ABD, İngiltere’de zehirlenen casusu bahane ederek Rus diplomatları sınır dışı edecek.
ABD’nin peşine takılan 17 Avrupa ülkesi de Rus diplomatları gönderme kararı aldı aynı gerekçeyle.
Rusya’dan yanıt anında geldi ve bu ülkede görev yapan ABD’li diplomatlara da yol göründü.
Rusya’ya diklenen diğer Avrupa ülkelerinin diplomatlarını da aynı akıbet bekliyor.
Tam bir soğuk savaş iklimi değil mi?
Ancak soğuk değil serin savaş ihtimali bile yok kanımca.
Dünya 1990 öncesinin dünyası değil.
Çünkü ülkeler her farklı olayda farklı refleksler verebiliyorlar ve farklı ittifaklar geliştirebiliyorlar.
Mesela Afrin konusunda İngiltere, Türkiye’ye destek verirken, Fransa ve Almanya cepheden karşı çıkabiliyor.
Veya İngiltere, ABD’nin Ortadoğu’da İsrail ile iş tutmasına fena halde bozulduğu için ABD’nin Suriye politikasına destek vermezken, casus krizinde iki ülke kol kola girebiliyorlar.
Ya da birçok konuda Türkiye ile Rusya’nın arasından su sızmazken, iki ülkenin Kırım politikası farklı.
Yani, ülkeler arası ilişkiler iyice griftleşmişken, soğuk savaşın geri gelmesi mümkün mü?
CHP’de Ergün Koç bilmecesi
Yerel seçimlere epey vakit var ancak CHP’nin adaylarını erken belirleyeceğinden hareketle, kulislerde de pek çok iddia dolaşıyor.
O iddialardan biri de Karacabey’den.
Aslında buna iddia demek ne kadar doğru bilmiyorum çünkü Karacabey basını CHP Karacabey İlçe Başkanı Ayfer Şahin Çiftçi’nin, eski belediye başkanı Ergün Koç’u aday yapmak istediğini yazıyor.
Dün birkaç telefon görüşmesi yaparak Ergün Koç işinin aslını öğrenmeye çalıştım.
CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş, Ergün Koç için aynen şunları söyledi:
“Kendisini tanımam. Bana bu konuyla ilgili bir şey gelmedi. Ergün Koç, görüş alanımız içinde değil.”
Bu sözlerden de anlaşılıyor ki Akkuş, Koç’un adaylığına pek sıcak bakmıyor.
Veya henüz erken olduğu için konuyu speküle etmek istemiyor.
Bu arada Akkuş, adaylar konusunda örgütün istediği isimlerin öne çıkacağını söyleyip şunu da ekliyor:
“Evet, Ankara anket ve önseçim gibi yöntemlere başvurabilir ancak hem Kılıçdaroğlu’nun sözleri hem de tüzük gereği, adayları örgütler belirleyecek.”
Yerli ve milli ekonomi yerli ve milli savunma sanayi
Son günlerde, çok sık duyuyorsunuz.
Siyasette yerli ve milli…
Ekonomide yerli ve milli…
Medyada yerli ve milli…
Savunma sanayinde yerli ve milli…
Çözüm süreci masasını yıkan PKK’nın gemi azıya aldığı günden bu yana topyekun terörle mücadele ediyor ülkemiz.
Ve bu mücadele toplumun kahir ekseriyeti tarafından destek buluyor.
Yani milliyetçilik yükseliyor ve kaçınılmaz olarak milliyetçi politikaları öne çıkaran siyasi partiler de oylarını arttırıyorlar.
Aslında bayrağındaki oklardan biri milliyetçiliğe yönelmiş olan CHP’nin bu süreçte tam aksi bir istikamet seyredip milliyetçiliği rakip partilere kaptırması, hem tarihsel misyonuna hem de siyasetin pratiğine aykırı bir durum.
Neyse ki uzun zaman sonra, üretim ekonomisinden, yerli ve milli sanayiden söz eden bir CHP’linin sözlerine tanık oldum.
Medya ziyaretleri yapan CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, sıkıntılı günler geçiren ekonomiden çıkmak için mutlaka üretim ekonomisine geçilmesi, Zeytin Dalı harekatına büyük katkı sağlayan İHA ve SİHA’lar gibi yerli ve milli silahların üretilmesi gerektiğini belirtti.
Tıp Fakültesi
Fotoğrafları, yakını Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yatan bir dostum yolladı.
Tıp Fakültesi dökülüyor demiş dostum.
Nitekim sıvalar dökülmüş, duvarlarında çatlaklar oluşmuş, bakımsızlıktan dış cephesinin rengi solmuş bir hastane görünümünü andırıyor Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Tıp Fakültesi, Rektörlüğün tam karşısında.
Rektör Ulcay’ın görmemesi mümkün değil yani.
Gerçi kendisi yeni binalar yapmak için yollara düşmüş durumda ancak mevcut binaların hali de bu.
Ne dersiniz Sayın Ulcay?