Pandemi bize en çok neyi öğretti?
Gıdanın ne büyük ihtiyaç, tarımsal üretimin hayat memat meselesi olduğunu değil mi?
Sokağa çıkma yasağının geç saaatlerde ilan edildiği dakikalarda, sosyal mesafeyi dinlemeden market raflarına hücum eden insanları hatırlayın…
Binlerce yıldır genetik kodlarımıza işlenmiş hayatta kalma içgüdüsünün yansımasından başka bir şey değildi o görüntüler.
Peki ya pandemi sonrası ülkelerin buğday stoklaması bir tesadüf olabilir mi?
Kuşkusuz hayır.
Çünkü buğday, stratejik bir ürün, tıpkı su gibi.
Ülkelerin bir yanda buğday stoklayarak, gelecekte yaşayacakları muhtemel kıtlıkların etkisini azaltmaya çalışıp, diğer yanda çılgınca israf etmesi, insanoğlunun yaşadığı en derin çelişkilerden biri değilse nedir?
Elimde Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin ‘israf ve gıda kaybı’ raporu var. (Böylesine kapsamlı ancak anlaşılır bir raporu yollayan Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serkan Durmuş’a teşekkür ederim)
Çarpıcı rapordan sadece birkaç veri paylaşacağım.
Dünyada gıda kaybı ve israfı yüzde 20 ile yüzde 30 arasında.
Yani yiyeceklerimizin üçte biri, çöpe gidiyor.
Dünyada her yıl 400 milyar dolar değerinde gıda kaybı yaşanıyor ve maalesef bu gıdaları üretmek için 1,5 milyar ton sera gazı salınıyor.
İsrafın boyutu ise daha çarpıcı…
Dünya genelinde, 1,5 milyar ton gıda çöpe atılıyor.
Her 100 kişiden 11’inin açlıkla mücadele ettiği dünyada, 821 milyon insan açlık çekiyor, 2 milyar insan sağlıklı gıdaya ve temiz suya ulaşamıyor ve her gün 25 bin insan açlıktan ölüyor!
Eğer israfın sadece dörtte biri önlenirse, 821 milyon insan açlık çekmeyecek.
Yani dünyada açlık diye bir sorun kalmayacak.
Peki Türkiye’de durum nasıl?
İkinci yazıda…
Türkiye’deki israfın korkunç boyutu
Tarım ülkesi Türkiye’de gıda kaybının ve israfın boyutu:
Türkiye genelinde tarımsal üretimde her yıl gıda kaybının oranı yüzde 14.
Daha da vahimi, meyve ve sebzelerin yaklaşık yarısı daha sofralarımıza gelmeden israf oluyor.
Ekmek israfında da korkunç durumdayız:
Türkiye’de her gün 4 milyon 900 bin ekmek israf ediliyor.
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın raporuna göre enerji, meyve-sebze, ekmek, su ve kuru gıdada israf ve kaybın maddi boyutu 555 milyar lira.
Yani milli gelirin yüzde 15’i çöpe gidiyor değerli okurlar.
Bu parayla, yeni kentler kurulur hatta küçük bir ülke bile inşa edilir.
Adaletsiz dünya ile ilgili ibretlik bir istatistik
Dünya genelinde, 810 milyon insan obezetiyle mücadele ediyor.
Bir diğer ifadeyle 810 milyon kişi ihtiyacından fazlasını yediği için hasta oluyor.
Diğer yandan 149 milyon çocuk açlığa bağlı gelişim sorunu yaşamakta ve 821 milyon insan da açlık çekmekte.
Yani 810 milyon insan fazla yemekten, 1 milyara yakın insan da yiyecek bulamamaktan hastalanıyor.
Gıda güvenliği ve israfı önleme reçetesi
-Gıda israfının yüzde 42’sinin hanelerde gerçekleştiğini unutmayarak, özellikle hanelerimizde gıdaların uygun saklama koşullarına ve bekleme sürelerine dikkat etmeliyiz, bilgi sahibi olmalıyız.
-Toplumun artan gıda talebinin karşılanabilmesi ve güvenli gıdaya ulaşabilmesi için öncelikle bireysel alışkanlıklarımızı değiştirerek, aile ve toplum bilinci geliştirerek gıda kaybını ve israfını en aza indirmeliyiz.
-Gıda israfı ile mücadelede üretim, depolama ve gıda taşımacılığında prosesleri iyileştirerek minumum gıda kaybı ve israfını sağlamak için tüm paydaşlar birlikte hareket etmeli ve kalıcı çözümleri sektöre kazandırmalı.
-Her birey, her kurum, ‘güvenilir gıda tüketimi, israfı önleme ve sürdürülebilir gıda’ konularında farkındalık oluşturmalı.
-Tarım ve gıda sanayinde ambalajlama tekniklerinin geliştirilerek, gıda ürünlerinin üretimi ve tüketimi teşvik edilmeli, üretici ve tüketici bu konuda bilinçlendirilmeli. Böylelikle gıda ve israf kaybının önüne geçilmelidir.
Sonuç
Efendim bugün Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin gıda kaybı ve israfıyla ilgili raporunu paylaştım.
Rakamlar yalan söylemez…
O halde, gıda kaybı ve israfı, daha fazla gündemimizde olmalı.
Öyle ki bu sorun, bir milli güvenlik sorunu olarak karşımıza çıkacak.