Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesi anlaşmasıyla Batı Trakya haricinde Yunanistan’da Müslüman Türk nüfus ile İstanbul, Bozcaada, Gökçeada dışında ülkemizde yaşayan Rum Ortadoks nüfus yer değiştirdi, söz konusu yerlerde yaşayan nüfusa ise azınlık statüsü tanındı.

Ancak Batı Trakya’da yaşayan Türkler, Lozan Anlaşması’ndan bugüne,  haklarını kullanma konusunda sürekli engellerle karşılaşıyorlar, ana dillerini özgürce konuşamıyorlar, inanç, ifade özgürlüklerinin önünde bariyerleri aşmaya çalışıyorlar, eğitim alanında eşitisizliklere maruz kalıyorlar.

Yani Batı Trakya Türkleri,  yaklaşık  bir asırdır haklı davalarını savunuyor.

Ne ki, “Gözden uzak olan gönülden uzak olur” sözü Batı Trakya Türk azınlığı ile anavatanda yaşayan Türkler için geçerli değil.

Öyle ki Türkiye, Batı Trakya Türklerinin yakıcı sorununu her zaman dert ediniyor, haklı davalarına el veriyor.

Türkiye’de faaliyet gösteren Batı Trakyalıları temsil eden bir sivil toplum örgütü var:

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği.

BTTDD Bursa Şubesi 27. olağan genel kurulu, pazar günü toplandı.

Genel kurul, deyim yerindeyse Batı Trakya ile Türkiye arasında 100 yıl önce kurulan gönül köprüsünü tescil etti.

Batı Trakya’dan siyasetçiler, kanaat önderleri, din adamları, Türkiye’den ise, milletvekilleri, belediye başkanları ve bu davaya omuz vermiş yüzlerce Batı Trakya kökenli yurttaş Atatürk Kongre Kültür Merkezi salonunu doldurmuştu.

Salonda tam bir duygu seli yaşandı.

Genel kurulun onur konuklarından Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar, Batı Trakya kökenli bir iş insanı.

Ailesiyle birlikte çocuk yaşta Meriç’ten bindiği kayıkla kendi ifadesiyle anavatanına ‘kaçıyor.’

Çağlar konuşmasına, “Gözlerim doldu” sözleriyle başladı ardından şunları söyledi:

“Sizleri dinlerken, 22 yıldır bu toplantılara katılmadığım için hata yaptığımı anladım. Geçen sene, doğduğum topraklarda kucaklaştığım kardeşlerime de buradan sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Batı Trakya,  Türklüğün ve medeniyetin simgesidir. Gümülcine’den Akhisahar’a göç ederken nüfus kağıdımız bile yoktu. Ortaokul yıllarında Akhisar’a gelen merhum Adnan Menderes ve Celal Bayar sayesinde nüfus kağıtlarımızı aldık. Rahmetli Menderes’e, ‘Biz muhacirmişiz, ben Türk olmak istiyorum’ dedim.  Sonra bize nüfus kağıtlarımızı verdiler. Maalesef Batı Trakya’da sorunlar devam ediyor. Gümülcine’nin seçilmiş müftüsü kuzenim İbrahim Şerif’e yapılanlar kabul edilemez.”

Çağlar, dış politikaya ilişkin görüşlerini de açıkladı:

“Libya’da olanlar malum. Libya’da büyük bir oyunu bozduk. Ben bu vesileyle Libya’da ve bölgede (Kıbrıs’taki doğalgaz rezervleri) büyük bir fırsat yakalamamızı sağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da teşekkür ediyorum.”

