Bursaspor’un şampiyon olduğu 2010 yılındaki olaylı Diyarbakırspor maçlarının ikisini de statta izlemiştim.

Bursa Atatürk Stadyumu’ndaki maçta da olaylar çıkmıştı ancak Diyarbakır’daki maçta, hakem ve bir meslektaşımız tribünden atılan taşlarla yaralanmış, stattan sağ salim ayrılan Bursa kafilesi kendisini şanslı hissetmişti.  

Sadece futbolcular ve teknik heyet değil, Bursa’dan gelen kim varsa  polis araçlarında olmalarına rağmen havaalanına kadar taşlanmıştı.

Statta 1 saati aşkın süre mahsur kaldığımızı da hatırlatayım.

Bursa’da Diyarbakırspor  taraftarlarının açtığı şehit Emniyet Müdürü Gaffar Okkan posterinin yanlış anlaşılması üzerine başlayan süreç, sadece Diyarbakırspor taraftarının değil, neredeyse tüm Diyarbakır kentinin Bursaspor’a bilenmesine yol açmıştı.

O yıl Bursaspor şampiyon olmuş, Diyarbakırspor ise bir daha toparlanmamak üzere alt lige düşmüştü. 

Bu olaylı maçın ardından Diyarbakır-Bursa Dostluk Grubu kurulmuş ve iki kentin gazetecileri ile STK temsilcileri  Bursa ve Diyarbakır’da misafir edilmişti.

Ancak bu iyi niyetli girişim bile maalesef 2  kulüp arasındaki gerilimi düşürememişti.

Nerden mi bu düşünceye sahibim?

Malum Bursaspor, bu yıl 2. Lig’de mücadele edecek.

Tesadüf o ki kura çekiminde Bursaspor, Diyarbakır kentinin futboldaki en önemli temsilcisi Amedspor ile aynı gruba düştü.

Edindiğim bilgiye göre Amedspor yöneticileri, Türkiye Futbol Federasyonu’na biri resmi, diğeri sözlü iki başvuruda bulunmuş.

İlki Bursaspor ile aynı gruptan yer almamalarına yönelik resmi talepte bulunmaları. 

Yani Amedspor yöneticileri, “Biz Bursaspor ile aynı grupta oynamak istemiyoruz” diyerek TFF’ye resmi yazıyla başvuruda bulunmuş. 

Ancak Türkiye Futbol Federasyonu Amedspor’un başvurusunu değerlendirmeye almamış. (TFF sadece Amedspor’unkini  değil 2. Lig’de 10’u aşkın kulübün benzer taleplerini de reddetmiş)

Bunun üzerine Amedspor’dan ikinci hamle gelmiş.

Amedspor yöneticileri bu kez 6. haftada oynanacak Amedspor-Bursaspor maçının seyircisiz oynanmasını ve tarafsız bir sahaya alınmasını  sözlü  şekilde teklif etmiş. 

Tüm bu gelişmeleri Bursaspor Başkanı Furkan Banaz’a teyit ettim.

Banaz, TFF yöneticilerinin Amedspor’un seyircisiz şekilde tarafsız sahada maç talebinin kendilerine sorulduğunu belirterek, “Biz de sözlü olarak, ‘Madem Amedsporlu yöneticilerinin böyle bir talebi var, biz de Bursa’da oynanacak maçın seyircisiz oynanmasını ve tarafsız bir sahaya alınmasını isteriz’ dedik. Ayrıca Bursaspor camiası olarak Amedspor ile bir sorunumuz olmadığını TFF yetkililerine ilettik” dedi. 

 

Şimdi ne olacak?

Amedspor’un henüz resmiyet kazanmayan talebine Türkiye Futbol Federasyonu nasıl yanıt verecek?

Öncelikle şu hatırlatmayı yapayım:

Bir kentteki müsabakaların hangi koşullarda oynanacağına Türkiye Futbol Federasyonu değil İl Güvenlik Kurulu karar verir.

TFF, sadece kulüplerin taleplerini İl Güvenlik Kurulu’na iletir.

Edindiğim kulis bilgisine göre Amedspor’un maçın tarafsız sahada  oynanması  talebinin kabul edilme ihtimali çok düşük.

Çünkü böyle bir durumda Türkiye’deki stattlarda güvenlik zaafiyeti olduğu algısı oluşacak.

Bunun yerine misafir takım seyircisinin maça alınmaması veya maçın seyircisiz oynanma ihtimali daha yüksek.

Ancak bu kararı verecek olan da Diyarbakır İl Güvenlik Kurulu olacak. 

Maçın koşullarını belirleyecek karar maçtan birkaç gün önce verilecek. 

Tabii İl Güvenlik Kurulu kararında iki kulübün anlaşması da önemli rol oynayacak.

İl Güvenlik Kurulu kararı ne olursa olsun, temennimiz Bursaspor ile Amedspor arasındaki gerginliğin sona ermesi ve futbolun ruhu olan dostluk ve kardeşliğin tesis edilmesi.

Çünkü ne Bursalıların Diyarbakırlılarla, ne de Diyarbakırlıların Bursalılarla bir sorunu var.

Türkiye’nin en güzel, en kadim iki kentinin bu tür gerilimlerle anılması hem Bursa’ya hem de Diyarbakır’a zarar verir.

 

İnsafınız kurusun

Yer, ‘Bursa’nın Manhattan’ı’ olarak adlandırılan Odunluk Mahallesi’ndeki meşhur cadde.

Yüksek katlı apartmanlardan biri.

Daire tipi 3+1, metrekaresi brüt 230.

Evin ilandaki kirası ne kadar biliyor musunuz?

Tam 35 bin lira!

Evin fotoğraflarına baktım, ekstra özelliği olmayan, dekorasyon  yapılmamış, tipik bir bahçe katı dairesi. (Gerçi ev altın varakla döşenmiş olsa ne yazar)

Bu daireyi kiralayacak kişinin en az 60 bin liranın üzerinde geliri olması gerekir.

Memlekette kaç kişi bu kadar para kazanıyor?

Evet serbest piyasa ekonomisiyle yönetilen bir ülkeyiz.

Ancak piyasa serbest diye, kira fiyatlarını bu kadar serbestçe uçurmayı ne piyasa kaldırır, ne de insanlık.

 

İYİ Partili Tatlıoğlu AK Partili Gürkan’dan ne istedi?

Türk-Hun Kurultayı’nı yerinde takip etmek için gittiğimiz Macaristan’da bolca kulis ve haber malzemesi topladık.

Gündemi de ıskalamadan günü geldikçe paylaşıyorum notlarımı.

Fotoğrafta gördüğünüz yer Budapeşte’de Tuna Nehri kıyısına inşa edilmiş tarihi Macaristan Parlamentosu’nun önü.

İYİ Parti Grup Başkanı Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu ile AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan tatlı tatlı atışıyorlar.

Daha doğrusu Tatlıoğlu, Gürkan’dan yakasındaki AK Parti rozetini çıkartmasını rica ediyor.

Çünkü Tatlıoğlu’na göre bu etkinlik siyaset üstü.

Ancak Gürkan yakasındaki rozetin etkinliğe siyaset gölgesi düşürmediği düşüncesinden yola çıkarak, kibarca Tatlıoğlu’nun isteğini reddediyor.

İkili arasındaki diyaloğu takip eden bendenize de bu anı ölümsüzleştirmek düşüyor.