Astronomik kira fiyatlarına karşı sosyal medyada kampanyalar düzenlenirken, Bursa Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan’dan çözüm önerisi geldi. Özellikle öğrencilerin mağdur olduğunu söyleyen Orhan, “ Serbest piyasa koşulları altında olabiliriz ama hükümet bu duruma müdahale etmeli. Devletimiz 2 bin liranın üzerindeki kiralara ek vergiler koysun. Bunu da kanunla belirlesinler. Böylece artan kira fiyatlarının önüne geçilebilir.”
Türkiye’deki kent konseylerinin bağımsız olmadığını savunan Orhan, “Kent konseylerinin bütçesi, belediyelerden sağlandığı sürece bağımsız olamayız” dedi. Yaklaşan kongre öncesi adaylık sinyali de veren Orhan, Bursa’nın istemesi halinde yeniden aday olacağını kaydetti. AK Parti’nin kurucuları arasında yer alan Orhan, geçmiş yıllarda siyasette heyecan ve yardımlaşma olduğunu sözlerine ekledi.
———————
Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Bursa Kent Konseyi Başkan Şevket Orhan.
Büyükşehir Belediyesi’nde zabıta müdürlüğü ve siyasette milletvekilliği görevlerinde bulunan Orhan, deneyimlerini Bursa Kent Konseyi’ne aktarıyor.
Orhan ile kent konseylerini, Bursa’nın sorunlarını, siyaseti ve özel yaşamını konuştuk.
“BELEDİYE MECLİSLERİNE GÜNDEM ÖNERİYORUZ”
Kısaca Bursa Kent Konseyi’nin yapısından söz eder misiniz?
Bursa Kent Konseyi, 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 76. maddesine istinaden kurulmuş bir oluşumdur. Yürütme kurulu ve başkan, seçimle görev alıyor. Bunun yanında kadın, gençlik, çocuk, engelliler ve yabancılar olmak üzere 5 meclisimiz, 33 çalışma grubumuz var. Tamamen gönüllülerden oluşan bir yapı. Mesela son olarak profesörlerden, doçentlerden, hemşirelerden ve eczacılardan oluşan 40 kişilik sağlık grubunu kurduk. Bu grupların çalışmalarını belediye meclisine aktarıyoruz. Belediye meclisleri, önerilerimizi ilk meclis oturumunda gündemine almak zorunda.
“KENT KONSEYLERİ BAĞIMSIZ DEĞİLDİR”
Kent konseyleri her ne kadar bağlı oldukları yerel yönetimlerden bağımsız olsalar da, uygulamada belediyelerden bağımsız hareket edemediklerini görüyoruz. Bu düşünceye katılıyor musunuz?
Katılıyorum. Ben zaten birçok kez bunu dile getiriyorum. Dünyadaki diğer kent konseyleri Türkiye’den daha bağımsız. Bizim kent konseylerinin bağımsız çalışması için bütçelerinin de bağımsız olması gerekir. Bunu bir kurumdan yüzde 2 pay olarak mı sağlarlar, bütçeden farklı bir fonla mı yaparlar bilemem ama bütçeler, belediyelerden sağlandığı müddetçe kent konseyleri bağımsız olamaz. Her ne kadar bugünkü belediye başkanı (Alinur Aktaş) kent konseyinde etkili olmasa da her belediye başkanı bütçeyi kısabilir. Ben de bu konuda bir baskı hissedersem, görevimi bırakırım.
Bursa Kent Konseyi’nin bütçesi ne kadar?
Geçen yılki bütçe 3 milyon liraydı. Bunun yarısı personel gideridir. Fotofest gibi 26 ülkeden konuk ağırladığımız uluslararası festivali de bu bütçe ile yapıyoruz.
Kent konseyi meclislerinin ve çalışma gruplarının toplantılarına katılımı nasıl buluyorsunuz?
Katılım fevkalade yüksek ama pandemiden dolayı korkuyoruz. Açık hava dışında toplantılara karşıyız. Pandeminin geçmesini bekliyoruz. Yine de yaz aylarında açık havada çalışmalar yaptık.
Büyükşehir Belediyesi yönetimiyle farklı düşündüğünüz konular oldu mu hiç?
