Tüm anket şirketleri için genelleme yapmak haksızlık olur ancak manipülasyonların en fazla olduğu alanların başında geliyor saha araştırmaları.
2 türlü manipülasyon söz konusu.
Birincisi, ısmarlama anketler.
Diğeri de, sonuçlar üzerinde oynama.
Manipülasyon şöyle oluyor:
Bir siyasi partinin genel merkezi, x kentinde seçime girecek adayın performansını ölçecek bir anket yaptırıyor.
Anketin yapılacağını haber alanlar, anket şirketiyle iletişim kuruyor ve istediği sonucu çıkarttırıyor.
Sandıklar açıldığında ise seçim sonuçlarıyla anket sonuçları arasındaki fark ortaya çıkıyor.
AK Parti Genel Merkezi, işte bu tür manipülasyonların önüne geçmek için önümüzdeki yerel seçimde 2 önemli tedbir aldı.
Birincisi, çok sayıda anket yapıyor/yapacak.
AK Parti Genel Merkezi’nin çalıştığı anket şirketleri bilindiği için, bu kez farklı şirketlere de anket yaptırılıp, manipülasyonların önüne geçilmesi amaçlanıyor.
İkinci tedbir ise tüm illerde sondaj çalışması yapmak.
Nedir sondaj çalışması?
AK Parti Genel Merkezi’nin görevlendirdiği kişiler 81 kente dağılacak.
Bu kişiler, kahveden, taksi duraklarına, lokantalardan, eğlence merkezlerine varıncaya kadar girmedik yer, çalmadık kapı bırakmayacak ve seçmene, “mevcut belediye başkanının performansından memnun musunuz?”, “il veya ilçelerin sorunları nelerdir?”, “kimi belediye başkan adayı görmek istersiniz?”, “AK Parti burada kiminle seçim kazanır?” gibi soruların yanıtını alacak.
İllerde görevli partililer, partili kimliğini saklayarak halkın nabzını ölçecek ve elde ettikleri verileri manipüle etmeden, objektif bir şekilde Ankara’ya raporlayacak.
Böylece, tüm il ve ilçelerde en yüksek oyu getirecek adaylar, işte bu sondaj ve birden çok anket çalışmasıyla tespit edilecek.
Objektif anket ve sondaj çalışmasının bir diğer getirisi de, teşkilat teamüllerinden çıkan subjektif sonuçların da önüne geçmek.
Nitekim teşkilat teamüllerinden, ‘ teşkilatlarla iyi geçinen veya teşkilatların isteklerini yapan’ aday profili çıkıyordu.
Kuşkusuz ‘teşkilatlarla uyum’ da, adaylık için önemli bir kriter ancak tek başına değil.
Mehmet Tunçak: “En fazla oyu alacak adaylarla yarışa gireceğiz”
AK Parti’de belediye başkanlarını belirleme sürecini Hukuki ve Siyasi İşler Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Tunçak‘la konuştum.
Önce adayların kasım ayından itibaren yavaş yavaş belirleneceğini hatırlattı.
Temayül, anketler ve kanaat önderlerinin görüşleri gibi yöntemlerle adayların belirleneceğini anlatan Tunçak, en fazla oy alabilecek isimlerin aday gösterileceğini belirtti.
Tam da bu noktada, geçmiş seçimlerde partide ağırlığı olan isimlerin aday belirlenmesinde etkili olduğunu hatırlattım.
Tunçak, bu seçimde daha kurumsal hareket edeceklerini şu sözlerle belirtti:
“Geçmiş seçimlerde, her ilde etkili olan isimlerin görüşü önemliydi. O partilimiz, ‘şu yerde şu kişi, bu yerde bu kişi aday olması gerekir’ diyordu ve bu görüşü etkili olabiliyordu. Ancak bu kez daha kurumsal hareket edilecek. Yani şu kişinin değil, vatandaşın istediği ve en fazla oyu getirecek adaylar, daha detaylı çalışmalarla tespit edilecek.”
Peki adayların profili nasıl olacak?
Uyumlu, vatandaşla doğru ve saygın diyalog kurabilecek, sevilen ve iletişim gücü yüksek adaylar.
Orhaneli’ne talih kuşu!
Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu, İtalya gezisi öncesi Atatürk Havalimanı’nda çektirdiği fotoğraflarını sosyal medyadan duyurmuş ve altına şu notu düşmüş:
“İtalya yolculuğumuz başladı. BTSO ile ilçemize kazandıracağımız Maden OSB ile ilgili çalışmalar ve ikili görüşmeler için gidiyoruz. Rabbim muvaffak etsin.”
Daha sonra Orhaneli Maden OSB ile ilgili haberi okudum.
Tam 500 milyar dolarlık mermer rezervi var Orhaneli’nde.
Dile kolay 500 milyar dolar…
Rezervin çıkarılıp işlenmesi halinde sadece Orhaneli ve Bursa değil, Türkiye için de muazzam bir gelir kaynağı olacak.
Üstelik döviz kurunun yükseldiği, enerjide dışa bağımlı olduğumuz ve dış ticaret açığımızın arttığı şu dönemde, Orhaneli Maden OSB’nin kurulacak olması, müthiş bir haber.
Başkan Tatlıoğlu ve heyet, daha şimdiden mermerleri pazarlamak için İtalya seferine çıkmışlar.
Sürecin sonuna gelinmiş ve 6 ay içinde fabrikaların kurulması planlanıyor.
Tatlıoğlu’nun sözleriyle devam edelim:
“Bu Orhaneli’nin miladı demek. 61 fabrika 200’er kişi çalıştırsa bir sürü istihdam oluyor. Ben bazen 20-30 bin kişi istihdam edilecek diye söylüyorum ama bu rakamlar abartılı geliyor bazılarına. Nakliyecisini, çarşı esnafını, bakkalını düşündüğünüz zaman hakikaten Orhaneli için bir milat sayılır. Orhaneli nüfusunun üç katı kadar insan istihdam edilecek bir proje.”
İşsizlikten dolayı sürekli göç veren bir Dağ ilçesinin makus talihini değiştirmek için, sadece vizyon gerektiriyor.
Tatlıoğlu, sürecin başlarında birçok insanın burun kıvırdığı, hayal dediği projeyi hayata geçirmek üzere.
Peki projenin çevreye etkisi nasıl?
Bugüne kadar Orhaneli Maden OSB‘nin çevreye zararlı olduğunu söyleyen çıkmadı.
Ayrıca zaten Tatlıoğlu da akademik odalarla çalışan bir belediye başkanı.
Mesela yıllar önce katı atık yakma projesinin Orhaneli‘ne kurulması planlanmıştı ancak Tatlıoğlu, akademik odaların verdiği olumsuz rapor karşısında, bu yatırıma izin vermemişti.