Mustafa Özdal
Mustafa Özdal
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

1 milyon hastaya gereksiz bakılmış

2020’nin ilk yazısından merhaba.

Hani bir inanış vardır ya, yeni yıla nasıl girerseniz tüm yıl da öyle geçer diye.

Ben de ne siyaset, ne ekonomi, ne eğitim, ne de yol, kavşak, köprü gibi kent sorunlarına değineceğim bugün.

Sağlık her şeyin başı’ anlayışıyla yılın ilk yazısında sağlık diyorum.

Çünkü gerçekten de bu hayatta sağlık dışında her şeyin bir çaresi olduğuna yürekten inanırım.

Para kaybedilince daha fazlası kazanılabilir, sevgiliniz sizi terk ettiğinde daha iyi biri karşınıza çıkabilir, işinizi kaybedince daha uygun bir iş bulabilirsiniz.

Ama amansız bir hastalığa bazen tıp çaresiz kalabilir.

Bu yüzden 31 Aralık gecesi Tanrı’dan önce sağlık diledim.

Evet sağlığımıza dikkat edelim ama bazen sağlığımızı düşünürken başkasının sağlığını tehdit edebiliyoruz.

Nasıl?” dediğinizi duyar gibiyim.

Kentimizin en büyük hastanelerinden Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile ilgili çarpıcı istatistikler sunacağım.

Bu hastanemizin polikliniklerinde 2019’un ilk 9 ayında 2 milyon 134 bin hasta tedavi görmüş.

Acil servise ise 769 bin hasta başvurmuş.

2019’un sonunda poliklinikteki tedavi sayısının 3 milyona, acil servisteki hasta sayısının da 1 milyona ulaşacağı öngörülüyor.

Yani bu dev hastane 1 yılda toplam 4 milyon hastaya bakmış olacak!

Peki bu sayı gerçekçi mi?

Kağıt üzerinde evet.

Ancak acil serviste, çok ama çok gereksiz bir yığılma var.

Nitekim acil servise başvuran hastaların yüzde 90’ı aslında acil hasta değil.

Öyle ki sadece 100 bin hasta gerçekten acil vaka, diğerleri ise bir aile hekiminin pekala tedavi edebileceği hastalardan oluşuyor.

Eğer durumu acil olmayan bu hastalar gereksiz yığılmalara neden olmasaydı, 1 milyon kadar daha az hasta bakacak olan Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin hizmet kalitesi çok daha iyi bir noktada olacak ve daha nitelikli sağlık hizmeti verilebilecekti.

Ancak sıra beklememek, katkı payı vermemek ve gündüz vakitlerinde mesaisinden olmamak için en ufak bir burun akıntısında bile vatandaş acil servislere hücum ediyor.

Belli ki, bu kötü alışkanlığımızdan vazgeçmeyeceğiz.

O halde buna bir çözüm bulmanın vakti gelmedi mi?

Mesela acil olmayan hastaların, sarı ve yeşil alanlara alınmaksızın direkt aile hekimlerine veya sağlık ocaklarına yönlendirileceği bir mekanizma geliştirilemez mi?

Sağlık alanındaki yetkililer yeni yılda ilk olarak bu işe kafa yormalı bence.

Şehir Hastanesi ve ulaşım sorunu

Malum Şehir Hastanesi açılınca, depreme dayanıksız olan 140 yataklık Prof. Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi de bu hastaneye taşındı.

Ancak Şehir Hastanesi’ndeki göğüs hastalıkları bölümündeki yatak sayısı sadece 40.

Ayrıca ciddi bir ulaşım sorunu var Şehir Hastanesi’nin.

Bu nedenlerden dolayı çoğu yaşlı hasta, Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gidiyor.

Tabii bu da ciddi yığılmalara neden oluyor.

Şehir Hastanesi’ndeki hizmet kalitesine dair çeşitli görüşler olsa da, ulaşımın çok büyük bir sorun olduğu genel kanaat.

Demek ki, sadece bina yapmakla iş bitmiyormuş.

Mestan’a meydan okuma

BTSO Başkanı İbrahim BurkayBursaspor’a yardım gecesinin iptal edilmesinin ardından taraftardan gelen yoğun tepkileri savuşturmak için evlere şenlik bir açıklama yapmış:

Bursaspor’umuzu yönetim zafiyetinden, proje kısırlığından, güven meselesinden ve ekonomik darboğazdan kurtarmak üzere gereğini yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.”

Bu açıklama ne anlama geliyor?

Bursaspor yönetimi zafiyet içinde ve ben de gereğini yapacağım demek değil mi?

Bu çok açık bir şekilde Mesut Mestan yönetimine sopa göstermek ve onları tehdit etmektir.

Soru 1- İbrahim Burkay, bu cüreti nerden alıyor?

Soru 2- Mesut Mestan, bu tehdit dolu açıklamaya papuç bırakacak mı?

Yılbaşı kutlaması ve Mekke’nin Fethi

Dün yılın son günüydü ya, bazıları yine ‘Mekke’nin Fethi’ mesajlarını dolaşıma soktu.

Ne çektiysek, ‘bin yıldır’ toplumu ayrıştıran bu ön yargılardan çekiyoruz.

Bir kere bu coğrafyada yeni yılın gelişini kutlayan hiç kimse bir başka dinin bayramını kutlamıyor.

Zaten ikisi aynı tarihlere denk gelmiyor.

Yeni yıl, yeni başlangıçlar, taze ümitler, bembeyaz bir sayfa demek.

İnsanlar hem geride kalan yılın yorgunluğunu ve stresini atmak hem de yeni yıla yönelik umutlarını korumak için yılbaşını kutluyorlar.

Bu kutlama kah sıcak bir aile sofrasında mütevazi bir şekilde, kah lüks bir otelin balo salonunda şaşalı bir eğlenceyle olabiliyor.

Ayrıca Mekke 1 Ocak’ta değil, 11 Ocak’ta fethedildi.

Ancak daha da önemlisi İslam dünyası için böylesine önemli bir günü, yılbaşına alternatif olsun diye kutlamak, hem yılbaşını kutlayan milyonları, hem de Mekke’nin Fethi gibi kutsal bir günün içini boşaltır.

1 adet yorum var

Bir adet yorum var

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X