Teklifler sunduk. Mesela meclise gönderdiğimiz konulardan biri, beton asfaltın uygulanmasıydı. Yerli, daha karlı, daha dayanıklı, daha kalıcı olduğunu tespit ettiğimiz beton asfaltın şehrimizde de uygulanmasını özellikle istedik. Havaalanlarında böylesine başarılı olan bir asfaltın karayollarında da başarılı olabileceğini düşündük. Meclise önerdik ve kabul edildi. Ulaşım ile ilgili ulaşım komisyonumuzun çeşitli önerileri oldu. Ulaşım komisyonumuzda Emniyet Genel Müdürlüğü’nde ulaşım daire başkanlığı yapmış, İnşaat Mühendisleri Odası’nda ulaşım komisyon başkanlığı görevlerinde bulunmuş arkadaşlar tecrübelerini belediyelerimize aktarıyorlar. Belediyeler de tahmin ediyorum ki onların bilgilerini kullanıyorlardır.
“YÖNETİMDE HER SİYASİ GÖRÜŞTEN ÜYE VAR”
Kent konseyleri yapıları gereği, çok sesli oluşumlardır. Fikirlerin özgürce tartışıldığı, farklı ve dezavantajlı kesimlerin seslerini duyurabildikleri platformlardır. Bursa Kent Konseyi’nin bu tanıma tam olarak uyduklarını söyleyebilir misiniz? Muhalefet kendisini ifade edebiliyor mu?
Benim yönetimimde her siyasi partide görev almış insanlar var. Ancak arkadaşlara kent konseylerinde siyaset yapılmayacağını söyledim. Onlar da buna uyuyorlar. Bunu da arkadaşlara teyit edebilirsiniz. Daha da çok sesli bir ortamın oluşacağına inanıyorum. Mesela engelli kardeşlerimizin sıkıldıklarını biliyorum ama geçen ay içinde 40-50 engelli derneğiyle toplantı yapıp, komisyon oluşturduk. Arkadaşlar çalışmalarına devam ediyorlar. Bana sorunlar yaşadıklarını ilettiler. En kısa zamanda kurultay yapıp, çıkan neticeyi ilgili kurumlara aktardıktan sonra bizzat takipçisi olacağız.
Diğer kent konseyleriyle ilişkiniz nasıl? Bir işbirliğinden söz edebilir misiniz?
Kent konseyleriyle zaman zaman toplantılar yapıyoruz. Zaten kent konseylerinin genel sekreterlik görevleri de var. Bu dönem kent konseylerinin başkanlığını Balıkesir Kent Konseyi Başkanı Mürsel Sabancı yürütüyor. Ortak çalışmalar yapıyoruz.
“BURSA’NIN EN BÜYÜK SORUNU KENTSEL DÖNÜŞÜMDÜR”
Bursa Kent Konseyi olarak, kent sorunlarının gündeme gelmesinde itici bir rolünüz var. Bursa’nın en büyük sorununu söylemenizi istesem, nasıl yanıt verirsiniz?
Bursa’nın en büyük sorunu kentsel dönüşümdür. Kentsel dönüşüm Bursa’nın kurtuluşudur. Çünkü Bursa’da kaçan inşaat oranı yüzde 70 civarıdır. Göçün her geçen gün artmasıyla, çarpık yapılaşma da artıyor. Bunun zararını vatandaş çekiyor. Kaldı ki 6 veya 7 büyüklüğünde deprem olduğunda, Bursa’da neler olacağını sağlıklı düşünen her insan görebilir. Özellikle Nilüfer’de yapılan kentsel dönüşümlerin doğru olmadığını ısrarla söylüyorum. Bina yüksekliklerini arttırıp, daha kullanışsız hale getirmenin kentsel dönüşüm olduğuna inanmıyorum. Yeşil alanları azaltmak kentsel dönüşüm değildir. Kentsel dönüşümde insanca yaşamanın oluşması gerekir. Osmangazi ve Yıldırım’da Nilüfer’e göre daha eski yapılar olmasına rağmen, kentsel dönüşüm Nilüfer’de oldu. Kentsel dönüşümde çözüm, belediyeler öncülüğünde rezerv alanlar oluşturup, yeni konutlar inşa ederek insanları taşımaktır.
“BURSA İSTERSE ADAY OLURUM”
Bursa Kent Konseyi’nin önümüzdeki aylarda yapılacak seçimlerinde yeniden aday olacak mısınız?
Ben Bursa’nın hizmetindeyim. Bursa’m isterse devam ederim.
“EV SAHİPLERİ BİR GÜN KİRACI OLABİLECEKLERİNİ UNUTMASINLAR”
Artan kira fiyatlarıyla ilgili bir açıklamınız olmuştu. Bu konuyu biraz daha açabilir misiniz? Kira fiyatlarının yükselmesi sorununa karşı çözüm öneriniz var mı?
