Pandemi başladığı günden bu yana Bilim Kurulu üyelerinin tutumu hiç değişmedi.
Sokağa çıkma yasağı en katı şekilde uygulansın, mekanlar kapansın, yüz yüze eğitim yapılmasın, kamuda esnek çalışma sistemine geçilsin.
Daha dün bir üye, tedbirlerin gevşetilmesi halinde 3. dalga gelebileceğini açıklayıp, korku pompaladı topluma.
Bursa’da da var bunları söyleyenlerden.
“6 ay her yer kapansın” diyenlerin kim olduğuna bakın, her ay maaşını hiçbir kesintiye uğramadan tıkır tıkır alanlardır.
Malum, BTSO ile Nilüfer Kent Konseyi, her pazartesi basın açıklaması yapıp, esnafın içinde bulunduğu durumu paylaşıyorlar, taleplerini bildiriyorlar.
Basın açıklamalarının adresi Nilüfer’di.
Ancak bir pazartesi Kent Meydanı’nda buluştular.
Çünkü, 1 yıldır işsiz olan müzisyenlerin cebinde yol parası olmadığı için açıklama Kent Meydanı’nda yapıldı.
Durum işte bu kadar vahim.
Bilim Kurulu’na ekonomist alınsın önerisi önceki hafta gündeme geldi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala, Bursa Milletvekili Refik Özen, İl Başkanı Davut Gürkan ile BTSO Başkanı İbrahim Burkay ve BTSO Hizmet Ticaret Konseyi temsilcileri bir araya geldi.
Toplantının gündemi, pandeminin küçük işletmeciler üzerindeki etkisiydi.
BTSO Başkanı Burkay, Ala’ya şu öneriyi getirdi:
“Bilim Kurulu üyeleri, pandeminin halk sağlığına olan etkileriyle ilgili değerlendirmeler yapıp, tavsiye kararları veriyorlar. Ancak kurul içinde ekonomist olmadığı için, kısıtlamaların ekonomi üzerindeki etkileri değerlendirme dışı kalıyor. Bilim Kurulu’na bir ekonomistin de girmesi faydalı olur.”
Efkan Ala, Burkay’ın önerisini yerinde bulur.
Ala, BTSO temsilcilerinin taleplerini Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ilgili bakanlıklara sundu.
Cumhurbaşkanı, bakanlara talepler üzerinde çalışmaları için talimat verdi.
Eğer talepler karşılanırsa, Bursalıların önerisi ve Bursalı siyasetçilerin sayesinde esnaf nefes alacak.
Özen’den destek
BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın, Bilim Kurulu’na ekonomist üyenin girmesi teklifini, AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen ile konuştuk.
Özen, öneriyi desteklediklerini söyledi:
“Bilim Kurulu’ndaki mevcut üyeler, salgının sağlık açısından etkileriyle ilgilenir. Ancak ekonomiye olan etkileri farklı bir uzmanlık alanıdır. Burkay’ın önerisini destekleriz. Efkan Bey, öneriyi Cumhurbaşkanı ve ilgili bakanlıklara rapor halinde iletti.”
Özen, önerinin sonucunun önümüzdeki günlerde netleşeceği bilgisini verdi.
Bizzat denedim, aşı sistemi çok hızlı ve sorunsuz çalışıyor
Pazar günkü yazımda Bursa Tabip Odası’nın açıklamasına yer vermiştim.
Açıklama şöyleydi:
“Son iki gündür ‘Aşıla‘ isimli programın çökmesi nedeniyle aşılama yapılamıyor. 182’ye ulaşmak mümkün olmadı ve MHRS adlı randevu alma sistemi çöktü. Aile Sağlığı Merkezlerinden (ASM) randevu almayı başarıp da aşı olmaya gelen insanlar ise programın çalışmamasından dolayı izdiham yaşadılar. Uzun bekleyişlere rağmen ‘Aşıla’ programının yanıt vermemesi nedeniyle hastalar evlerine yollandılar. Yoğun izdiham yetmezmiş gibi MHRS adlı randevu alma sistemi de çöktü. Randevu için aranan ALO 182’ler cevap veremez oldu. Vatandaş ile sağlık çalışanı bu durumdan dolayı karşı karşıya getirildiler. Maalesef aşı için gelen vatandaşlar evlerine yollandılar. Sağlık çalışanları da bu durum nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadılar.”
Açıklama üzerine Sağlık Bakanlığı’nın bu önemli iddiaları cevaplaması gerektiğini yazmıştım.
Yazımın çıktığı gün, 65 yaş üzeri anneme aşı randevusu almak için MHRS sistemine girdim internetten.
Doğrusu, Bursa Tabip Odası’nın iddiaları nedeniyle randevu alacağımı hiç sanmıyordum.
Ancak yanılmışım.
Daha doğrusu Bursa Tabip Odası yanılttı beni.
Çünkü çok değil 3 dakika içinde randevu aldım.
Üstelik pazar günü başvuru yaptım, salı gününe randevu verildi.
Annem, aile hekimi tarafından bugün aşı olacak.
Yani sistemin çökmediğini, aksine fevkalade iyi çalıştığını bizzat deneyimledim.
Ayrıca yazım üzerine okuyucular mail yollayıp, tıpkı benim gibi MHRS’den 3 dakikada randevu aldıklarını belirtmişler.
Peki Bursa Tabip Odası, neden sistemin çöktüğünü iddia ediyor?
Yanıt verirlerse, öğrenmiş oluruz.
Herkes kaybederken onlar yine kazandı
Türk bankalarının 2019 yılı net karı 49 milyar 43 milyondu.
2020’de ise yaklaşık 60 milyara ulaşmış karları.
Yani yüzde 22,3 oranında karlarını arttıran bankalar, krizi bir güzel fırsata çevirmişler.
Karlarını arttıran bankalar arasında kamu bankaları da var.
Pandemi döneminde ekonomisi zayıflayan vatandaş, kredilere, kredi kartlarına sarıldı.
Bankaların 60 milyarlık karının önemli bir bölümü de, işte bu kredi kartları ve kredilerin faizini oluşturuyor.
Yani ‘faiz lobisi’ en mutlu günlerini yaşıyor.
Ve olan vatandaşa oluyor yine.