Adalet Bakanlığı’nın Minareliçavuş’taki cezaevini taşıma kararı, iktidar ile muhalefet arasında polemiğe yol açmıştı.
Muhalefetin iddiası, yeni cezaevini müteahhidin inşa edeceği, karşılığında da cezaevi arazisi üzerine rezidanslar yükseleceğiydi.
Peki bu iddiaya Adalet Bakanlığı yetkilileri ne diyor?
Dün Adalet Bakanlığı’nın üst düzey bir yetkilisiyle konuştum.
İsminin yazılmasını istemeyen yetkili, rezidans iddiasını kesin bir dille yalanladı:
“Gönül ister ki cezaevine hiç ihtiyaç duyulmasın. Ancak bu bir sosyal mesele ve reel bir gerçeklik. Ayrıca kısa vadede cezaevinin taşınması gündemde değil. Rezidans konusu gündemimizde yok. Öyle bir planlamamız yok, olamaz da.”
Cezaevinin taşınacağı yeri de sordum yetkiliye.
Bu konu hakkında konuşmaktan sakınsa da, alternatif yerlerin değerlendirildiğini ve hiçbir bölge için karar alınmadığının altını çizdi.
Ancak Kestel Çataltepe’den vazgeçildiğini teyit etti.
Yetkilinin son mesajı şöyle:
“Cezaevinin taşınması kısa vadede gündemimizde yok ancak taşınacağı bölgeye Bursa karar verecek.”
Evet Adalet Bakanlığı yetkilisinin açıklaması böyle.
Rezidans iddiaları, taşınma konusu ve taşınılması planlanan bölgeyle ilgili tartışmalara ışık tutacak bir açıklama olduğunu düşünüyorum.
Pandemin parlayan sektörü
Türkiye’de lojistik sektörünün 100 milyar dolar olduğunu biliyor muydunuz?
Yani, büyük, çok büyük bir sektör.
Ve içinde kargo ve taşımacılık gibi farklı dalları barındıran lojistik, pandemi sürecinden olumsuz etkilenmeyen, hatta kazançlı çıkan ender sektörlerden biri.
Dahası, binlerce ek istihdamla da ülke ekonomisine katkıları oldu.
Lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmalar Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği çatışı altında örgütlüler.
Deve dişi gibi lojistik ve kargo şirketleri bu derneğe üye ama sadece 22 kentte temsilcilikleri var ve 472 firmanın üyelik kaydı bulunuyor.
UTİKAD ile önceki akşam tanıştık.
Yaklaşan genel kurul öncesi ‘Geçmişten Geleceğe’ isimli bir grup üye yönetime talip.
Kayıhan Turan isimli bir lojistik firması sahibinin öncülüğünde Türkiye’yi dolaşıyorlar.
Hayli iddialı vaatleri var…
Kısaca, “Derneği büyütecek, üye sayısını arttıracak, genç meslektaşları kazanacak, lojistiğin marka değerini yükseltecek, sektöre vizyon katacağız” diyorlar.
2 güzel hareket
Pandemi sürecinden bu yana Osmangazi’nin 136 mahallesinde aktif çalışan Osmangazi Belediyesi ekipleri, kayda değer işler yapmıştı.
Sokakların dezenfekte edilmesi, maske dağıtımı, pandemiden olumsuz etkilenen yurttaşların ihtiyaçlarının giderilmesi…
Osmangazi Belediyesi, şimdi de sürece filyasyon ekiplerine araç vererek katkıda bulunuyor.
Daha önce 7, bugün de 30 araç filyasyon ekiplerinin kullanımı için İl Sağlık Müdürlüğü’ne teslim edildi.
Yeni İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz da, daha ilk günden sahaya inerek şu mesajı verdi:
“Virüsün arkasından koşarak değil, önünü kapatarak engellememiz lazım. Virüsten daha hızlı koşacağız.”
Şifa bulacağım derken sağlığınızdan olmayın
Dün tüm haber sitelerinde, Bursa’daki hastanelerin önündeki uzun kuyrukların fotoğrafları vardı.
Şehir Hastanesi, Yüksek İhtisas Hastanesi ve Çekirge Devlet Hastanesi’nde manzara hep aynı.
Aslında özel hastanelerde de durum çok farklı değil.
İşin tedirgin edici yanı hastaların kuyruklarda sosyal mesafe kuralına uymaması ve kalabalıklar yaratması.
Yetkililerin uyarısı ne?
Kalabalıklara girmekten sakının.
Ancak biz şifa bulmaya gittiğimiz mekanlarda hastalığa davetiye çıkarıyoruz.
Peki neden hastanelerde uzun kuyruklar oluştu?
Kuşkusuz vaka sayısının artmasının payı var.
Ancak insanlar hastanelere Covid-19 testi yaptırmak için de gidiyorlar.
Ne var ki, vatandaş eğer virüse yakalanmamışsa, hastanede yakalanma riskini yine kendi eliyle yaratmış oluyor.