Efendim merhabalar… Size, artık önümüzdeki en az 2 yılımı geçireceğim Amerika’ya dair gözlemlerini aktarmak istiyorum.
Yaklaşık 1 aydır Pensilvanya’nın State Collage bölgesindeyiz.
“Buraya ne için geldik, önümüzdeki 2 yıl boyunca neler yapacağım?” konularını bir başka yazıya bırakıyorum ve öncelikli olarak bulunduğumuz bölgeyle ilgili bilgiler aktarmak istiyorum.
State Collage’in ilk gözümüze çarpan ufak ama şirin bir yer olması … Şu televizyonlardan bize aktarılan Amerikan evleri dedikleri tek katlı müstakil bahçeli evleri görmeniz mümkün.
Her yer yeşillik ve abartısız çok temiz bir yer. Büyüleyici bir masalsı evlerin içinde her gün yolculuk ettiğinizi düşünün.
Ben yolculuk ederken bu evlerde kimler kimler yaşamış yaşıyor tarihi nedir bir sürü düşüncelere dalıp gidiyorum… Böyle güzel evlerde oturuyorsanız ve evcil hayvanınız varsa devlete ayrı vergi ediyorsunuz. Bahçenizi belirli zamanlarda çimlerini belirli boyda kesmeniz bakımını yapmanız gerekiyor yoksa ceza yiyorsunuz. Sigara kullanımı neredeyse çok az. İnanılmaz hiçbir yerde içirmiyorlar… Sigara alanları da kısıtlı bu konuda katılar… İçenlerde sigara fiyatlarını görünce bırakmış olabilir.
Bu bölge üniversite şehri olduğu için öğrencilerin yoğunlukta olduğu bir yer.
Penn State Üniversitesi’nin olduğu yerde mağazalar kafeteryalar yiyecek içecek yerleri Pub tarzı eğlence mekanları mevcut özellikle mekanların önlerinde giriş kuyrukları oluyor… Ve akşam bu mekanların karşısında da pankart açan Hristiyan bir grup yer alıyor. Grup “içmek kötü bu yerlere gelmeyin” diye anti karşıt seslerle bir süre burada yer alıyor… Çok ilginç gelmişti bana ilk gördüğümde…
Bir diğer dikkatimizi çeken ise herkesin üstünde Penn State yazılı tişörtler, şortlar, bluzlar… Buranın Amerikan futbol takımı çok meşhur ve duyduğumuza göre de başarılıymış. Herkes destek amaçlı bu tişörtlerden giyiyor. Hediyelik eşyalarından çöp kovasına evcil hayvanlarındaki tasmasına kadar sokaklarda birçok insanın üstünde görmeniz mevcut Penn State amblemlerini ve şöyle söyleyeyim Penn State yazılı dümdüz tişörtler normal tişörtlere göre daha pahalı ama bizde eksik kalmayalım dedik ve aldık bu tişörtlerden.
İnsanlarına gelecek olursak çok kibar ve güler yüzlüler… Trafik kurallarına çok önem veriyorlar… Kursa gittiğim ilk derste ve ikinci derste baya üzerinde durdular bu konunun…
Şimdi düşünüyorum biz Türkiye’de ne zaman trafik kurallarına ilişkin ders aldık… Ya da verildi de ben mi hatırlamıyorum… Trafikte yayalara öncelik tanınıyor bizdeki gibi yayanın üzerine çıkar gibi araba sürmek yok ama Avrupa gibi de bu konuda çok da katı değiller… Avrupa’da nerede durursan dur yayaya hep öncelik vardı. Burada öyle bir şey yok siz araba gelince gene de bir bakın öncelik benim deyip atlamayın.
Şehrin genel havası sakin belirli kuralları var. Herkes ona uyuyor ve herkes mutlu… Uzak doğudan gelen Hindistan’dan gelen öğrenci sayısı çok fazla…
Çinlilerle biraz sohbet etme şansım oldu burayı seviyorlar ve hepsi Amerika’da kalmak yerleşik hayata geçmek istiyor… Burası onlar için özgürlük demek… İngilizce anlaşmak onlarla gerçekten zor… Telaffuzları farklı geldi bana ama eminim benimki de onlara farklı geliyordur.
Geldiğimizden beri boş durduk diyemeyiz… Üniversite’nin çeşitli etkinlikleri oluyor ve bizde onlara katılıyoruz.
Ne kadar çok etkinlik o kadar insan o kadar kültür tanımak.
Bu etkinliklerde oyunlar oynanıyor. Piknikler düzenleniyor. Sinema geceleri oluyor. Herkesin bir grubu oluyor.
Yarışmalar düzenleniyor. En son gittiğimiz “Bald Eagle State Park”ta onlardan biri sadece…
Eşsiz doğa eşliğinde oyunlar oynadık kano yaptık.
Kel Kartallar Parkı’nda isminin hakkını veren bu parkta kano yaparken kartalların üstümüzden uçtuğunu gördük. Biraz ürkütücüydü ama güzel bir deneyimdi.
Havadan sudan doğadan geçelim biraz buradaki hayat koşullarına en önemlisi yeme içme fiyatlarına daha yakından bakalım… En son yaptığımız alışveriş fiyatlarına değinmek istiyorum size…
Şu fotoğrafta görmüş olduğunuz ürünlerin; kuşbaşı etinden, kıymasına, somonuna, yağından, tuzuna, şekerine yani kısacası yemeklik temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak bu alışverişin bedeli 177 dolar…
Bizdeki gibi her ürünün pahalısı ucuzu var…Markadan markaya göre değişen fiyatlar..
Bana göre fiyatlar bütçeye ve beklentiye göre değişkenlik gösteriyor… 1 dolara beyaz ekmekte 5 dolara da tam buğday ekmekte yiyebilirsiniz. Bütçenize göre alışverişinizi yapabilirsiniz. Fiyat performans tercih size ait…
Mis gibi kokan ve içeride farklı farklı pizza çeşitleri bulunan bu mekânda yediğim margarita pizza ve kola ikilisi 7 dolardı.
İçeceği bir kere ücret ödüyorsunuz daha sonra istediğiniz kadar alabiliyorsunuz.
Şehir içi ulaşımda öğrenciye bizdeki gibi indirim yok. Burada herkes eşit. 2 dolar bir biniş… Bizim şansımız kaldığımız evin bir sistemi varmış… Kiracılarına ücretsiz ulaşım kartı veriyor… Burada her yer de bu uygulama yok ama bazı yerlerde bu sistem işliyor.
Otobüslerin içleri ve evlerin mimarisi dönem film çekiminin içindeymiş gibi hissettiriyor…
“The Arboretum at Penn State” buraya gelme imkânınız olursa mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Bir çeşit botanik bahçe…
Çeşit çeşit bitki örtüleri… Doyasıya doğa manzarası. Çocukların vakit geçirebileceği oyun alanları… Müzik aletlerinin yanında bizde çocuklar gibi eğlendik…
“Tom Tudek Memoriel Park”a da ailecek gidebilir piknik yapabilirsiniz. Atlarla bolca vakit geçirip doğanın eşsiz tadına burada da varmanız mümkün… Kısacası bir yeşil sever olarak buralar tam benlik.
Huzurlu sakin bir yaşam düşünenlere State Collage’i önerebilirim. Amerika’da kalıcı bir hayat düşünenler için de bir basamak olarak iyi bir yer olabilir.
Son olarak aşağıya dikkatimi çeken bir kaç fotoğraf daha ekliyorum…
Bir dahaki yazıda görüşmek üzere…