Yerel seçim de olsa, iktidar partisinin kazandığı tüm kentlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın rolü büyük.
Erdoğan bu seçimde de tabanını konsolide etmeyi başardı ve bazı büyük şehirlerde kaybetse de, hem oransal olarak hem de belediye sayısı bakımından sandıktan istediğini elde etti.
Ne var ki başarının arka planında adayların ve teşkilatların rolü de küçümsenecek gibi değil.
Misal Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın başarısı.
Seçimden önce İstanbul’da (itirazlar sonucu değiştirmezse), Ankara’da, Adana’da, Antalya’da ve Mersin’de CHP’nin; Bursa’da AK Parti’nin kazanacağı söylenseydi inanır mıydınız?
Ancak Bursa, yaygın kanaate rağmen AK Parti’nin elinde kaldı.
Aktaş’ı sahada izledim ve saha performansını gözlemledim.
Propaganda sürecinde olağanüstü bir tempoyla çalıştı.
Yanında iki il yöneticisi, mobil kalemden bir personel ve fotoğrafçısı vardı.
Tabii mahallenin muhtarı ve mahalle temsilcisi de bir gün önceden aranıyordu.
Ekip arkadaşlarından duymuştum, sabahın sekizinde mesaiye başlıyor, gece sabaha karşı 03,00 sularında eve giriyor, kendisiyle görüşmek isteyenleri gece 00,00’dan sonra kabul ediyormuş.
Peki ne zaman uyuyormuş?
Yakın çevresi, son aylarda sadece 4 saat uyuduğunu söylüyor.
Sahada vatandaşın taleplerini ya o anda kendisi karşılıyor, ya da çalışma arkadaşlarına not ettiriyor ama en kısa sürede olumlu veya olumsuz dönüş yapılıyor.
Paylaştığım fotoğraf Gülbahçe’den.
Pankartta, “Gülbahçe için Alinur Aktaş gerisi traş” yazıyor.
Aktaş için bu mahallenin yeri çok farklı.
Çünkü Gülbahçe Spor Kulübü Başkanı Ayhan Vardar öncülüğündeki mahalle halkı, Aktaş için gönüllü seçim bürosu açıp, tüm masraflarını kendileri karşıladı.
Bursa’da gönüllülük esasına göre tek seçim bürosu da Gülbahçe’de açıldı.
Ve neticede Gülbahçeliler Aktaş’a yüzde 53,62 oranında oy vererek Bursa ortalamasının üzerine çıktı.
Hasılı, hayatta hiçbir başarı tesadüflerle gelmediği gibi Bursa Büyükşehir seçim sonuçları da büyük bir emeğin, çabanın ve özverinin sonucu geldi.
Seçim sandığı meselesi
Seçimler bitti ancak tartışmalar bitmedi.
Birçok yerde itirazlar var.
Aslında sistem çok basit.
Her sandıkta, siyasi partilerin birer temsilcisi var.
Oy verme süresi bittikten sonra sandıklar açılır ve sandık görevlisinin sorumluluğunda oy pusulaları tek tek sayılır.
Bu sırada sandık kurulunun tüm dikkati oy pusulalarındadır.
Oyların geçerliliği ilgili kanunda açıkça belirtildiği için, bu aşamada da pek sorun çıkmaz.
Oylar sayılır, sonuç tutanağa geçilir ve siyasi parti temsilcilerinden oluşan sandık görevlileri imza atar.
Haklarının yendiğini düşünen bir sandık görevlisi varsa itiraz eder, itirazından sonuç çıkmazsa tutanağa şerh koyar.
Son aşama, tutanakla birlikte oyların seçim kuruluna teslim edilmesidir.
Oyların seçim kuruluna teslimatı da sandık başkanı sorumluluğundadır, dilerse sandık görevlileri de eşlik eder.
Sandık görevlisi, sandık başında imzaladıkları tutanakları partiye teslim eder.
Siyasi partiler, sandık görevlilerinin verdikleri tutanakların tümünü alır, toplar ve ne kadar oy aldıklarını tespit ederler.
Böylece seçim kurullarının açıkladığı sonuçlarla, kendilerinin elde ettikleri sonuçlar arasında karşılaştırma yaparlar.
Şimdi tüm bunları neden hatırlatıyorum?
Muhalefet veya iktidar partisi temsilcileri, geçmiş seçimlerde olduğu gibi yine bazı yerlerde haklarının yendiğini iddia ediyorlar.
Eğer gerçekten bir haksızlık varsa iki nedeni vardır:
Sandıkta siyasi partinin görevlisi yoktur veya sandıkta bulunamamışlardır.
Ya da sandık görevlisi bilgisizdir veya işini savsaklamıştır.
Bu iki durum da sistemin sorunu değil, seçimin en önemli ayağı olan sandıkları tutamayan siyasi partilerin suçudur.
Ulcay’dan tepki çeken paylaşım
Uludağ Üniversitesi Rektörü Yusuf Ulcay yine gündemde.
Sosyal medya hesabından şu dörtlüğü paylaşmış:
Celladına aşık olmuşsa millet
İster ezan ister çan dinlet
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstahaktır ona her türlü zillet
Dörtlük her türlü yoruma açık.
Ancak Ulcay’ın seçimden hemen sonra bu paylaşımı yapması manidar.
Ki kamuoyunda büyük tepki aldı.
Ulcay, belli ki yaklaşan rektörlük seçimleri nedeniyle iktidara selam çakıyor.
Ancak bu paylaşıma iktidar çevreleri de sahip çıkmaz, dahası tepki verir.
Nitekim muhalefet partilerine oy verenleri aşağılayan bir paylaşımla, ‘göbeğini kaşıyan adam’, ‘bidon kafa’ benzetmeleriyle AK Parti’ye oy veren milyonlarca yurttaşı aşağılamak arasında fark yok.