Bursa, son yılların en önemli yürüyüşlerinden birine ev sahipliği yapacak yarın.

DOSAB Termik Santralı’na Hayır Platformu‘nun öncülüğünde, kentin göbeğine yapılmaya çalışılan, günde bin 200 ton kömürün yakılacağı ölüm santralına karşı, halk direnişi de diyebiliriz bu yürüyüş için.

Artık termik santralın zararlarını saymaya gerek yok.

İnsan ömrünü kısaltacak, kansere yol açacak, havayı kirletecek, asit yağmurlarına neden olacak, tarım topraklarını tahrip edecek, su kaynaklarını tüketecek, şehir siluetini bozacak ve ağır tonajlı araçlarla trafiği alt üst edecek, son yılların en büyük tehlikesiyle karşı karşıya Bursalılar.

Tüm bunlar, sadece birkaç sanayicinin ucuz buhar elde etmesi için Bursa‘ya bela edilmeye çalışılıyor.

Bugüne kadar, bilim insanları, akademik oda temsilcileri, siyasi partiler, bazı iktidar milletvekilleri, çevre dernekleri, sivil toplum örgütleri, kısacası kent dinamiklerinin tamamı, itiraz seslerini yükselttiler.

DOSAB yönetimiyse, 3 milyonluk Bursa‘yı karşılarına alma pahasına geri adım atmadı.

Ancak bu yürüyüş, tüm tepkilerin tek ses, tek yürek olarak yükseleceği bir eyleme dönüşecek.

O gün, yürüyüş kolunda, çocuklarının geleceğini düşünen anneler, gelecek nesillere yeşil bir Bursa bırakmak isteyen çevre dostları, temiz hava solumak isteyen gençler, kent sevdalıları, duyarlı yurttaşlar, özcesi, vicdan sahibi herkes orada olacak.

Bir tek projeyi hayata geçirmek isteyenler ve santralın arka planında duranlar olmayacak.

 

Çevre duyarlılığı, farklı kesimleri biraraya getirdi

 

DOSAB Termik Santralı’na Hayır Yürüyüşü, kuşkusuz değişik kesimleri biraraya getirecek.

Zaten platformun bileşenleri de farklı kesimleri temsil ediyor.

İnsan Hakları Derneği de platformun içinde Mazlum-Der de…

Platforma, CHP’lisinden MHP‘lisine, HDP‘lisinden AKP‘lisine varıncaya kadar, farklı partilere gönül verenler ve onların örgütleri omuz veriyor.

Yani, bu yürüyüşte ideolojik ayrışma yok, siyasi görüş farkının önemi yok.

Son yılların belki de en kapsayıcı, en birleştirici, en duyarlı çevre ve kent hareketi de diyebiliriz platform için.

 

AKP Bursa’ya ağabey mi geliyor?

 

Malum, AKP‘de 3 dönem kuralı, Haziran 2015‘te pratiğe dönüşecek.

Yani, onlarca bakan ve milletvekili, en az bir dönem Meclis‘e veda edecek.

Bugüne kadar AKP‘de aday yapılmayanlar, mutlaka farklı görevlerde değerlendirildiler.

Bu da bize, milletvekili seçilemeyeceklerden bazılarının, partide görev yapacağını işaret ediyor.

Güçlü bir genel başkan yardımcılığı, genel sekreterlik, parti sözcülüğü…

Peki bu isimler kimler olur?

Bunun en güçlü işareti, olağan büyük kongrede belli olacak.

Nitekim, 3 dönem kuralına takılanlardan MKYK‘ya seçilenlerin, önümüzdeki dönemde partide aktif görev alacaklarına kesin gözle bakılıyor.

AKP Bursa‘da merak edilen bir başka konu da, önümüzdeki dönemin ağır topunun kimin olacağıdır.

Malum, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç‘ın milletvekilliği süresi bu seçimde bitiyor.

Bursa kökenli siyasetçi Faruk Çelik de aynı durumda.

Mevcut milletvekilleri arasında da, ne Arınç‘ın ne de Çelik’in yerini dolduracak bir ismin olmadığı biliniyor.

İşte bu nedenle, Bursa’ya ağabeylik yapacak bir ismin geleceği, iktidar partisi kulislerinde konuşuluyor.

Ağabey formülüne uyan isimleri duymakla beraber, henüz çok erken olduğu için yazmaktan sakınıyorum.

Bu arada genel seçimlere uzun bir zaman olmasına rağmen, potansiyel milletvekili adayları sahneye çıkmaya başlamış bile.

Kimler yok ki?

Bursa basınından bile adaylık yoklayanlar varmış!

AKP’nin ideolojisiyle uyuşmasalar da, ya tutarsa diyorlarmış.

Umut dünyası işte…