Bir delinin hatıraları...

Tayyare Kültür Merkezi, önceki akşam yine enfes bir tiyatro akşamına sahne oldu.

Ünlü Rus yazar Gogol‘un, 175 yıl önce yazdığı, Bir Delinin Hatıra Defteri…

Alt dereceli bir memurun, bir burjuva kızına olan platonik aşkını anlatan oyun, kahramanın delirmesi ve sonlara doğru çıldırmasını anlatıyor.

Güldürürken, düşündüren cinsten bir hikaye ve dört başı mamur bir kara mizah yapıtı.

Tek kişilik, tek perdelik oyun, yaklaşık 1,5 saat sürüyor.

Tam 50 yıl önce, Türkiye’de tiyatroya uyarlanmış.

Bu oyunu ilk kez seyirciyle buluşturan 50 yıl önce Genco Erkal olmuş.

Dile kolay, yarım asır sonra usta tiyatrocu, yine aynı oyunla sahnedeydi.

Bir sanatçı için bundan büyük mutluluk, bundan büyük onur, bundan büyük başarı olabilir mi?

Tek kişilik oyunları, oyuncunun performansı izletir.

Erkal, ilerlemiş yaşına rağmen, müthiş bir performans sergiliyor oyunlarında.

Önceki akşam da kusursuz bir iş çıkardı.

Balkon da dahil bir tek bir boş koltuk yoktu salonda.

Avuçlarımız kızarıncaya kadar alkışladık Erkal‘ı.

Geceyle ilgili tek olumsuzluksa, oyunun sonlarına doğru, dakikalarca fotoğraf çekilmesiydi.

Düşünün, Genco Erkal sahnede olağanüstü bir performansla rolünü canlandırmaya çalışıyor, seyirciler adeta ‘hipnozite‘ olmuş şekilde sahneye odaklanmış…

Tam bu sırada defalarca fotoğraf makinesinin düğmesine basılıyor ve salonda, şık, şık, şık deklanşör sesleri dakikalarca yankılanıyor.

Seyirciye de, oyuncuya da da büyük saygısızlık…

Meslektaşım Adnan Baştopçu‘nun deyimiyle, tiyatro, bir ruh transferidir.

Bırakın tiyatroyu, konserde bile sanatçının dikkati dağılmasın ve seyircinin motivasyonu bozulmasın diye, ilk 5 dakikada, bir, iki kare fotoğraf çekilmesine ya izin verilir ya verilmez.

Bursa Devlet Tiyatrosu‘nda ise, oyun sırasında kesinlikle fotoğraf çekemezsiniz…

Doğrusu da bu…

MHP’de gençlik hareketi

MHP Bursa‘da deyim yerindeyse bir gençlik hareketi başladı.

Yüksel Yılmaz, Maksut Yazıcı, Cihangir Kalkancı, Selami Hacılar…

Yaşları, 35 ile 40 arasındaki bu isimlerden biri, ya da Doğan Tegin, pazar günü MHP‘nin yeni il başkanı olacak.

MHP‘nin geriye dönük 10 yılına baktığımızda, gençlerin partiyi yönetmeye talip olması, umut verici.

Kalkancı ve arkadaşları, dün gazetede misafirimiz oldular, adaylık gerekçelerini anlattılar.

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Fatih Günışık da Kalkancı‘nın yanındaydı.

Nilüfer eski İlçe Başkanı Hakan Yürük de, Kalkancı‘ya destek veren isimlerden biri.

Peki Kalkancı, MHP’ye ne getirecek?

Öncelikle, parti içindeki kliklerin bir temsilcisi olmadığını söyledi Kalkancı.

Ayrıca, “kongreyi kazanacağımız pazar günü, parti içindeki tüm hesapları kapatacağız ve asıl hesaplaşmamız gereken parti olan AKP’yle hesaplaşacağız” dedi.

MHP‘yi kent gündemine yeniden taşımak gibi hedefleri de varmış.

Kongreyi kazanacaklarına da yürekten inanıyorlar.

Dün karşımda, uzun zamandır ‘hareketsiz‘ kalan partinin, dinamik, heyecanlı ve kararlı üyelerini gördüm.

Ve adaylardan kim kazanırsa kazansın, geçmiş yıllardan daha aktif bir dönem olacağına hiç şüphe yok.

Önseçim kararı çıktı, siyaseti bıraktı

CHP‘de önseçim kararı, bazı isimleri sevindirdiği gibi, bazılarının da siyasi yaşamında derin kırılmalara neden oldu.

Bunlardan biri de sanayici Ertuğrul Kaplan…

CHP‘nin sanayi açılımında öne çıkan isimlerden olan Ertuğrul Kaplan, uzun zamandır milletvekili adaylığı için çalışma yapıyordu.

Ancak, önseçim kararından sonra Ankara hayali tam anlamıyla suya düştü Kaplan‘ın.

Dün konuştuğumda, “Önseçim kararıyla siyaseti bıraktım” diyordu Kaplan.

Ayrıca, CHP‘nin üye yapısı nedeniyle, önseçimden sağlıklı bir sonucun çıkmayacağını da ekliyordu.

Mustafa Sarıgül sendika başkanı oldu!