Cumhuriyet’in değeri her yıl daha iyi anlaşılıyor, daha büyük coşkuyla kutlanıyor, daha farklı kesimler tarafından sahipleniliyor, 95. yılında hak ettiği değeri alıyor.
Marjinal bir azınlık dışında modern Cumhuriyet, tüm siyasal kesimler, etnisiteler ve sosyal tabakalar tarafından sahipleniliyor.
Cumhuriyet’in Türk milletinin ortak değeri olmasına yanıt arayalım.
***
Aziz Nesin’in Bursa’da sürgün yılları…
Cepte beş para yok, ortada kalmış vaziyette…
İyi derece İngilizce bilen Nesin, bir berbere gider ve cama ‘İngilizce ders verilir’ ilanını rica ederek astırır.
Aradan günler geçer ama tek bir kimse ilgilenmemiştir ilanla.
Berber, “Boşuna beklemeyin, İngilizce derse kimse gelmez ama Kur’an dersi verseydiniz, çok sayıda öğrenciniz olurdu” der.
Arapçayı da çok iyi bilen Aziz Nesin, bu kez de cama, ‘Kur’an öğrenmek isteyen öğrenci’ ilanını astırır.
Berberin dediği doğru çıkar ve Aziz Nesin Ulucami’de Kur’an dersi vermeye başlar.
Hayatı boyunca tüm işleri çok iyi yapan Nesin, Kur’an’ı da öğrencilerine kısa zamanda öğretince, öğrenci sayısını artırır ve diğer hocalar işsiz kalır.
Böylece Ulucami’deki diğer hocalar, “Komünist Aziz Nesin öğrencilerimizi zehirliyor” propagandasına başlarlar.
Propaganda tutar ve tek bir öğrencisi kalmayan Nesin, yine parasız kalır.
1948 yılında yaşanan bu olayın üzerinden yarım asır geçtikten sonra bir Cumhuriyet aydını olan Aziz Nesin, oğlu Ali Nesin’e Matematik Köyü’nü vasiyet eder.
2007’de İzmir’in Şirince Köyü’nün 1 km uzağında kurulan Matematik Köyü’ne bugün adeta akın var.
Her yıl 45 bin öğrencinin başvurduğu köye, 15 bin öğrenci alınabiliyor.
Cumhuriyet, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden yürüyen gençlerin rejimidir.
***
Sıtkı Kahvecioğlu…
1934’te Artvin’de doğdu.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra bir süre avukatlık yaptı, daha sonra memleketine dönerek bakır madenciliğiyle ilgilendi.
1973’te Artvin noteri oldu.
Emekliliğine 1 ay kala noterlikten istifa ederek, “Memlekete hizmet, ne güzel ibadet” anlayışıyla doğduğu topraklara adadı kendisini.
Artvin’e yaptığı en büyük hizmet, dünyanın en büyük Atatürk heykelini yapmak oldu.
Tam 22 metre yükselikte, 50 ton ağırlığındaki Atatük heykeli, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en ihtişamlı sanat eserlerinden biri olarak Artvin Atatepe’de ziyaretçi akınına uğruyor.
Cumhuriyet, Sıtkı Kahvecioğlu gibi idealistlerin, memleket sevdalılarının yönetim biçimidir.
***
1948 yılında Bulgaristan’ın Filibe şehrinde doğan Mümin Ceyhan, 1 yaşında ailesiyle birlikte Bursa’ya göç etti.
Elektrik mühendisi olan Ceyhan, hayırseverlik yönü ve eğitime yaptığı katkılarla tanınıyor.
Mümin Ceyhan Bursa Kent Kültürü Araştırma Kütüphanesi’ni kuran Ceyhan, Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı ve 3 dönem başkanlık yaptı.
Türkiye’de eşi benzeri görülmemiş bir eğitim projesi olan ÇEK’in gelişiminde büyük rol oynamıştı Ceyhan.
Cumhuriyet, Mümin Ceyhan gibi kendisini eğitime ve kültüre adamışların büyük bir aydınlanma projesidir.
***
Ali Nesin Matematik Köyü, Sıtkı Kahvecioğlu ve Mümin Ceyhan, Bursa Mühendis Mimar ve İşadamları Derneği’nin Cumhuriyet’in 95. yıl ödüllerine layık görüldü.
***
Gecede, kadınlar ön saftaydı.
Cumhuriyet bir kadın devrimidir!
Bursa’da iz bırakan Vali
Mütevazıydı, hiç kibirine tanık olmadık.
Kendini bilirdi, hiç tepeden baktığını görmedik.
Devlet adamıydı, hiç partizanlık yaptığına şahit olmadık.
Bir telefon kadar yakındı, hiç ulaşamadığımız zaman olmadı.
Bursa’nın sorunlarına duyarlıydı, hiçbir kent sorununu savsakladığına rastlamadık.
Zengin bir kütüphaneye sahip olacak kadar entelektüel, konutunda onlarca can dost besleyecek kadar hayvansever, muhalefet partilerinden tek bir eleştiri almayacak kadar, adil ve objektifti.
Hümanistti, Atatürkçü’ydü, milliciydi.
Yani adam gibi adam, vali gibi valiydi.
Güle güle İzzettin Küçük ve değerli eşi Ayşe Küçük.
Bursa sizi unutmayacak.
Bursa’da Yaşam
Dün masamda görünce önce kapağına göz attım, ardından sayfalarını bir çırpıda çevirdim.
Kapak konusu Bursa’da misyonerlik…
Taaa 1800’lere, Osmanlı’ya dayanıyor Bursa’daki misyonerliğin kökü.
Misyonerlerin Bursa’ya önem vermesinin nedeni, Bursa’nın bir ipek şehri olması.
Dahası Bursa’nın ipekte bir zamanlar Avrupa’ya açılan kapısı olması.
Kapak konusunu okuyunca çok ilginç bilgiler edinecek, sarsıcı ayrıntılar dikkatinizi çekecek.
Diğer konu başlıkları da Bursa’nın 1970’li yılları.
70’li yıllarda Bursa’da sanayi, spor, tiyatro, kültür, eğlence hayatı, müzik, basın ve şehirleşme…
Eski Bursa fotoğrafları eşliğinde, yakın tarihe yolculuk yapıyor, sayfaları çevirdikçe nostalji soluyorsunuz adeta.
Zengin arşiv kaynakları, akademisyenler, gazeteciler ve alanında söz söyleyebilecek uzmanların makaleleriyle keyifle okunabilecek ve feyiz alınabilecek bir sayı olmuş yine.
Tam 20 yıldır okuyucusuyla buluşan Bursa’da Yaşam için kentin belleği, kültür hazinesi ve altın değerinde arşivi diyebiliriz.
Gazeteci yazar Nahit Kayabaşı ve emeği geçenlerin, emeğine sağlık.