Bilmem dünyada bizimki gibi acil servisleri bu kadar meşgul eden başka bir ülke var mıdır?

Bursa’da acil servislerle ilgili 2018’in şu istatistiğine bakar mısınız:  

Acil servislerden hizmet alanların yüzde 85’i acillik değil.

Bir diğer ifadeyle acile gelenlerin sadece yüzde 15’i acil müdahale edilmesi gereken hastalardan oluşuyor.

Hal böyle olunca, yani gereksiz vakalarla acil servislerde yığılma gerçekleşince hizmetin kalitesi ve standardı da olumsuz etkileniyor.

Daha da önemlisi gerçek acil servislik hastalar, yığılmadan dolayı mağdur olabiliyor.

Ayrıca acil servislere gereksiz sayıda hekim sevk ediliyor.

Malum acil servisler yeşil, sarı ve kırmızı alanlar şeklinde bölümlere ayrıldı.

Yeşil alanda nezle, grip gibi basit vakalara bakılıyor.

Sarı alanda daha ciddi ama acil müdahale gerektirmeyen hastalar hizmet görüyor.

Yeşil alan ise yaralanma, kalp krizi, kırık gibi acil müdahale gerektiren hastalar için ayrılmış.

Ancak 10 hastadan yaklaşık 9’u yeşil ve sarı alan hastaları.

Bir diğer ifadeyle 10 hastadan sadece 1’i acillik hasta.

Acil servislerin adeta işgal edilmesinin temel nedeni, tek kuruş ücret alınmaması.

Bir de mesai saatlerinden sonra da açık olması.

Ancak temel neden ücret.

Yok mu bu durumun çaresi?

 

Aile hekimliğinde çarpıcı istatistik

 

Bir çarpıcı istatistik de aile hekimliğinde var.

Daha doğrusu aile hekimlerine olan başvuru sayısında.

Gelişmiş Avrupa ülkelerinde aile hekimine başvuru sayısıyla hastanelere olan başvuru sayısı eşit.

Türkiye’de ise hastaneye başvuru sayısı aile hekimlerinin 2 katı!

Yani aile hekimlerine değil, daha çok hastanelere gidiyoruz.

Bu da başta acil servisler olmak üzere hastanelerde yığılmalara yol açıyor.

Hastalardan kaynaklı tüm bu olumsuzluklara rağmen, Türkiye sağlık hizmetlerinde hem kaliteli hem de ucuz.

Geçen gün bir sağlıkçı arkadaş anlattı.

Bir röntgen çekimi için 2 ay sonraya gün verilen Avrupa’da yaşayan bir Türk kökenli vatandaş, kendisini şanslı hissediyormuş.

Çünkü başta İngiltere olmak üzere Avrupa ülkeleri sağlık alanında gerçekten bizden çok geri durumdalar.

Sağlığımızın da sağlık sistemimizin de kıymetini bilelim.

 

CHP’de Erdursun’un adaylığı kesinleşti

 

CHP’de Yıldırım düğümü çözüldü.

Aslında gelişmeyi 12 Ocak’ta “CHP Yıldırım’da Özgür Erdursun kesin gibi” başlığıyla bu köşede okumuştunuz.

Ancak o günden bu yana aday adayı Bahattin Kuşoğlu‘nun yoğun itirazları söz konusuydu.

Bu nedenle Özgür Erdursun’un ismi bir türlü açıklanamadı.

Erdursun’un adaylığını kesinleştiren gelişme ise perşembe akşamı oldu.

Önce ilçe yönetim kurulunda oylandı 3 isim:

Özgür Erdursun, Bahattin Kuşoğlu ve Şahin Sevinç.

Erdursun’a 13, Kuşoğlu’na 3 oy çıkarken, hiçbir yönetim kurulu üyesi Şahin Sevinç’e oy vermedi.

Ardından il yönetim kurulunda oylama yapıldı.

İl yönetiminde de 18 üyenin tamamı Özgür Erdursun’un adaylığını onayladı.

Peki Özgür Erdursun neden aday gösterildi?

Erdursun, beşikten mezara kadar 80 milyon yurttaşımızı ilgilendiren çalışma hayatında, uzman olarak gösterilen isimlerden biri.

Özellikle sosyal güvenlik konularında geniş bir kitle tarafından izleniyor çalışmaları.

Ayrıca CHP Genel Merkezi’nin çalışma hayatına dair kanun teklifi ve soru önergelerinde de Erdursun’un yaptığı çalışmaların izi var.

Mesela, CHP’nin EYT teklifini Erdursun hazırladı, İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin kamuoyuna sundu.

Erdursun, son olarak emeklilikte yaşa takılanların kurduğu derneğin organizasyonlarının içinde yer alarak, geniş bir tabana hitap etti.

Neticede, hem Ankara hem Bursa, Erdursun’un adaylığında birleşince, Yıldırım adaylığı kesinleşti.

Erdursun’un, Ankara tarafından en kısa zamanda açıklanması bekleniyor.