Genel kurul detayları

Yıldırım Belediye Başkan Yardımcısı Ali Mollasalih’in mükemmel bir şekilde divan başkanlığı görevini yürüttüğü ve Şube Başkanı Dr. Emin Latif’in güven tazelediği, tek listeli Batı Trakya Türkleri Derneği 27. olağan genel kuruluna çok sayıda protokol üyesi ve Batı Trakyalı konuk katılmıştı:

Başbakan eski Yardımcısı TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Bursa Milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç ile  Dr. Mustafa Esgin, İslam Tarih Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi Genel Direktörü Halit Eren, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet,  Batı Trakya davasının yılmaz savunucusu merhum Sadık Ahmet’in eşi Işık Ahmet, Bursa Parlamenterler Birliği Başkanı Niyazi Pakyürek, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, Gümülcine Türk Birliği Başkanı Sedat Hasan…

Genel kurulda BTTDD kurucusu merhum Şükrü Şankaya’dan övgüyle  bahsedildi, Türk bayrağını yırtan ırkçı Yunan Milletvekili Lagos eleştirildi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu ile Sağlık eski Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’na Batı Trakya Türkleri’nin sorunlarını çözdükleri için teşekkür edildi.

Sadık Ahmet’in eşi Işık Ahmet’in geçmişte yaşadığı anısınıı anlatması  ise salonda duygu dolu anlar yaşattı:

“Yıllar önce Sayın Bakanımız Cavit Çağlar’ın evinde konuk olduk. O yıllarda maddi durumumuz iyi değildi. Kızım, akülü arabayla evin havuzunun etrafında  turlamıştı. Kızım büyüdü, evlendi ve bir kız evladı oldu. Ve kızına içinde uhde kaldığı için yıllar sonra bir akülü araba aldı.”

CHP’de Karaca dönemi

CHP Nilüfer delegelerinin karşısına çıkan 4 adayın toplantısına kadar, seçimin favorisi olarak Hüseyin Akkuş’u görüyordum.

Ancak Nilüfer delegelerinin Akkuş’a, ‘başarısız’ olduğunu öne sürerek yüklendiklerini görünce fikrim değişti ve bir ilçe başkanına da İsmet Karaca’nın kazanabileceğini söyledim.

Nitekim Nilüfer kongresi Akkuş’un istediği şekilde sonuçlanmasına rağmen, bu ilçenin delegelerinin Akkuş’a yüklenmesi, seçim sonucuyla ilgili güçlü bir işaretti.

Ayrıca İsmet Karaca, o toplantıda inanılmaz rahattı.

Seçim öncesi delegeleri yönlendirmemek için bu düşüncelerimi yazmadım.

Neticede Karaca, il başkanı seçildi.

Kanımca bu sonucun temel nedeni, CHP tabanının yerel seçimin faturasını Akkuş’a kesmesi, bir başka ifadeyle Akkuş’u başarısız bulmasıydı.

Yani Mustafa Bozbey’in 31 Mart’tan sonra ısrarla dile getirdiği, ‘bu seçimi ben kaybetmedim, Akkuş ve ekibi kaybettirdi” tezini delegenin önemli bölümü onaylamış oldu.

Gerçek bu mudur tartışılır ancak algının bu olduğu kesin.

CHP’de Akkuş dönemi bitti Karaca dönemi başladı.

Peki CHP’lileri önümüzdeki günlerde ne bekliyor?

4 adaylı kongre gösterdi ki, Bursa örgütünün vakit kaybetmeden birlik ve beraberliğe ihtiyacı var.

Nitekim milletvekilleri bölündü, belediye başkanları taraf oldu, ilçe başkanları farklı adayları tercih etti, delegenin bir bölümü diğer 3 adaya oy verdi.

Yeni İl Başkanı İsmet Karaca, partisinin başarılı olması için seçimden önce söz verdiği gibi birleştirici olmalı.

Başkan adayları birlik fotoğrafı verecek mi?

Pazar günü çakıştığı için hem CHP il kongresini hem de Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği genel kurulunu takip ettik.

Yer darlığından CHP il kongresi notlarımı ve gözlemlerimi yarına bırakıyorum.

Yeni İl Başkanı İsmet Karaca’yı arayıp, Nilüfer’deki açık oturumda   “Seçimi kazanırsam ilk işim 3 adayla yemek yemek olacak” sözünü hatırlattım.

“Sözüm söz, birazdan 3 arkadaşımı arayıp davet edeceğim” dedi Karaca.

Eğer Akkuş, Gülmez ve Aklan kabul ederse, beraber yenilecek yemekle ‘birlik ve beraberlik’ görüntüsü verilecek.