Kayıt dışılık, çalışma yaşamımızın kronik sorunu.
Kayıt dışılıkta işçi kaybediyor.
Çünkü SGK haklarından yararlanamıyor, kıdem tazminatı alamıyor ve emekliliği hayal oluyor ya da gecikiyor.
Kayıt dışı işçi çalıştırıldığında, yasalara uyan işveren kaybediyor.
Çünkü rakipleri karşısında haksız rekabete uğruyor.
Kayıt dışı sistemde devlet de kaybediyor.
Çünkü vergi kaybına uğruyor.
İşçinin kaybettiği, dürüst işverenin haksız rekabete maruz kaldığı ve devletin zarara uğradığı bu çağdışı
sistemde sadece kayıt dışı işçi çalıştıran işveren kazanıyor.
***
Peki Türkiye’de ve Bursa’da kayıt dışı çalışanların sayısı kaç?
Rakamlar çok şaşırtıcı.
***
TÜİK verilerini referans alarak paylaşacağım rakamları sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun’dan aldım.
Türkiye genelinde 2 milyon 74 bin işletmede 16 milyon 270 bin 696 çalışan istihdam ediliyor.
Tarım sektöründe çalışanlar hariç 2 milyon 912 bin 454’ü sigortasız.
Yani yüzde 17,9 oranında kayıt dışı istihdamla karşı karşıyayız.
Ancak tarım sektöründe SGK’sız çalışanları da katarsak bu oran yüzde 30’a çıkıyor.
Yani Türkiye’de her 3 kişiden biri kayıt dışı çalıştırılıyor!
***
Peki Suriyeli çalışanlarda tablo nasıl?
Çok daha vahim bir tablo var orada.
2019 TÜİK rakamlarına göre Türkiye’de 3 milyon 736 bin 799 Suriyeli çalışıyor.
Suriyelilerin sadece 31 bin 185’inin çalışma izni var.
2022 yılında ise SGK’ya kayıtlı Suriyelilerin sayısının 50 bin olduğunu öngörürsek, çalışan yaşta olan Suriyelilerin yüzde 90’ından fazlasının kaçak olarak çalıştırıldığını söyleyebiliriz.
***
Şimdi gelelim Bursa’ya…
Bursa’daki işletme sayısı 86 bin 260, çalışan sayısı ise 762 bin 513.
Kayıt dışı çalışan sayısı ise 137 bin 252!
Yani yüzde 17,9
Bir diğer ifadeyle neredeyse 5 kişiden biri kayıt dışı.
Tarım sektörünü de sayarsak, kayıt dışılık Türkiye genelinde olduğu gibi Bursa’da da yüzde 30’ları buluyor.
***
Bursa’da 183 bin 313 Suriyeli yaşıyor.
Ancak sadece 10 bin 736 Suriyeli kayıtlı olarak çalıştırılıyor.
Bursa’da çalışmaya hazır Suriyeli nüfusu 100 bin olarak öngörürsek, kentimizdeki Suriyelilerin yüzde 90’ının kaçak olarak çalıştığı sonucuna varabiliriz.
***
Bu durum, çalışma yaşamı için çok büyük bir sorun.
Yazının başında da belirttiğim gibi hem devlet vergi kaybına uğruyor, hem de iş yaşamında haksız rekabet doğuyor.
Peki Suriyelileri kaçak çalıştıran işveren, neden yasa dışı yollara başvuruyor.
Diğer yazıda.
Daha fazla kar amacı kayıt dışılığın temel sebebi
Öncelikle Bursa’da yüzlerce iş yerinde Suriyeli kaçak işçi çalıştırıldığını belirtelim.
Mesela emek yoğun konfeksiyon sektöründe.
Ancak asıl sorumlu Suriyeliler değil, Suriyelileri üç kuruş paraya çalıştıran, gözünü kar hırsı bürümüş yasa tanımaz işverenler.
Çünkü devlet, Suriyelilerin kayıtlı olarak çalıştırılması için özel yönetmelikler bile çıkardı.
Mesela ülkemizde yabancı işçi çalıştıranlar, en az asgari ücretin bir katı maaş ödemek zorundayken sadece Suriyeliler için böyle bir şart yok.
Yani devlet diyor ki işverene, “Ben sana her türlü kolaylığı sağlıyorum, sen yeter ki Suriyelileri kayıt altına al.”
Ancak Suriyeli çalıştıran her 10 işverenden 9’u, hem asgari ücretin bile altında işçi çalıştırmak hem de sigorta primleri başta olmak üzere diğer maliyetlere katlanmamak için kayıt dışı yola başvuruyor.
Elektrikte kademeli fatura uygulaması şüphe uyandırıyor
Malum, elektrik faturalarında kademeli tarife sistemi geldi.
Az elektrik harcayanların avantajlı, fazla elektrik harcamak zorunda olanların ise cezalandırıldığı yeni sistem tartışmaları da beraberinde getirmişti.
Tahsin Kesiciler isimli okuyucumdan gelen ileti ise yeni sistemin bile doğru düzgün çalışmadığı kuşkusu uyandırıyor:
“Mustafa Bey iyi akşamlar. Bu benim yeni gelen elektrik faturam. TRT payı ve enerji fonu çok fazla olmamasına rağmen kaldırıldı. Yerine günlük 5 kw’den aylık 150 kw normal tüketim, 150 kw’den sonra ise yüksek tüketim diye bir sistem getirildi ve halk zor durumda bırakıldı. Kaşığı bırakıp, büyük bir kepçeyi sundular. Son faturamda 159 kw tükettiğim yazıyor. Şimdi dikkat edin. Benden 9 kw yüksek tüketim bedeli alacaklarına, 57 kw ücreti almışlar. Limak yetkililerinden bir açıklama yapılmasını bekliyorum.”
O dava sonuçlandı
Yılların eğitim sendikacısı Özkan Rona, ülkü ocağı logolu kitapların okullarda dağıtılmasına tepki olarak yaptığı açıklamadan sonra otopark çıkışında, ülkü ocaklarına bağlı bir grup öğrencinin saldırısına uğramıştı.
Tabii olay yargıya taşınmış ve Rona, kendisine saldıranlar hakkında şikayetçi olmuştu.
Dava sonuçlandı.
Sanıklardan Tamer Ö.’ye ‘birden fazla kişi ile tehdit’, ‘basit yaralama’, ‘mala zarar verme’ ve ‘hakaret’ suçlarından toplam 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Sabıkalı olması nedeniyle de ceza ertelemesi yapılmadı.
Sanıklardan Cemal E. Ü.’ ye ise benzer suçlardan 3 bin lira para cezası verildi.
Rona dava sonucunu sosyal medya hesabından paylaştı ve şu notu düştü:
“Her ne kadar perde arkasındaki azmettiriciler ortaya çıkarılmamış olsa da, sahadaki tetikçilerin cezalandırılmış ve ortada bırakılmış olmaları açısından bu karar ibret niteliğindedir.”
Kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın…
Her türlü şiddete karşı sıfır hoşgörü anlayışından hareketle Özkan Rona’ya geçmiş olsun dileklerimizi iletip, bir daha böylesine bir olayın yaşanmamasını temenni ederiz.