Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Akademisyenlerin bildirisi ve Sedat Peker

Dün, akademisyenlerin imzaladığı malum bildiriyi bir kez daha okudum.

Sonra, kafamı toparlayıp bir kez daha okudum.

Ardından bir kez de sondan başlayıp okudum.

Girizgahta, sokağa çıkma yasaklarıyla mağdur olan halkın durumundan devlet sorumlu tutulmuş, terör örgütünün açtığı hendekler yok sayılmış…

Ardından yerleşim yerlerine, ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırıldığı iddia edilmiş, Mehmetçiği şehit eden uzun namlulu silahlarından, bebekleri katleden bombalardan, Kürt çocukların içinde olduğu okullara ve kütüphanelere atılan molotoflardan, ses bombalarından hiç söz edilmemiş.

Daha sonra devletin katliam yaptığı savunulmuş, terör örgütü militanlarının kütüphane yaktıkları, kültür merkezi bombaladıkları unutulmuş.

İlerleyen satırlarda bölge halkının maddi zarara uğradığı söylenmiş, teröristlerin evlerin duvarlarına delikler açmalarına, esnafa nefes aldırmadıklarına değinilmemiş.

Ve son olarak devletin şiddet uyguladığı ileri sürülmüş, PKK’nın varlığından bile söz edilmemiş!

Bu metni, bu ülkede ne olup bittiğinden habersiz bir yabancı okusa, gerçekten de devletin katliam yaptığına inanır ve PKK diye bir örgütün faaliyet gösterdiği aklının ucundan bile geçmez.

İşte akademisyenlerin bildirisi, böyle bir bildiri.

Dün Sedat Peker‘in ”Sözde aydınlar, çanlar ilk önce sizim için çalacak; oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız!” sözlerine de bir kez daha göz attım.

Her kelimesini tek tek yorumlamaya çalıştım, her cümlesinden farklı anlamlar çıkarmaya uğraştım, tartışmalı sözlerini bir bütün olarak anlamaya çalıştım.

Ancak ne iyi niyet gördüm ne de fikir kırıntısı.

Akademisyenlerin bildirisi, PKK terörünü dolaylı yoldan meşrulaştırırken, Sedat Peker’in sözleri kutuplaşmayı arttıran, şiddeti teşvik eden sözlerdi.

Yani ikisi de zırva tevil götürmez türünden.

Peki ne oldu hafta başından bu yana?

Sedat Peker’e tepki gösterenler, akademisyenlerin bildirisine toz kondurmadı.

Akademisyenlerin bildirisini kınayanlar, Sedat Peker‘in sözlerini görmedi.

Sonuç: Bildiriyi kınayanlarla, Sedat Peker’in sözlerine tavır alanlar aynı kişiler olduğu zaman şiddetsiz günler de demokrasi de çok yakın demektir.

 

Ha IŞİD ha PKK

 

IŞİD masum insanları katlediyor, PKK sivilleri öldürüyor.

IŞİD kendinden olmayanları yok ediyor, PKK kendinden başkasına yaşam hakkı tanımıyor.

IŞİD kafa kesiyor, PKK bebekleri öldürüyor.

IŞİD okul yıkıyor, PKK okulları bombalıyor.

IŞİD’in vicdanı, PKK’nın acıması yok.

IŞİD ile PKK’yı ayrı görenlerin de aklı yok!

 

Bursa polisi görevini yaptı

 

Bu köşenin sıkı takipçileri Bursa polisini , trafik konusunda çok sık eleştirdiğimi biliyor.

Çünkü, denetimi yetersiz buluyorum.

Ancak dün ilk kez Ankara Yolu’nda Kent Meydanı’na yakın bir noktada, çekicinin ana yolun sağ şeridine park etmiş bir aracı çektiğine tanık oldum.

Yani polis, park ihlali yapan bir aracı çekiyordu.

Çünkü o araç, trafiğin akışını yavaşlatıyordu.

Ve polis de görevini yapıyordu.

Bu arada yeri gelmişken, geçen hafta Acemler‘de 2,5 saat boyunca trafiği felç eden aracın, ağır tonajlı araç olmadığını belirtmiş olayım.

Bu bilgi hatasından dolayı, polise haksızlık etmişim.

Ancak kamyonetin 2,5 saat boyunca çekilmemesine dönük eleştirimin de arkasındayım.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X