Binalarımızın önemli kısmı deprem riski taşıdığı, İstanbul depreminin ardından belediyeler toplanma yerleriyle ilgili bir bir açıklama yapmaya başladılar.
Yani, ‘depreme karşı binalarımız hazır değil ama toplanma yerlerimiz hazır” mesajı veriyorlar.
Ancak gerçek öyle değil.
Nitekim toplanma yerlerimiz hem sayıca yetersiz, hem de uygun değil.
İstanbul depreminin ardından İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak‘tan, Bursa’daki toplanma yerleriyle ilgili bir rapor yollamasını rica ettim.
Sağolsun, kısa sürede gerçekleri ortaya koyan bir rapor yolladı.
Özetleyerek paylaşayım.
TOPLANMA ALANLARI KISTASLARI
-Yapı adalarından toplanma alanlarına gidiş mesafesi olarak her bireyin kolaylıkla erişebileceği maksimum yürüme mesafesi 500 metre /15 dakika ve daha az olmalıdır.
-Mevcut aktif yeşil alanlardan çocuk oyun alanları, spor alanları, cep parkları, mahalle parkları, küçük parklar ve semt parkları, pasif yeşil alanlar, halı sahalar, bina bahçeleri, okul bahçeleri, cami ve hastane bahçeleri, boş alanlar ve açık otoparklar, toplanma alanları olarak önerilebilir. Alan 500 metrekareden daha küçük olmamalıdır.
-Toplanma alanlarında kişi başına düşen alan net 2 metrekare olmalıdır.
BURSA’DAKİ TOPLANMA ALANLARI KISTASLARA UYMUYOR
-Çarpık yapılaşmanın yoğun olduğu ve kent nüfusunun bazı bölgelerde yoğunlaştığı Bursa’nın toplanma alanlarının büyük kısmı ne yazık ki bu koşulları sağlamak için uygun değil.
-Altıparmak gibi acil dönüşümün gerekli olduğu bölgelerde toplanma alanlarına baktığımızda yetersiz ve yapılaşma arasında kaldığını görüyoruz.
-Kaçak yapılaşmanın yoğun olduğu birçok mahalle için aynı toplanma alanı belirlenmiş durumda. (Örneğin Güneştepe-Yunuseli, Kemerçeşme-Başaran aynı toplanma alanı gösteriliyor) Toplanma alanlarının bu nüfusu kaldırması mümkün değil.
NİLÜFER’DE BİLE TOPLANMA ALANLARI YETERSİZ
Nilüfer’de dahi yanlış dönüşüm uygulamalarıyla nüfus arttırılarak toplanma alanlarımızı yetersiz hale getirmişiz.
ACİL OLARAK YAPILMASI GEREKENLER
-Kent içindeki boş alanlarımızı yapılaşmaya açmak yerine yeni toplanma alanları oluşturmak.
-AFAD, toplanma alanlarına gidiş için alternatif rotalar oluşturulmasını ve aile bireyleriyle paylaşılmasını öneriyor ancak kaçak ve çarpık yapılaşmanın yoğun olduğu, çıkmaz ve birbirine bağlanmayan sokakların bulunduğu kentimizde afet sonrası oluşacak karmaşa nedeniyle bunun nasıl olacağı sorgulanmalı.
-Çarpık kentleşmenin yoğun olduğu Yıldırım’da olası bir depremde yaşanacak yıkımın ardından hastaneye ulaşabilecek ulaşım akslarına baktığımızda alternatif bir yol bulmanın mümkün olmadığını görebiliriz.
-Yapılması gerekenler, en kısa zamanda çıkmaz sokakların kaldırılması, belirli mesafeyi aşmayan sokak ağlarının oluşturulması, dar sokakların mümkünse genişletilmesi, ulaşımın kısa zamanda sağlanabileceği birden fazla yoldan ulaşımın mümkün olduğu yeşil alanların oluşturulmasıdır.
–Vatandaşlara afet anında neler yapılması gerektiği, toplanma alanlarının nerelerde bulunduğunu ve ulaşmak için neler yapılması gerektiğini öğretmek için uygulamalı sistem oluşturulması, eğitimin en küçük bireyden en yetişkinine kadar ulaşması şart.
–Toplanma ve barınma alanlarıyla ilgili yerel bazda ciddi çalışmalar yapılmalı, bunlar süreklilik arz etmeli ve uygulanmalıdır.
SONUÇ
Toplanma alanlarımız yetersiz ve uygun değil. Bursa’daki toplanma alanları, 3 milyona ulaşan kent nüfusu için yeterli değildir.
Ayradilli’den çarpıcı ulaşım rakamları
CHP Büyükşehir Meclis Grup Sözcüsü Osman Ayradilli, OLAY TV’de Yüz Yüze’de konuğum oldu ve ulaşımı konuşurken, son derece sarsıcı rakamlar paylaştı.
Büyükşehir Belediyesi’nin 2020-2024 yıllarını kapsayan Ulaşım Master Planı’nda toplu ulaşım sistemlerine ayrılan pay 185 milyon 681 bin lirayken, yol asfalt, kavşak gibi ulaşım alt yapısına ayrılan kaynak 2 milyar 261 milyon 310 bin lira.
Yani yol, kavşak ve asfalt gibi ulaşım alt yapısı için ayrılan pay ile toplu ulaşım sistemlerine ayrılan pay arasında 12 kat fark var.
Bu durumda Ayradilli, Büyükşehir Belediye Yönetimi’ne soruyor:
Hani, toplu ulaşıma ağırlık verecektiniz?
Bu arada CHP’nin de plana olumlu oy verdiğini belirtmiş olayım.
Bu adamlar içeriye nasıl giriyor?
Önce Kestel Belediyesi eski Başkanı Yener Acar, makamında ayağından vuruldu.
Sonra Gürsu Belediyesi eski Başkanı Cüneyt Yıldız, makamında vurularak hayatını kaybetti.
Ve son olarak Gemlik Belediye Başkan Yardımcısı Zeynep Akış Serintürk, makamında rehin alındı.
Bu 3 olayda da saldırganlar silahlıydı.
Anlamadığım şu:
Kapısında güvenlik görevlilerinin olduğu belediyelere nasıl olur da silahlı saldırganlar ellerini kollarını sallaya sallaya girebilirler?