Öğrencilerimizden bu konuda yoğun şikayetler geliyor. Bir araştırma yaptım ve çok rahatsız oldum. 1 yıl önce 600 bin lira olan bir konut bugün 1,5 milyon liraya satılıyor. Yüzde 150’lere varan fiyat artışları oldu. Bunu fırsat bilen ev sahipleri yüzde 100’e varan kira artışlarına gittiler. Dolayısıyla kentimize gelen öğrenciler, memurlar çok olumsuz bir şekilde etkilendiler bu durumdan. Serbest piyasa koşulları altında olabiliriz ama hükümet bu duruma müdahale etmeli. Devletimiz 2 bin liranın üzerindeki kiralara ek vergiler koysun. Bunu da kanunla belirlesinler. Böylece artan kira fiyatlarının önüne geçilebilir. Bu çok büyük bir sorundur. Bunun aşılmasını istiyoruz. Öğrencilerimizin çoğunun ne şartlar altında okuduğunu biliyoruz. Onlara yardımcı olmak durumundayız. Ev sahipleri de bir gün kiracı olabilir. Bu yüzden kiracıları anlasınlar. İlla sorunun çözümünü devlete bırakmasınlar. Özel koşulları zulüm aracı olarak kullanmasınlar.
“SİYASETİ GENÇLERE BIRAKTIM”
AK Parti’nin kurucularındansınız. Uzun yıllar siyaset yaptınız. Siyaseti özlüyor musunuz?
Siyaset yapmış olan bir insan siyaseti özler. Ben siyaseti bıraktım. Artık gençler yapsınlar diyorum. Çünkü gençlerin bu işi bizden daha iyi yapacağına inanıyorum. Her 20, 30 yılda nesil değişiyor. Tabii benim tecrübelerimden istifa etmek isterlerse hayır demem. Tecrübenin okulu yoktur.
Bir gün yeniden aktif siyasette görebilir miyiz sizi?
Ben, düşünmüyorum ama inandığım ve güvendiğim insanlara her konuda yardımcı olmaya hazırım.
“BİZİM DÖNEMİMİZDE HEYECAN VARDI”
Aktif siyaset yaptığınız dönem ile bugünü kıyaslarasak, hangi farklılıkları ortaya koyarsınız?
O dönemler bir heyecan vardı insanlarda. Müthiş bir sevgi, yardımlaşma ve dayanışma vardı. Ekonomik olarak sıkıntı yaşadık ama öyle bir dayanışma vardı ki zorlukları sabahlara kadar bayrak asarak veya parti içinde yardımlaşarak aşıyorduk. O gün yaptığımız, olmayan hizmetlerdi. Bugün ise doyuma ulaşmış insanlar topluluğu var. Dolayısla bu insanları mutlu etmek elbette ki zorlaşıyor. İktisadın en temel kuralı, insan ihtiyaçlarının sınırsız olmasıdır. Biri biter diğeri başlar. İnsanları memnun edecek, yeni işler içinde olmak zorundasınız. Dolayısıyla bugünkü siyasetçilerin işleri zor.
“TOPA VURMASINI ÖĞRENEN PARA İSTİYOR”
Geçmiş yıllarda folklör ile ilgilendiğinizi ve futbol oynadığınızı biliyoruz. Biraz da özel yaşamanızdan söz eder misiniz?
Gerek folklör, gerek futbol, gençliğimizin olmazsa olmazlarıydı. Bizim zamanımızda birinci amatör kümede 10, ikinci amatör kümede 10 takım vardı. Merinos Stadyumu’nda maç izlemeye yer bulamazdık. İmkanlar kısıtlıydı. Kabaralı kramporlarla top oynardık. Çiviler ayağımıza battığı için canımız yanmasına rağmen şikayetçi değildik. Devre arasında Doğan abiye gider, çivileri çakmak için çekiç isterdik. Zemin sert ve çamurluydu ama müthiş zevkliydi. Herkes birbirini tanır, sevgi ve saygıyla yaklaşırdı. Çok farklı bir ortam vardı. Daha sonra yeşil sahalar yapıldı. Şimdi topa vurmasını öğrenen para istiyor. Bizim zamanımızda para sorun edilmezdi.
FOTOĞRAFLAR: HATİCE DAL
2000 tl üstü kiralara ek vergi kesinlikle hatalı tespittir. Vergi yükü zaten pek çok fiyat artışının tetikleyicisi. Önerilen ek vergi ev sahibinin cebinden mi çıkacak sanıyorsunuz? O’da eline geçecek parayı baz alarak zaten acısını kiracısından çıkaracak… al sana kısır döngü. (Bu arada not. Hiçbir yerde kiralık evim yoktur yani bu konuda tarafsızım)