Eğri oturup doğru konuşalım, pandemi sürecinde yerel yönetimler gerçekten iyi iş çıkardılar.

İktidar ve muhalefet belediyeleri, sokakların dezenfekte edilmesi, vefa gruplarıyla yaşlıların ihtiyaçlarının giderilmesi, yoksullara erzak yardımı ve  maske dağıtımı gibi hizmetleri süratle yerine getirdiler.

Kuşkusuz yeterli hizmet verilmediğini söyleyenler çıkacaktır ancak 3 milyonluk Bursa’da ciddi bir aksaklığın olduğunu duymadık.

Pandemi sürecinin en aktif belediyelerinden biri de Büyükşehir Belediyesi oldu.

22 Mart’tan bu yana, Beyaz Masa, Alo 153 ve Büyükşehir santraline  gelen 223 bin 78 çağrıya yanıt verilmiş.

En yoğun günlerde bile santral birimleri ve Alo 153’e gelen çağrılarda bekleme süresi 2 dakika 32 saniyenin üzerine çıkmamış.

Yani çağrılar, kuyruğa düşürülmeden ivedikle yanıtlanmış.

Ayrıca Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan ayrı bir ekip de her gün 65 yaş üstü vatandaşları arayıp, ihtiyaçları olup olmadığını sormuş.

Bu yolla da her gün ortalama 800 vatandaşa ulaşılmış ve bugüne kadar 13 bin 150 kişiye ulaşılmış.

Hasılı bugüne kadar toplamda 250 bin haneye ulaşılmış.

Şimdi gelelim çağrı merkezine gelen taleplere…

En fazla talebin, erzak olduğunu bilmem yazmama gerek var mı?

Ancak son derece ilginç talepler de gelmiş.

İşte o ilginç taleplerden bazıları:

-Canım çok sıkıldı, bulmacalı gazete alıp getirir misiniz?

–Muhabbet kuşu istiyorum, getirebilir misiniz?

–Sigara, kola, çerez alın, bulursanız cips de istiyorum.

-Evimin altında market var, ordan bana ekmek alır mısınız?

–Muş’taki annem ve babama da erzak gönderebilir misiniz?

-Çocuklarıma oyuncak ve resim boyama kitabı istiyorum.

-Virüs var, kapıya gelmeyin. Gelince zile basın, ben sepet atarım.

İşte değerli okur, vatandaşın birbirinden ilginç taleplerinden birkaçı.

Bana en ilginci muhabbet kuşu talebi geldi.

Sizce?

Açım ama oyum AK Parti’ye diyen seçmeni anlamak

Sosyal medyadaki bir sokak röportajı gündem oldu.

Vatandaşın biri hayat pahallığından ve ekonomiden şikayet ediyor ama yine AK Parti’ye oy vereceğini söylüyor.

Videoyu izleyenler, vatandaşın çelişki içinde olduğunu düşünüp, şaşırıyorlar.

Ben hiç şaşırmadım.

Yıllar önce  taşeron işçilerle yaptığım bir röportajda benzer bir durumla ben de karşılaşmıştım.

Asgari ücretle çalışan bir karayolu işçisi, yoksulluktan dolaylı evinde huzur kalmadığını, eşiyle ayrılma noktasına geldiğini anlattı.

Ardından, seçimde yine AK Parti’ye oy vereceğini söyledi.

Neden diye sordum.

“İyi, kötü bir işimiz var. İktidar değişirse o işimizden de olurum diye korkuyorum” dedi.

Türkiye’deki dar gelirlilerin genel yaklaşımını anlatan bir yanıt bu.

Yıllardır AK Parti’nin ve CHP’nin oy depolarına bakalım.

AK Parti gecekondu semtlerinden, CHP ise zenginlerin yaşadığı  muhitlerden ve eğitim seviyesi yüksek, orta sınıf seçmenlerin ikamet ettiği mahallelerden oy almıyor mu?

O halde neden ekonomiden şikayet eden yoksul vatandaşın AK Parti’ye oy vereceğine şaşırıyoruz.

Muhalefet partileri, çelişki gibi duran bu sosyoekonomik tabloyu iyi okuyamazsa AK Parti iktidarı  uzun yıllar sürer.

 

CHP’de genelge bekleniyor

Salgın, kuşkusuz siyaseti ve siyasi partileri de etkiledi.

Nitekim CHP il ve ilçe başkanlıkları salgın sürecinden bu yana ziyaretçi kabul etmiyor.

Hal böyle olunca, partinin müdavimleri yaklaşık 3 aydır il ve ilçe başkanlıklarına gidemiyor.

Ancak 1 Haziran’dan itibaren yeni normal süreç başladı.

Ve bugünlerde genel merkezden genelge bekleniyor.

Bugün, yarın ulaşması beklenen genelgeyle, il ve ilçe başkanlıkları ziyaretçilere açılacak.

 

Arçelik’ten yanıt var

Arçelik ile  dünkü yazımın ardından Yunuseli yetkili servis sahibi Yücel Dikilioğlu ve servis yöneticisi Hakan Doğan gazeteye geldiler.

Sohbet kıvamında geçen görüşmemizde,  sorunun sistemden kaynaklandığını anlattılar.

Ayrıca tüm cihazların yedek parçalarının depolarında olduğunu eklediler.

Konuya duyarlılık gösteren misafirlerim bundan böyle  sorun olmaması için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini de belirttiler.