Paralel yapı operasyonlarına sahne olan Bursa‘da, AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun‘dan sarsıcı sözler geldi. Torun, paralel yapının yönetici kadrosunun, Bursa bürokrasisinden temizlendiğini söyledi. 17 ve 25 Aralık’tan sonra Bursa‘da il müdürü ve il müdür yardımcıları düzeyinde çok sayıda değişiklik olduğuna dikkat çeken Torun, “En ufak bilginin bile üzerine gidiyoruz” dedi.
Pazar Söyleşisi‘nin bu haftaki konuğu Cemalettin Torun, görevden alınacağı iddialarından, son seçimde aldıkları rekor oya, ilginç taleplerden, iki bakanlı Bursa‘nın temsiline varıncaya kadar, birçok konuda samimi açıklamalar yaptı.
Pazar Söyleşisi’nin bu haftaki konuğu AK Parti İl Başkanı Cemalattin Torun’la, paralel operasyonların yapıldığı günlerde söyleşi yaptık. Torun’un paralel yapıyla ilgili sarsıcı ifadelerini okuyacağınız söyleşide, Torun’un siyasi geçmişini, 1 Kasım’ın şifrelerini ve AK Parti’nin başarısının sırlarını da bulacaksınız. Osmangazi Belediyesi‘nin Değirmen Sosyal Tesisleri‘nde gerçekleştirdiğimiz söyleşide Torun, bazı konularda sessizliğini bozdu.
Cemalettin Torun kimdir?
Cemalettin Torun, 1965 yılında Samsun’un Bafra ilçesinde doğdu. 8 yaşında ailesiyle birlilkte Bursa‘ya göç eden Torun, 43 yıldır bu kentte yaşıyor. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi‘nden mezun olan Torun, serbest avukatlık yapıyor. Siyasete Refah Partisi’nde başlayan Torun, Fazilet Partisi‘nden sonra AK Parti‘ye geçti. Milli Görüş kökenli siyasetçi, partinin farklı kademelerinde çalıştıktan sonra yaklaşık 2 yıl önce AK Parti’nin il başkanlığına atandı.
Siyasete ilginiz nerden geliyor?
Biz siyasete dava gözüyle bakıyoruz. İnandığımız değerlerin hayata geçmesi için mücadele ediyoruz. Bizim için siyaset, millete hizmet etme felsefesidir. Milletimizin değerlerini yaşatmanın yanı sıra, farklı görüşleri de kucaklıyoruz. AK Parti‘nin gücü de farklı kesimleri kucaklamaktan geliyor.
Çalkantılı bir dönemde il başkanlığına atandınız. Parti içinde dengeleri sağlayabildiniz mi?
Çalkantılı bir dönem değildi aslında. Eski il başkanımız (Sedat Yalçın) adayı adayı olduğu için görevden ayrılmıştı ve Sayın Başbakan’ın tercihiyle göreve atandım. O günden bu yana, 4 seçim ve 1 kongre atlattık. 2 yılda 5 seçim geçirdik. Yani 4-5 ayda bir seçim atlattık.
1 Kasım seçimlerinde, Bursa’da son 65 yılın en yüksek oyunu alan siyasi parti oldunuz. Bunu nasıl başardınız, hangi yöntemleri izlediniz?
AK Parti‘nin başarısı, birlik ve beraberlikten geçiyor. Bir dava uğruna hizmet eden arkadaşlar, farklı sebeplerle ayrılmış olsalar da konu millete hizmet etmekse, parti çalışmalarına katılıyorlar, bireysel kırgınlıkları unutuyorlar. 30 Mart seçiminde Bursa‘da belediye sayılarımızı arttırdık. Daha sonra cumhurbaşkanlığı seçimi oldu ve Türkiye ortalamasının 3 puan üzerine çıktık. 7 Haziran seçiminde de Türkiye ortalamasının 3 puan üzerinde oy aldık. 1 Kasım’da ise 2 bakanın olması bize çok büyük güç ve heyecan verdi. Ayrıca, partimizin kuruluşundan bu yana emeği geçen tüm arkadaşlarımızı çalışmalara davet ettik. Mazeret bildiren az sayıda arkadaşımız dışında büyük oranda çalışmalarımıza şevk ve heyecanla katıldı arkadaşlarımız. Bin 200 kişilik sandık koordinatörlüğü oluşturduk ve tüm sandıkları arkadaşlarımıza zimmetledik. O arkadaşlar, seçmen ve üyelerle tek tek temas kurdu, sorunlarıyla ilgilendi. Bu çok olumlu bir katkı yaptı bize. Milletvekillerimiz, bakanlarımız sahadaydı. Birlik ve beraberliğimizi de muhafaza ederek 1 Kasım’da iyi bir sınav verdik. Bize bu desteği verenlere şükranlarımı sunuyorum.
