Partiler Yasası‘nın değiştirilmesi ve temsilde adaleti yok eden seçim barajının inmesine de toplumun kahir ekseriyetinin bir itirazı olamaz.
12 Eylül ürünü YÖK‘ün kaldırılması da son derece isabetli olur.
Tüm dönemlerde siyasi iktidarların taşeronu olan YÖK‘ün tasfiye edilmesi, sadece CHP‘nin değil, Türkiye‘nin sorunu olmalı.
Vaatler gerçekçi mi?
İktidar partisinin CHP’nin vaatlerini gerçekleşebilir bulmaması, moda deyimli ‘popülist‘ bulması, son derece doğal.
Bugüne kadar sıkı maliye politikası izleyen hükümetin, para musluklarını açacağını söyleyen bir muhalefet partisine karşı, başka bir söylem geliştirmesi, kendisiyle çelişmesi anlamına gelirdi.
Ancak, asgari ücretin vergiden muaf tutulması, emekliye 2 maaş ikramiye verilmesi, işçisinin sigortasını ödeyen işverene sıfır faizli kredi verilmesi gibi vaatler, sosyal devletin gereklerinden değil mi?
Bu uygulamalarla, olsa olsa, gelir dağılımındaki eşitsizlik biraz da olsa azalır.
Yani, CHP’nin vaatlerini, 2 anahtar veya Cem Uzan ile Haydar Baş’ın yaptığı gibi ‘bol keseden atmak’ olarak algılamadım ben.
Kılıçdaroğlu, 16 Mayıs’ta Bursa’ya geliyor
CHP‘de seçim beyannamesi hazırlandı, şimdi sıra mitinglerde.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, seçim vaatlerini halka anlatacak.
Beklenti Kılıçdaroğlu‘nun 50’yi aşkın ilde miting yapması.
Peki Kılıçdaroğlu, ne zaman Bursa‘ya geliyor?
Dün itibariyle bu sorunun yanıtı belli oldu…
CHP lideri, 16 Mayıs Cumartesi Bursa’ya geliyor.
Yani CHP’nin Bursa mitingi 16 Mayıs’ta…