AK Parti Manisa İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem, ne demişti hatırlayalım:
“Bu referandum oylamasında başarısız olursak iç savaşa hazırlanın.”
Zırva tevil götürmez cinsinden bu sözlerin ardından önce siyasi irade harekete geçti.
AK Parti’de görevden alma yöntemi geçerli olmadığı için Erdem‘in istifası istendi.
Erdem, derhal sundu istifasını.
Yeter mi?
Kuşkusuz hayır.
Çünkü Erdem, son derece tahrik edici ve tehlikeli söyleminin bedelini, sadece siyaseten ödeseydi, kamuoyu vicdanı yaralanabilirdi.
Cumhuriyet savcıları da harekete geçti.
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt ne dedi:
“…Olur da evet çıkarsa kimse heveslenmesin, biz yine Samsun’a çıkarız, Amasya, Sivas, Ankara’ ya geliriz, oradan İnönü, Sakarya, Dumlupınar ve İzmir’ e kadar sizi de, 7 göbek sülalenizi de, bütün emperyalistleri yine denize dökeriz...”
Tıpkı Erdem‘in sözleri gibi tehlikeli, kışkırtıcı, kamplaştırıcı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayır çadırına girmişken, ‘evet oyu verenler ne kadar saygınsa, hayır diyenler de o kadar saygındır” demişken, CHP‘liler de Erdoğan‘ın bu adımlarına destek vermişken, bir kişi çıkıp, bir nebze olsun yumuşayan siyasi havanın üzerinde kara bulutlar dolaştırıyor yeniden.
Neyse ki, bu sözlere sahip çıkan olmadı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu bile…
Ancak anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu bile kendi kalesine atılan bu gölü, referanduma günler kala pek kolay çıkaracak gibi görünmüyor.
Nitekim Bozkurt‘un sözleri, CHP’yi bugüne kadar muhalefette bırakan elitist anlayışının dışa vurumu.
CHP‘yi kuşatan zihin inşasının kodlarını ele veren bu anlayışın İzmir Körfezi’ne vurgu yapması ve sahillere dem vurması tesadüf değil.
Koca partiyi sahillere mahkum eden CHP’deki ‘ulusalcı damar’ın en büyük temsilcilerinden Deniz Baykal’ın ise, “Halk oylamasında ‘hayır’ çıkması durumunda, 1922’de düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz” sözleri de, Bozkurt’un skandal açıklamalarına tüy dikti.
Bu iki CHP’linin açıklamalarını yan yana koyup düşünün, evet oylarına bundan daha iyi bir katkı olabilir miydi?
Bu nedenle Kılıçdaroğlu‘nun CHP’li Bozkurt’un sözlerini sadece eleştirmesi yetmez
Devlet törenini propagandaya alet etmeyen Faruk Çelik’e övgü
Yılların siyasetçisi Karacabey Kırmızı Et Üreticileri Başkanı Nuri Karaca, sıkı bir gündem takipçisidir.
Samsunlular gecesine değindiğim yazımı okumuş.
Arayıp, geçen günlerde tanık olduğu bir hadiseyi anlattı.
Herkese örnek olsun diye ben de köşemden paylaşıyorum:
“Karacabey TİGEM‘de Embriyo Transferi İstasyonu açıldı. Açılış törenine Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik geldi. Hayvancıların ve çiftçilerin olduğu salon doluydu. Bakan Çelik, 45 dakika konuştu ama tek kelime, referandumdan söz etmedi. Bu davranışını çok taktir ettim. Açılış töreni devletin bütçesi ve imkanlarıyla gerçekleştirildi. Bakan Çelik, devletin imkanlarıyla gerçekleştirilen töreni, evet propagandasına alet etmedi. İşte devlet adamlığı budur!”
Nuri Karaca, merkez sağdan gelen bir siyasetçi ve hala aynı çizgide.
Yani AK Parti’nin bir bakanını övmeye ihtiyacı yok.
Ancak, ‘marifet iltifata tabidir‘ sözünden hareketle, Bakan Çelik‘in örnek davranışını alkışlıyor.
İki taraf da kendinden emin
AK Partililerle konuşuyorum ve anketleri soruyorum.
Yanıt: En az 10 puan fark var. Bu iş bitti.
CHP’lilere gidiyorum ve durum nedir diye soruyorum:
Yanıt: Anketlerde hayırlar önde. Üstelik, millet hayır demeye korkuyorken öndeyiz. Bu iş bitti.
Yıllardır seçim takip ederim, böylesine öngörüsüz referandumla karşılaşmadım.
Emin olunca, ben de tahminimi yazabilirim.
Yazabilirim diyorum, bağlayıcı olmasın.