Dünyaya, Türkiye’ye ve elbette Bursa’ya peyda olan koronavirüsten sonra, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak cümlesini sıkça duyuyoruz.
Nitekim virüsün, çalışma hayatından, eğitime, sağlıktan, turizme kadar etkilemediği alan kalmadı.
Yaşamımızın üzerinden adeta buldozer gibi geçen virüs, alışkanlıklarımızı da değiştirdi/değiştirmeye devam ediyor.
Mesela, beton binaların saltanatı sona ererken, bahçeli evler el üstünde tutulmaya başlandı.
Kenarda üç, beş kuruş parası olanlar, ekip biçmeyecek olsalar da birkaç dönüm tarla satın almaya başladılar.
Adına korona denilen bu virüsün, turizmi etkilememesi de kaçınılmaz olurdu.
Efendim Büyükşehir Belediyesi de, rotayı pandemi turizmine çevirdi.
Daha açık bir ifadeyle, krizi fırsata çevirmek için pandemi turizmi diye bir proje geliştirdi.
“Pandemi turizmi de nedir?” dediğinizi duyar gibiyim.
Anlatalım…
Pandemi sonrası, klasik tatil anlayışlarının yerini, hijyen ve temizliğin öne çıktığı, kalabalık ortamlardan uzak, doğada daha fazla vakit geçirilen tatil anlayışları aldı.
Yani hem fiziksel hem de psikolojik olarak rahat edilebilecek ortamlar daha fazla önem kazandı.
İşte pandemi turizmi, bu yeni tatil anlayışı üzerine inşa edilecek.
Yani traking, kamp ve karavan turizmi geliştirilecek.
Bu bağlamda, İznik, Uludağ, Şuuçtu Şelalesi gibi bölgelerde kamp ve karavan alanları belirleniyor.
Ayrıca şehrin en gizemli noktalarına ulaşan yürüyüş rotaları ile adrenalin parklar, rafting, kaya tırmanışı, mağaracılık, bisikletli doğa turları gibi doğa sporlarının yapılabileceği alanlar hazırlanıyor.
Öte yandan su sporları ve deniz tutkunları için de Gölyazı’da kayık turları, İznik Gölü’nde de su sporları öne çıkacak ve buralarda farklı aktivite alanları oluşturulacak.
Büyükşehir Belediyesi’nin yeni turizm politikasını Başkan Aktaş ile konuştum.
Şunları söyledi:
“Bursa’nın gelecek vizyonunu turizm olarak belirledik. Uludağ’dan sahillere, tarihi kültürel mirastan doğal kaynaklara kadar Bursa’nın değerlerini en iyi şekilde kullanacağız. Osmanlı şehriyiz ve farklı medeniyetlerin izlerini hala taşıyan bir kentiz. Yemek kültürü, sosyal kültürel yapı, tarihsel özelliklerin tamamını turizm çatısı altında bütün dünya ile buluşturmanın derdindeyiz. Özellikle pandemi süreciyle daha da önem kazanan doğa turizmi için eşsiz değerlere sahibiz. Oluşturacağımız özel aktivite alanları ile pandemi sonrası da Bursa, sağlıklı ve ayrıcalıklı tatilin adresi olacak.”
Evet, Büyükşehir Belediyesi’nin pandemi turizmi adlı yepyeni projesi start alıyor.
Bursa yıllardır, turizmden hak ettiği payı alamıyordu.
Bunun nedenleriyle ilgili, birçok yazımız oldu.
Umarız, Büyükşehir Belediyesi’nin büyük önem verdiği pandemi turizmiyle, Bursa turizmi gelişir.
Nitekim bu kent, bunu fazlasıyla hak ediyor.
Pandemi turizmi birçok kentte tanıtılacak
Büyükşehir Belediyesi’nin pandemi turizmi projesinin tanıtımı, Bursa ile sınırlı kalmayacak.
Nitekim, pandemi turizminin önce Bursa’da bilboardlarla tanıtımı yapılacak ardından İstanbul ve Kocaeli gibi çevre kentlerin bilboardlarını süsleyecek.
Yani bu kez, uzun soluklu ve kapsamlı bir kampanya yürütülecek.
Nitekim Bursa, İstanbul başta olmak üzere büyük kentlere yakınlığı ve bireysel ulaşım imkanlarıyla rahatlıkla ulaşılabilecek bir kent.
İşte bu nedenle, çevre kentlerde yaşayan yurttaşlarımız, Uludağ’ı, İznik Gölü, şelaleleri, kaplıcaları ve tarihi yapıları ile turizm kenti olan Bursa’ya davet edilecek.
Erdursun, Kılıçdaroğlu’na kıdem tazminatını anlattı
CHP’den Yıldırım Belediye başkan adayı olan sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun, geçen hafta danışmanlığını yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu ile genel merkezde uzun bir görüşme yaptı.
Kılıçdaroğlu, Erdursun’dan kıdem tazminatının fona devri girişimiyle ilgili görüşlerini sordu.
Erdursun da, konuyla ilgili hazırladığı raporu Kılıçdaroğlu’na sundu.
Erdursun, görüşmenin içeriğini il yönetim kurulu eski üyesi Bilal Deniz’le birlikte, ‘hayırlı olsun’ ziyaretine geldiğinde anlattı.
Ülkemizde 16,5 milyon çalışan var.
Çalışanların, yüzde 86’sı kıdem tazminatı alamıyor.
Ancak yüzde 86’nın içinde, işyerinde 1 yılını doldurmadığı için kıdem tazminatı alamayanların oranı çoğunlukta.
Yüzde 30’u ise hak etmesine rağmen, işyerinin kapanması, işverenin ödeme yapmaması veya işyerinin iflas etmesi gibi nedenlerden dolayı tazminat alamıyor.
İktidar, çalışanların büyük çoğunluğunun kıdem tazminatı alamadığını hatırlatarak, fona devri savunuyor.
Erdursun’un Kılıçdaroğlu’na aktardığı görüşü ise şöyle:
“Mevcut sistemde çalışanların büyük bölümü tazminat alamadığı için, evet kıdem tazminatı fona devredilebilir. Ancak bazı şartlar sağlanırsa. Bir kere, mevcut kıdem tazminatı oranı korunmalı. Ayrıca çalışanlar istedikleri zaman fondan parasını çekebilmeli. Bir de kıdem tazminatı fonu yönetiminde, iktidar ve muhalefet temsilcilerin yanı sıra, işçi ve işveren sendikaları yetkilileri olmalı.”
Erdursun’un görüşlerini dinleyen Kılıçdaroğlu, CHP’nin kıdem tazminatı fonuna devriyle ilgili politika oluşturulmasında, Erdursun’un raporunu dikkate alacağını ifade etmiş.
“PM’ye adayım”
CHP’li Özgür Erdursun’la tarihi kesinleşen kurultayı da konuştuk.
Erdursun, Parti Meclisi’ne aday olmak istediğini Kılıçdaroğlu’na iletmiş ve özellikle herkesi ilgilendiren sosyal güvenlik ve çalışma hayatı konularında politika üretebileceğini söylemiş.
Ve kararı Kılıçdaroğlu’na bırakıp, aday gösterilse de gösterilmese de partisinin emrinde olduğunu belirtmiş.
Erdursun, İl Başkanı İsmet Karaca’nın, Bursa’dan aday olacak isimleri, il yönetimi ve ilçe başkanlarının görüşüne sunacağını da hatırlattı ve sürecin adil şekilde yönetileceğine inandığını ekledi.