Şiddetin kol gezdiği günümüzde, bir şiddet haberi de CHP Nilüfer cephesinden geldi.
Efendim yargıya taşınan olaya göre, bir meclis üyesi ve arkadaşları, müzik sesini kısmalarını rica etmek için kapısına gelen komşularını feci şekilde dövüyor.
Saldırıya maruz kalanlar o gece hastanelik oluyorlar ve taburcu olduktan sonra Çorbacı ve arkadaşları hakkında şikayetçi oluyorlar.
Olay, dediğim gibi yargıda.
Yani son sözü hakimler söyleyecek.
Ancak şiddet olayına karışan ismin belediye meclis üyesi olması nedeniyle, hadisenin siyasi yansımaları kuşkusuz olacaktır.
CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş’la konuşarak, ne yapacaklarını sordum.
“Olayın detaylarını tam olarak bilmiyorum. Ortada iddialar var ancak öğreneceğiz. Eğer gerçekten iddia edildiği gibi belediye meclis üyemiz şiddet uygulamışsa, gereğini yaparız” dedi.
CHP’de tuhaf işler olmaya başladı.
Partinin yöneticilerine mikrofon fırlatan meclis üyesinin ardından, bir başka meclis üyesi komşularını dövdüğü iddialarıyla gündeme geliyor.
Bu iki hadise, belediye meclis üyelerinin tercihinin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.
Deprem bütçesi başka kalemlere mi aktarılıyor?
Deprem olduğunda depremi hatırlıyoruz ancak Türkiye bir deprem ülkesi ve şiddetli yer sarsıntıları kaçınılmaz.
O halde depremle yaşamaya alışmalıyız, merhum Ahmet Mete Işıkara’nın söylediği gibi.
Ne var ki 1999 yılından bu yana yapılan işler, büyük bir depreme hazırlıklı olmadığımızı gösteriyor.
Dünkü yazımda 7 ve üzerinde meydana gelecek bir depremde Bursa’da 20 binin üzerinde binanın yıkılacağını İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak’ın ağzından yazmıştım.
CHP’nin önceki dönem meclis üyelerinden Cevat Asa ise bambaşka bir iddia ortaya attı.
Asa, belediyelerin stratejik planlarında afet hazırlığı ve yönetimi bütçelerine çok ciddi bir kaynak ayrılmasına rağmen, afetlere ayrılan bütçenin başka harcama kalemlerine aktarıldığını iddia ediyor.
Asa’nın iddiası son derece vahim.
Nitekim depremi en fazla ciddiye alması gereken birimdir yerel yönetimler.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu
Efendim malum Diyanet, hutbeler aracılığıyla faizin haram olduğunu söyler.
Bu yeni bir şey değil.
Ancak ‘vatandaşa faiz haramdır, sakın yemeyin’ diyen Diyanet’in bizzat kendisinin faiz yediğini yeni öğreniyoruz.
Diyanet’in faiz geliri elde ettiği Danıştay raporlarına yansıdı.
2017’de 2,1 milyon lira, 2018’de 2,1 milyon lira olmak üzere 2 yılda 4,2 milyon lira faiz geliri elde etmiş.
Doğrusu fena bir para değil.
Da şimdi Diyanet’in bizzat kendisinin faiz yediğini öğrenen vatandaş, faizden kaçınır mı veya bundan böyle Diyanet’in faizle ilgili açıklamasına itibar eder mi?
Ankara’da Bursa lobisi tartışması yine gündemde
MHP Osmangazi Meclisi Grup Sözcüsü Cemil Aydın, yıllardır tek başına muhalefet yapar, kent sorunlarına dair tespitleri, önerileri ve eleştirileriyle dikkat çeker.
Aydın, yine partisinin amblemine bakmaksızın, Bursa’nın merkezi hükümetten yeterli desteği alamadığını şu sözlerle ifade etmiş:
“Bursa üvey evlat mı ya da suç bizde mi? Gebze-Darıca metro hattı projesini ilgili bakanlık hayata geçiriyor, Ankara-Sivas arası hızlı tren hattının büyük bölümü bitmek üzere olup deneme sürüşlerinin kısa zamanda başlaması bekleniyor. Bursa neyi bekliyor? T2 tramvay hattı askıda, Şehir Hastanesi ulaşım sorunu ortada, Güney Çevre Yolu veya ona alternatif bir yol yıllardır tartışmada, hafif raylı sistemin yetersizliği ve metro ihtiyacımız beklentide. Tüm Bursa dinamikleri şimdi değilse ne zaman?”