Geriye dönüp baktığımızda hakkınızda en fazla görevden alma söylentisi çıkan il başkanı sizsiniz. Bu iddiaya karşı değerlendirmeniz nedir?
Zaman zaman parti içinde dedikodudan beslenen bazı arkadaşlar çıkabiliyor. Ancak bu iddialar dedikodudan ibaret. Sadece benimle değil, geçmişte beraber çalıştığımız Sedat Yalçın ve Nagıp Vardar’la ilgili de çok sık görevden alma iddiaları çıkmıştı. Göreve geldiğim günden itibaren, hep seçimlere odaklandım. Ama birileri bu iddiaları dillendirdi. Bu konuda karar verecek olan genel merkezdir. Siyasetin doğal işleyişinde görevden alma olmaz. Ancak olağanüstü bir durum olursa görevden alma olur. Bursa il yönetimi, yolsuzluğa bulaşmış veya seçim başarısızlığı yaşamış değil. Teşkilatlarımızla, belediye başkanlarımız ve ilçe başkanlarımızla bir uyum sorunumuz da yok. Yani görevden alınmayı gerektirecek hiçbir şey yok. Birilerinin dedikodusu olan bu iddiayı hiç ciddiye almadım. Siz sorduğunuz için yanıtladım.
Görevden alınıp alınmayacağınızı genel merkez yöneticilerine soruyor musunuz? Hiç bu durumu yokladınız mı?
Hiç yoklamadım. Çünkü hiç itibar etmedim bu iddiaya. Bizde, il veya bölge koordinatörümüz bir iddia varsa, doğru mu değil mi diye araştırma yapar. Ancak Bursa’da hiç öyle br durum olmadı. Çünkü bu durumu gerektirecek birşey olmadı. Ama birileri, sürekli sanki genel merkezin gündeminde böyle bir konu varmış gibi göstermeye çalışıyor. Ne zaman Ankara’ya davet edilsem, sanki bu iş için çağrılıyormuşum gibi bir hava yaratılıyor.
Bu durum, motivasyonunuzu etkiliyor mu?
Sonuçta insanız ve duygularımız var. Bu iddialar çok seyrek gündeme gelse etkilenebilirdim ancak her gün ortaya atıldığı ve dedikodu olduğu için etkilenmiyorum. Geçmişte olan bir iddia, defalarca ısıtlıp ısıtılıp bugüne taşınıyor. Bu tür şeylere kimse inanmıyor da. Ben okumuyorum bile.
Bir de paralel yapıyla ilişkili olduğunuz iddiaları gündeme geliyor?
Bir kere şunu söyleyeyim, ben Milli Görüş çizgisinden geliyorum. Bizim kriterimiz, 17 ve 25 Aralık’tır. Çünkü paralel yapının asıl niyeti 17 ve 25 Aralık’ta ortaya çıktı. O tarihen sonra durumunu düzeltenlerle, Fethullahçı Terör Örgütü‘ne, Haşhaşi Örgütü‘ne tavır alanlarla sorunumuz yok. Ancak benim 17 ve 25 Aralık’tan önce de bu yapıyla hiçbir ilgim yoktu. Benim bunlara bir kurban derim bile nasip olmadı. Hayatım boyunca, bu yapıya bu kadar mesafeliydim. Zaten bunların yapılarını bildiğim için, 17 ve 25 Aralık’ta, bu örgütle ilgili ilk açıklamayı yapan ve hükümetin yanında olduğunu söyleyen de bizlerdik. Bu açıklamalarım arşivlerde duruyor. Şunu da söyleyeyim, Bursa bürokrasisinde paralel yapının yönetici kadrosu kalmadı. Alt kadroda gözümüzden kaçan veya bize bilgisi ulaşamayanlar olabilir. Bazıları mücadeleyi, elimizde kılıç var ve kafalarını keseceğiz şeklinde sanıyor. Oysa yok öyle birşey. Onlarla hukuk çerçevesinde mücadele etmeliyiz. Ağırlıklı olarak, kamuda çalışıyorlar ve dışarıdan maddi destek veriyorlar örgüte. Amirlerinden değil, Pensilvanya‘dan talimat alanlardan tespit ettiklerimiz için adım atıyoruz. Dikkat edin Bursa’da, il müdürleri ve yardımcıları düzeyinde çok ciddi değişiklikler oldu. Tabii tüm değişiklikler de paralel yapı dolayısıyla olmadı. Biz paralel yapıyla ilgili aldığımız en ufak bilginin bile hemen üzerine gittik. Ve yönetici düzeyinde Bursa bürokrasisinden temizlendiklerini söyleyebilirim. Bu konunun idari boyutu. Bir de cezai boyutu var. Mesela, birkaç gün önce, Orhangazi Üniversitesi‘nde böyle bir örgüte destek olan veya üye olan var mı diye adli makamların bir soruşturması oldu.
