Önceki gün Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Adem Vural’dan pandemi döneminde açılıp, kapanan işletmelerle ilgili bilgi istedim.
Vural’dan, “Yoğunluk çok azaldı. Son aylarda, tek, tük ruhsat veriyoruz” gibi bir yanıt beklerken, “İşler yoğun, ben her gün birden çok ruhsat imzalıyorum” dedi.
Nilüfer’deki tablo şöyleymiş:
Pandeminin en yoğun yaşandığı 2020 yılında Nilüfer’de 472 iş yeri kapanmış. Açılan iş yeri sayısı ise 1113.
“Bir yanlış yok değil mi?” diye soruyorum.
Hayır yokmuş.
Üstelik geçen yıl kapanan iş yerleri arasında kuaför, düğün salonu, kafe, bar, içkili restoran, sinema salonu, internet kafe, spor salonu, bowling salonu, çocuk oyun yeri yokmuş.
Oysa pandemiden en fazla etkilenen işletmeler bunlardı.
Peki bu tabloyu nasıl okumalıyız?
Bu durum, esnafın mağdur olmadığı anlamına gelmiyor.
Dün de yazdık, aylardır geliri olmadan giderlere katlanmak zorunda olan işletmeler, çok ama çok zor durumda.
Ancak bu olumsuz duruma rağmen nasıl oluyor da açılan iş yeri sayısı kapanan iş yeri sayısının neredeyse 3 katı olabiliyor?
Bunun 2 nedeni olduğu düşünüyorum:
Birincisi, tüm olumsuzluklara rağmen, Nilüfer’in kentin en cazip ilçesi, dahası eğlence sektörünün tek adresi olması.
Öyle ki insanlar diğer ilçelerde yaşıyor olsalar da bir kahve içmek için bile Nilüfer’i tercih ediyorlar.
Yani Nilüfer, eğlence sektörü için biçilmiş kaftan.
İkincisi de arzın yoğun olması.
Yani, kafe, lokanta, spor salonu gibi iş kollarında faaliyet gösteren işletmecilerin iştahını kabartıyor Nilüfer.
Ancak bu durum, yüksek kira nedeniyle sirkülasyonu da beraberinde getiriyor.
Mesela kira fiyatları 20 ile 30 bin lira arasında olan Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nda şu an 90 kiralık dükkan varmış.
Evet bunda pandeminin de etkisi var ama yıllardır FSM Bulvarı’nda ciddi sirkülasyon olduğunu biliyoruz.
Özlüce de FSM Bulvarı’nı aratmıyor.
Mesela Ahmet Taner Kışlalı Bulvarı’nda kiralar 25 bin ile 35 bin arasında değişiyormuş.
Ancak ekonomi kötü de olsa, pandemi yaşansa da, kiralar yüksek olsa da Nilüfer, hizmet sektörünün vazgeçilmez ilçesi.
“Keşke haklı çıkmasaydık”
10 yıl önce büyük umutlarla temeli atılan BESOB Sanayi Sitesi’nde, iş yeri değil konut yükselecek.
Önceki gün ziyaretimize gelen CHP’li Ali Nihat Irkörücü de konuyu dile getirmiş, 10 yıl önceki linç girişiminden söz etmişti.
Dün CHP eski Milletvekili İlhan Demiröz aradı.
Büyükşehir Belediyesi önündeki saldırıda Demiröz de varmış.
Bakın neler söyledi:
“O gün bize yapılan saldırı planlıydı. Saldıranların ellerinde pankart bile vardı. Neyse ki saldırıdan yara almadan kurtulduk. Esnaf sanayi sitesinin yapılmaması için çok mücadele ettik. Toprak Koruma Kurulu’ndan tam 4 kez farklı karar çıkarttılar. Hatta kurul üyelerinden bir memur, projenin aleyhine görüş bildirdiği için sürgün yedi. Neticede proje alanını 600 hektardan 300 hektara düşürdük. Tek tesellimiz bu. Haklılığımız bugün ortaya çıktı ama keşke haklı çıkmasaydık.”
Demiröz, o dönemde Ziraat Mühendisleri Odası başkanıydı.
Daha sonra il genel meclis üyesi ve milletvekili oldu.
Mücadelelerinin sadece esnaf sanayi sitesiyle sınırlı olmadığını hatırlattı:
“Cargill konusunda verdiğimiz mücadelenin de haklılığı ortaya çıktı. Su sıkıntısı çektiğimiz şu günlerde, Cargill’in İznik Gölü’nden günlük 3 bin ton su çektiğini unutmayalım. Cargill konusunda verdiğimiz mücadele de boşa gitmedi. Belki Cargil’in üretimini durduramadık ama Cargill gibi 12 fabrikanın kurulmasını önledik.”
Yeni parti kulisleri
Muharrem İnce’nin parti kuracağına dönük haberler yoğunlaştı bugünlerde.
Yeni partinin kuruluşu nisan ve mayıs ayı olarak konuşuluyor.
Yani pandeminin kontrol altına alındığı ve siyasetin ısındığı dönemler.
İnce’nin Bursa’da yeterli desteği bulamadığını yazmıştık.
İnce’nin Bursa’daki temsilcisi, CHP üyeliği geçmişe dayanmayan ve tabanda karşılığı olmayan bir iş insanı.
Ne var ki geçmişte İnce ile birlikte hareket eden grubun, beklemede olduğu ve kurulacağı söylenen partinin yaratacağı heyecana göre hareket edeceği belirtiliyor.
Yani, bekle gör politikası izleyecekler.
Yayaların bile yürümekte zorlandığı yollar
Kar yağışında yerel yönetimlerin iyi bir sınav vermediğini yazmıştım.
Dün bizzat yaşayarak, bu görüşümü perçinledim.
Özellikle Nilüfer’de çok ciddi buzlanma vardı.
Yaya olarak bile yürümenin çok zor olduğu noktalarda, araçlar yoluna devam edemedi.
Üstelik zeminin buzlu olduğu yerler, Nilüfer’in merkezi, yani en işlek bölgeleriydi.