2023 Temmuz’unda dört beş kez Karacabey Boğazı Malkara’da denize girmiştik. Bir seferinde akşama doğru Malkara’dan ayrılırken ormanlık alanın hemen yanından geçiyorduk. Eşim “Cırcır böcekleri nasıl da ötüyor, duyuyor musun?” dedi. “Yok, duymuyorum” dedim. “Araba kullanıyorsun, dikkatin yolda, şimdi dinle bakalım, duyarsın!” dedi. Tüm dikkatimi verdim ama hiç cırcır böceği sesi gelmedi kulağıma, “Yok, yine duymadım!” dedim. İki ay sonra Eylül’de bir Cuma günü de piknik için Çalı’ya gitmiştik. Genelde hafta sonları giderdik oraya ve oturduğumuz yer hep kalabalık olurdu. O gün kimse yoktu ormanlık alanda, insana huzur veren bir sessizlik hüküm sürüyordu çevrede. Bir ara kulağıma sesler geldi.

“Cırcır böceklerini duyuyorum!” dedim sevinçle.

Eşimin yüzünde yavaştan alaycı bir gülümseme belirdi. “Eylül’de cırcır böceği ha, ne alaka! Duyduğun bir kuş sesiydi!” dedi. Biraz bozuldum tabii…

Cephanelik yürüyüş parkurunda sabahları bazen bir kişiyle bir veya iki tur yürüdüğüm olur. Göz doktoru Ercan Ertürk bazen birlikte yürüdüğüm kişilerden biridir. “Ekim 2018’de sağ gözümden katarakt ameliyatı oldum. Sol gözümden de katarakt ameliyatı olmam gerekecek herhalde” dediğimde “Gel muayenehaneme de bir bakayım” dedi. Ertesi gün gittim, bir süre sohbet ettik, ardından gözlerimi kontrol etti:

“Katarakt ameliyatınız çok iyi yapılmış. Sol gözünüzde henüz ameliyatlık bir durum yok, o sizi iki üç yıl daha idare eder. Ameliyatlı sağ gözünüz uzağı gayet iyi görüyor. Diğer göz miyop, onunla da yakını iyi görüyorsunuz. Niye gözlük takıyorsunuz ki? Takmanıza hiç gerek yok, sadece araba kullanırken gözlük takın!” dedi.

“Altmış yıldır gözlük takıyorum. Gözlük takmamaya alışmam biraz zaman alır ama dediğinize uyup takmayacağım” dedim.

“Yalnız konuşmamız esnasında duymada bir sorununuz olduğunu farkettim. Bu dikkatimi çekti. Bir Kulak Burun Boğaz doktoruna gitseniz iyi olur, işitme cihazına gerek var mı o size söyler. Bir rahatsızlık duyuyor musunuz?” diye sordu Ercan Bey.

Ne diyeceğimi bilemedim bir an. Yanıt vermekte geciktiğimi görünce araya girdi, “Ölçü şudur: Eşiniz size onu duymadığınız veya yanlış anladığınız için kızıyor mu?” dedi gülerek.

“Hayır, sorun henüz o aşamada değil ama ara sıra söylediği bazı kelimeleri, bazı cümleleri yanlış anladığım, bazen ona bir kelimeyi, bir cümleyi tekrar ettirdiğim oluyor. Sık olmadığı için kızmıyor, hatta bazen bu gülme konusu oluyor, o da kötü bir şey değil” dedim ve der demez de aklıma eşimle aramızda geçen cırcır böcekleri muhabbeti geldi. Onları anlatınca Ercan Bey de güldü:

“Peki, duyma konusunda canınızı en çok sıkan ne?” diye sordu.

“Aktif çalışma hayatım bittiği için dışarda henüz önemli bir sorun yaşamadım. Ama bir iki yıl öncesine kadar TV’de İngilizce ve Fransızca kanalları izlerken İngilizce’de yüzde seksen, Fransızca’da yüzde altmış oranında konuşmaları anlardım. Şimdi bu oran yüzde elliye kadar düştü çünkü iyi duyamıyorum. Bu canımı sıkıyor.”

“O zaman size birkaç doktor adı vereyim, onlardan birine gidin” dedi Ercan Bey ve o doktorların adlarını bir kâğıda yazıp bana verirken “Doktor olmanın faydalarından biri şudur ki hangi doktora gideceğinizi bilirsiniz. Sade vatandaş bunu bilmez” diye ekledi. Geciktirmeden Ercan Bey’in “O iyidir” dediği uzman doktora gittim. Kırklı yaşlardaki, sportmen, esmer doktor kulaklarımı temizledi sonra beni alt kattaki odyometri odasına gönderdi, orda çeşitli işitme testlerinden geçtim. Test sonuçlarını içeren kağıdı tekrar yukarı kata götürdüm. Doktor “Bir kulakta yüzde otuz, diğerinde yüzde otuz altı işitme kaybı var. Çok ileri bir durum yok ama bu yıl olmasa bile gelecek yıl buraya geleceğiniz kesin, daha fazla ilerlemeden cihaz kullanmanızı tavsiye ederim” dedi. Beni yönlendirdiği İşitme Cihazları Merkezi’ne gittim, cihazları aldım, kullanmaya başladım. TV’de yabancı kanalları anlamada yine eski iyi günlere döndüğümü görünce bana gözlüğü attıran, işitme cihazlarını öneren Ercan Bey’e içimden teşekkür ettim.

Dokuz ay gözlük takmadım ama küçük yazıları okumada biraz sorun yaşadığımı görünce tekrar gözlük takmaya başladım…