Paralel yapıyla ilişkili kişilerin dosyalarına baktığınıza dönük iddialara ne diyorsunuz?
Hatay’da müftünün keçisini çalmışlar, müftü keçi çaldı demişler. Bizim durumumuz da buna benziyor. Ben Sayın Cumhurbaşkanı‘nın Bursa‘daki davalarını takip ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, paralel yapıyla ilgili söylediği sözler nedeniyle, paralel yapı tarafından açılan 13 davaya ben baktım ve tümünü kazandım. Evet, paralel yapıyla ilgili davalara bakıyorum ama paralelcilere karşı olanlara bakıyorum. Paralel yapıyla zerre kadar ilgim olsa herhalde bu davalara girmezdim. Ayrıca, paralel yapıyla ilişkili olan adamlar neden bize gelsin?
Eleştiriye tahammülünüz nedir?
Eleştiriyi önemserim, çünkü yol göstericidir. Ancak son günlerde özellikle şahsımla ilgili söylenenler, ağır eleştiri bile değil, iftira ve hakarettir. Sorun da bu zaten. Buna neden tahammül edeyim? İnsanlıktan çıkacak şekilde iftira atanlar ve hakaret edenlere karşı hukuk çerçevesinde mücadele ediyorum. Bende beddua yoktur sadece Allah ıslah etsin onları diyorum.
İktidar partisi il başkanı olarak çok talep geliyor mu? Bunlar arasında ilginç olanlar var mı?
İktidar partisi il başkanı olmanın büyük zorlukları var. Çünkü beklenti çok yüksek. Ne telefonunuz susuyor ne de ziyaretçilerimiz azalıyor. Ancak talepleri elimizden geldiğince karşılamaya çalışıyoruz. Tabii tüm talepleri karşılamamız mümkün değil. İl Başkanlığı’nda sürekli bir il yöneticisi bulunuyor, bir büyükşehir meclis üyesi sürekli vatandaşla görüşüyor. İlginç talepler geliyor. Mesela seçim öncesi bir kişi mektup yazarak birinci sıra milletvekili yapılmasını istedi bizden. Seçimden sonra bir mektup daha yazıp, “Beni milletvekili yapmadınız, bari bakan yardımcısı yapın” şeklinde başka bir mektup yazdı. Evlenmek istediklerini söyleyenler var. Ancak daha çok sosyal ve karşılanabilecek taleplerle karşılaşıyoruz.
Bursa’da iki bakan olması, koordinasyonda zorluk yaşamanıza neden oluyor mu?
2 bakan olması bizleri onurlandırdı. Ankara ve İstanbul dışında sadece Bursa’da birden fazla bakan var. İki bakan olması, Bursa sorunlarının Ankara‘ya taşınması noktasında daha büyük fayda sağladı. Eskiden sadece Sağlık Bakanı‘mıza Bursa’nın taleplerini iletiyorduk ve Sayın Bakan’ımızın büyük bir yükü vardı. Şimdi bu yük ikiye bölündü. 2 bakanımıza da sorunları ilettiğimizde derhal konuya eğiliyorlar. Koordinasyon konusunda bir sorunumuz yok.
Bursa’daki muhalefeti nasıl buluyorsunuz?
Türkiye‘de muhalefet sorunu var. Genel merkezin durumu illere de yansıyor. Muhalafet yapıcı olursa siyasete katkı yapar. Ama bizde muhalefet, herşeye karşı çıkan ve yıpratmaya yönelik. Bunu yaptıkları için de başarılı olamıyorlar. Muhalefetin daha diri olması gerekirken Bursa‘da bunu göremiyoruz.
Yıllardır iktidardasınız. Parti içinde bütünlüğü nasıl sağlıyorusunuz?
Temel felsefemiz birlik ve beraberliktir. Farklı görüşte olan arkadaşlarımız olabilir ancak asla dışlamayız. Tam tersine içimizde tutmak için çaba sarf ederiz. Farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir. AK Parti gücünü, birlik ve beraberlikten alıyor. Son seçimde bunu çok net gördük. Geçmiş dönemde görev almış arkadaşlarımız koşa koşa geldiler. Bu bir sevda çünkü.
Cemalattin Torun’un siyasi hedefi ne?
İnanın siyasete girdiğimde neysem bugün de aynıyım. O gün hiçbir hedef koymadım il başkanı oldum bugün de hiçbir hedefim yok. Bize hangi görev tevdi edildiyse onu yaparız. Benim hedefim sadece millete hizmet etmektir.