Her şey Bahçeli’nin 11 Ekim 2016’daki grup toplantısında başladı:
“Milliyetçi Hareket Partisi parlamenter sistemin revize edilip reforma tabi tutularak devamından yanadır. Ancak milletimize görüşünü sormanın, fiili çelişkiyi sona erdirmeyle ilgili müdahil olmasını istemenin hiçbir mahsurlu ve sakıncalı tarafını da görmeyecektir.”
Aradan 2 ay geçmeden, iki parti arasındaki görüşmeler nihayete erdi ve başkanlık sistemini içeren anayasa değişikliği teklifi, bugün resmen Meclis‘e geliyor.
Teklifin 330’u bulması kuvvetle muhtemel.
Yani olağanüstü bir durum olmazsa Meclis‘ten vize alacak.
Eğer referandumdan da geçerse, kuşkusuz yeni sistemin hem Türk siyasetine hem de siyasi partilere derin etkileri olacak.
Türk siyasetinde yeni bir dönem başlayacak.
Her ne kadar yeni sistemin ismi, “cumhurbaşkanlığı sistemi” olarak tanımlansa da, başkanlık sisteminin önemli unsurları hayata geçiyor.
Başbakan ve hükümet sistemi gidiyor, cumhurbaşkanı tam anlamıyla yürütmenin başına geçiyor.
Yani bakanlar kurulunun başı oluyor cumhurbaşkanı.
En temel değişiklik bu olduğuna göre, gerisi teferruattır.
‘Siyasi partiler de derinden etkilenecek’ dedik yeni sistemde.
Etkilenecek, nitekim iki partili bir sistemin önü açılıyor.
Bir yanda sağ, diğer yanda sol.
Sağı temsil edecek partinin AK Parti olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok.
Merkez solun adresi de hiç kuşkusuz CHP…
Öyle anlaşılıyor ki MHP, Türk siyasetindeki etkin rolünü kaybedecek yeni sistemde…
Bu durumda, Bahçeli’nin yeni dönemde başkan yardımcılığı gündeme gelirse, hiç kimse şaşırmasın.
Bahçeli, başkanın iki yardımcısından biri olarak Türk siyasetinde yeni bir rol üstlenebilir.
——————-
Referandumdan ne çıkar?
Olağanüstü bir gelişme olmazsa, yaz ayına girmeden, nisan veya mayıs ayında seçmenin önüne sandık geliyor.
Yani son derece krtik bir kararın eşiğine geldi seçmen.
Başkanlık sistemine destek veren MHP ve AK Parti’nin oylarını toplarsak, sandıktan çıkacak sonucun hiçbir şüphe gerektirmeden ‘evet‘ diyebileceğini söyleyebiliriz.
Ancak, siyaset matematik ve seçmen de siyasi partilerin hazır askeri olmadığına göre, bu hesap doğru değil.
Ve fakat özellikle 15 Temmuz‘dan sonra liderliğini perçinleyen Tayyip Erdoğan faktörü, sandık sonuçlarına dair güçlü bir işaret.
Üzerine bir de iktidar partisinin medyayı da kapsayan güçlü propaganda enstrümanlarını koyun.
Son derece çetin bir referandum bizleri bekliyor.
Haydi hayırlısı…
————-
MHP’liler ne diyecek?
MHP‘li temsilciler ne diyordu bugüne kadar:
-Henüz, AK Parti’yle bir anlaşma söz konusu değil, durun bakalım.
-Siz de ne peşin hükümlüsünüz, önce bir metni görün, sonra konuşun.
-Durun bakalım, daha ortada anlaşılmış bir şey yok.
En çok da bu sözleri söyleyen MHP İl Başkanı Tevfik Topçu‘ydu.
Hatta Topçu, Başbuğ Alpaslan Türkeş‘in başkanlık sistemine karşı olmasına atıfta bulunarak, MHP‘nin başkanlığa karşı olduğunu savunmuştu.
13 Ekim tarihli “Başkanlık sistemi ve Topçu’nun yanıtı” başlıklı yazımda Topçu‘nun sözlerini paylaşmıştım:
“Devlet Bahçeli’nin başkanlık sistemiyle ilgili sözlerine değinmiş ve MHP liderinin yeşil ışık yaktığını öne sürmüştüm, birçokları gibi. Başbakan Binali Yıldırım vakit kaybetmeden Bahçeli’nin pasını alarak, “Bahçeli’nin açıklamaları umut vericidir, bu yolda adım atacağız” dedi.Yani Yıldırım, Bahçeli’nin sözlerinden sonra oluşan algıyı teyit etti. Ancak bu algıya, MHP İl Başkanı Tevfik Topçu’nun itirazı var. Topçu, Bahçeli’nin başkanlık sistemiyle ilgili duruşunun net olduğunu, Alpaslan Türkeş’ten örnek vererek açıklamaya çalıştı.”
Başkanlık sistemi bugün Meclis’e geliyor.
Ne dersiniz Sayın Topçu?