Aslında bilinen bir hikâye… Bir
gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya
düşer.
Adam ne yapacağını düşünürken, hay-
van saatlerce anırır.
***
En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı ol-
duğunu ve kuyunun da zaten kapanması
gerektiğini düşünür ve eşeği çıkarmaya
değmeyeceğine karar verir.
***
Bütün komşularını yardıma çağırır…
Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak
atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark
edince, önce daha beter bağırmaya baş-
lar.
Sonra aniden sesini keser.
***
Birkaç kürek toprak daha attıktan
sonra, çiftçi kuyuya bakar…
Gözlerine inanamaz…
Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla
müthiş bir şey yapmakta; toprağı aşağıya
silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak
hazırlamaktadır.
***
Bir süre sonra, komşular toprak atma-
ya devam edince, herkesin şaşkınlığı al-
tında eşek, kuyunun kenarından dışarı
bir adım atıp, koşarak uzaklaşır.
***
İşte böyle…
Hayat üzerimize hep toprak atacaktır;
Hem de her türlü pislikle…
Kuyudan çıkmanın sırrı ise, bu pisliği sil-
keleyip bir adım yükselmektir.
***
Sıkıntıların her biri bir adımdır…
En derin kuyulardan bile yılmayarak,
usanmayarak çıkabilirisiniz.
***
Yeter ki…
Yaşanmış başarısızlıklardan ders çıkar-
masını bilelim…
Kalbinizi nefretten arındırın, affedin.
İlahi adaleti hiç unutmayın…
Düşüncelerinizi endişelerinizden arın-
dırın…
Çoğu zaten hiç gerçekleşmez.
Ve…
Basit yaşamaya çalışın, elinizdekilerin
kıymetini bilin.